Sıcak havaların çeşitli sağlık sorunlarını beraberinde getireceğini belirten Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Nurten Elkin, terlemenin vücut ısısının korunması açısından önemli olduğunu ifade etti. Bebeklerde, yaşlılarda ve kronik hastalığı olan kişilerde tek başına terlemenin yeterli olmadığını anlatan Dr. Elkin, "Sık sık duş alınmalı, ayaklar, eller, yüz ve ense soğuk suyla ıslatılmalı, susama hissine bakılmaksızın her gün 2-2,5 litre sıvı tüketilmeli” dedi.
1/9
Vücut metabolizmasının artan sıcaklık ve nem durumuna göre gerekli uyumu sağlamaya çalıştığını ifade eden İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Öğretim Üyesi Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Nurten Elkin, "Aşırı şişmanlık, sıvı kaybı, madde kullanımı, kalp hastalığı ve bazı ilaçların kullanımı terlemeyi etkileyen faktörlerdendir. Diyabet ve kalp hastalıkları gibi koroner hastalıkları olanlar, 65 yaş üstü ve yalnız yaşayan yaşlılar, gebeler, açık alanda çalışanlar, bakıma muhtaç olan bireyler, sokak çocukları ve evsizler ile bazı depresyon, uyku ilaçları gibi ilaçları kullananlar en çok risk taşıyan gruptur” uyarısında bulundu.
2/9
Günün en sıcak saatleri olan saat 10.00 ile 16.00 arasında zorunlu kalınmadıkça dışarı çıkılmaması uyarısında bulunan Dr. Nurten Elkin, “Açık alanda çalışması gereken bireyler; güneş altında korunmasız kalmamaya çalışmalılar ve sık sık tuz içeren sulu gıdalar almaya dikkat etmelidirler. Dışarda mümkün olduğunca; açık renkli ve pamuklu kumaşlardan oluşan giysiler giyilmeli, ayrıca şapka ve güneş gözlükleri de kullanılmalıdır. Güneş ışınlarının dik geldiği saatlerde güneşlenilmemeli ve bu saatin dışında denize girmek isteyenlerin en az 15 koruma faktörlü güneş koruyucu kremleri kullanmaları gerekmektedir” diye konuştu.
3/9
Aşırı sıcaklarda ağır fiziksel aktivitelerden kaçınılması gerektiğine vurgu yapan Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Nurten Elkin şu uyarılarda bulundu: "Yoğun fiziksel aktivitenin yapılması için sabah ve akşam saatleri tercih edilmeli. Kapalı alanların iyi havalandırılması gerekli olup bebek, çocuk, engellilerin ve evcil hayvanların kapalı ve park etmiş araçlarda kesinlikle bırakılmaması gereklidir. Vücut ısısının yükselmemesi için sık sık duş alınmalı; bunun mümkün olmadığı durumlarda ayaklar, eller, yüz ve ense soğuk suyla ıslatılmalı veya silinmelidir.”
4/9
“Susama hissine bakılmaksızın her gün en az 2-2,5 litre sıvı tüketilmelidir. Sıvı alımında su içmek esas olmakla beraber, su dışı sıvı alımında kahve, çay ve gazlı içecekler yerine süt, ayran ve meyve suyu gibi içecekler tercih edilmelidir. Kafein içeren içecekler yerine de süt, meyve suyu, ıhlamur ve kuşburnu gibi bitki çayları tercih edilmelidir. Çünkü kafein, alkol ve fazla miktarda şeker içeren içecekler vücutta daha fazla sıvı kaybına yol açabilmektedir. Mide kramplarına neden olabileceği için çok soğuk ve buzlu içecekler tercih edilmemelidir. Hastanın özel sağlık sorunu ya da kullandığı ilaçlara bağlı olarak da hekim tarafından sıvı kısıtlamalarının olduğu istisnai durumlar mevcut olabilir."
5/9
Aşırı sıcaklarda beslenme durumuna da özen gösterilmesi gerektiğine değinen Dr. Elkin, “Yağlı besinlerin ve yağda kızartmaların tüketiminden kaçınılmalı; yemekleri pişirirken kızartma ve kavurma yerine haşlama veya az suda pişirme gibi sağlıklı pişirme yöntemleri tercih edilmelidir. Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi kapsamında da yeterli ve dengeli beslenme önemli olup; bol bol mevsimine uygun taze meyve ve sebze tüketilmelidir” dedi.
6/9
“Aşırı sıcaklarda besinlerin satın alınması, hazırlanması ve saklanması aşamalarının her birinde hijyen koşullarına dikkat edilmesi önemli olup; özellikle sıcak ve açık ortamda et, yumurta, balık, süt ve süt ürünleri, mayonez vb. besinlerin belli bir sürenin üstünde kalması besin zehirlenmeleri açısından risk oluşturmaktadır. Besinlerin yaz aylarında pişirildikten sonra hızlı tüketilmesi ya da oda ısısında fazla kalmadan buzdolabında saklanması gerekmektedir. Yine yaz aylarında dışarda ve açıkta satılan yiyeceklerin tüketiminden kaçınılmalıdır” diye konuştu.
7/9
Sıcak çarpmaları konusunda uyaran Dr. Elkin, erken dönemde tedavi edilmediği takdirde kalıcı hasarlara ya da ölüme neden olabileceğini belirterek şu ifadeleri kullandı: “Aşırı sıcağa maruz kalma sonucunda terleme mekanizmasının bozulmasına bağlı olarak vücut ısısının düşürülememesi ile görülen tabloya sıcak çarpması denir. Sıcak çarpmaları erken dönemde tedavi edilmezse kalıcı hasarlara ya da ölüme neden olabilir. Oluşan klinik tabloda; deri kuru, kırmızı ve sıcak olup; terleme yoktur, baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, kusma eşlik edebilir; ateş 39,4’ün üzerine çıkmış olup; tablo şuur bulanıklığı ve komaya kadar gidebilir. Müdahalede; kişi serin ve hava akımı olan bir yere alınır, üzerindeki sıkı giysiler gevşetilir, soğuk uygulama yapılır, bilinci kapalıysa kesinlikle içmesi için sıvı verilmemeli ve en yakın sağlık kuruluşuna götürülmelidir.”
8/9
Uzun süreli güneş ışığına maruz kalmanın güneş yanıklarına sebep olacağını söyleyen Dr. Elkin, “Klinik tabloda, cilt kızarık, ağrılı ve aşırı derecede sıcaktır. Bireyde su toplaması, şiddetli ağrı ve ateş var ise ya da hasta 1 yaşının altında ise en yakın sağlık kurumuna başvurmalıdır. Yanık olan bölgeye yoğurt, salça ve diş macunu gibi maddeler kesinlikle sürülmemeli ve bu su kabarcıkları patlatılmamalıdır. Güneş yanıklarında hekim kontrolü ve lezyonun derecesine göre tıbbi tedavi alması gerekebilir. Lezyonun enfekte olmaması önemlidir” dedi.
9/9
Elkin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Güneş ışınlarının; D vitamini yetersizliğinin önlenmesinde, bağışıklık sisteminin güçlenmesinde ve psikolojik olarak bireyin kendini iyi hissetmesinde kısacası sağlık üzerine oldukça önemli olumlu etkileri mevcuttur. Fakat uzun süre maruz kalındığında olumsuz etkiler de ortaya çıkabilir. Ciltte erken yaşlanma, cilt kanseri ve güneş lekeleri ile gözde katarakt oluşması bu olumsuz etkilerinden sayılabilir. Aşırı sıcakların vücut için sağlık sorunlarına neden olabileceklerini ve bu sorunların erken belirtilerini bilerek gerekli bireysel ve toplumsal sağlık önlemleri alabilmek oluşabilecek olumsuzlukların önlenmesinde önemlidir.”