1/6
İzmir’in Konak ilçesinde, yerine alışveriş merkezi yapılmak üzere yıkılan 120 yıllık iş merkezinin zemininde, Milattan Sonra 2'nci yüzyılda inşa edildiği anlaşılan Roma hamamı kalıntılarına rastlandı. Aradan geçen 3 yıla rağmen, su içinde kalan ve yosun bağlayan kalıntıların akıbeti belirsizliğini korurken, İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, yapılan incelemelerin ardından Roma hamamı ile gymnasium yapı kalıntılarının, Smyrna Antik Kenti Limanı yerleşimi hakkında yeni tarihsel bilgiler verdiğini, bu nedenle yerinde korunmasının önemli olduğu belirtti. Kurul, yapının kamuya açık olarak sergilenmesi ve tanıtılmasına karar verdi. Ancak sit derecelendirmesi yapılmadı.
2/6
Konak ilçesi Ahmetağa Mahallesi'nde bulunan, mülkiyeti Vakıflar Müdürlüğü'ne ait olan, 120 yıllık Kaptan Mustafa Paşa İş Merkezi için yap-işlet-devret modeli ile 2016 yılında ihaleye çıkıldı. İhaleyi kazanan firma tarafından 12 Haziran 2016 tarihinde, çalışmalara başlandı. Binayı yıkarak, yerine alışveriş merkezi kurmak isteyen firma yetkilileri, beklemediği durumla karşılaştı. İş makineleriyle yapılan kazı çalışmaları sırasında, binanın zemininde tarihi kalıntılara rastlandı. Bunun üzerine çalışmalar durduruldu. Arkeologlar tarafından yapılan incelemelerde, ortaya çıkan yapının Milattan Sonra 2'nci yüzyılda inşa edildiği anlaşılan Roma hamamı ile gymnasium (okul) kalıntısı olduğu belirlendi. Ancak aradan geçen 3 yıla rağmen, bölgeye dair net bir karar alınamadı.
3/6
İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, yaptığı son toplantıda, tarihi kalıntıların aynı zamanda Smyrna Antik Kenti Limanı yerleşimi hakkında da yeni tarihsel bilgiler verdiğini, bu nedenle söz konusu yapının yerinde korunmasının önemli olduğunu belirtti. Kurul, kararında ayrıca, yapının kamuya açık olarak sergilenmesi ve tanıtılmasının önemine de değindi. Yapının fiziksel, kimyasal ve biyolojik bozulmalara açık olduğu, bu nedenle mevcut zemin suyunun, Ege Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü tarafından hazırlanan drenaj tedbirleri hakkında inceleme ve değerlendirme raporunda belirtilen hususlar dikkate alınarak ilgili müze müdürlüğü uzmanları denetiminde tahliyesinin sağlanması istendi. Kalıntıların konservasyonu ve yerinde sergilenmesini de içerecek olan koruma projesinin, Kurul'a iletilmesinin ardından yeni bir değerlendirme yapılacağı belirtildi.
4/6
Çevre davalarına bakan avukat Arif Ali Cangı, bölgenin yıllardır su altında olduğunu, kalıntıların zarar gördüğünü ve yosun bağladığını söyledi. Alandaki suyun biran önce çekilmesinin ve bölgenin koruma altına alınmasının önemine değinen Cangı, Kurul kararına dair şunları söyledi:
5/6
"Kurul, buranın korunması gerektiğini bir kez daha vurgulamış ancak her nedense sit derecesinden bahsetmemiş. 1'inci derecede arkeolojik sit tescillendirmesinden kaçınmış. Bunu anlamakta güçlük çekiyoruz. Çünkü yazının tamamına baktığımız zaman 1'inci derecede arkeolojik sit tanımının yapıldığı görülüyor. Ama neden derecelendirme yapmıyor, bu anlaşılır gibi değil."
6/6
1'inci derecede arkeolojik sit kararının verilmesi halinde, alandaki yapılaşmanın önüne geçileceğini aktaran Arif Ali Cangı, "İzmir tarihi açısından değerli olan bu kalıntıların korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması için 1'inci derecede arkeolojik sit kararı verilmesi gerekiyor. İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun öncelikle yapması gereken budur. Bunu vermediği sürece alan her zaman yapılaşma tehdidi ile karşı karşıya" diye konuştu. Kemeraltı'nın UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne girmek için çabaladığını vurgulayan Cangı, "Eğer gerçekten Kemeraltı'nın kültürel miras listene girmesi isteniyorsa, çıkan kalıntılarının korunması gerekiyor. Bu Kemeraltı'nın işini de kolaylaştırır. İzmir'de yaşayan, bu kenttin tarihini, kimliğini korumak isteyen yöneticilerin, örgütlerin buna duyarlı olması gerekiyor. Eğer burası bir arkeopark haline getirilebilirse, gerçekten Kemeraltı ve İzmir çok şey kazanacak" dedi.