1/8
Şehirlerde yaşayanlar için sabahın erken saatlerinden gece yarılarına kadar hiç kesilmeyen gürültü çoğu kez bunaltıcı olabiliyor. Gerçek şu ki medeniyetten uzaklaşmadıkça hala yumuşak da olsa bir gürültü peşinizi bırakmayacak. Desibel (dBA) adlı bir sistem ile ölçülen sesler ile anlayabildiğimiz gürültü miktarı birçok şey için farklılıklar gösteriyor. Nefes almak 10 dBA iken, bir restoran veya ofiste konuşmak 60 dBA, motorsiklet ise 100 dBA civarında.
2/8
Dünyanın belirli noktalarında 10 dBA ve 20 dBA arasında hatta, eksi dBA olarak ölçülmüş bazı noktalarda var. Hadi gelin bu yerleri turlayarak kulaklarımıza kası bir tatil yaptıralım.
3/8
Yaklaşık 11 yıl önce akustik ekolojisini inceleyen Emmy ödülü sahibi Gordon Hempton, 922 bin hektarlık bir alanı koruma altına almak için “Bir Parça Sessizlik” projesini başlattı. Bu parça Hoh Yağmur ormanında küçük kırmızı bir taşla sembolize edilmiş. Yağmur ormanı yakınında çok az yol bulunmakta ve Hempton 3 adet havayolu şirketini bu noktanın üzerinden uçmaması için ikna etmiş. Bölgenin bol bol yağış alması ve nemli olması ile, kayalıklar üzerinden yetişen yosun ve eğrelti otlarının bir örtü vazifesi görüyor. Bu da bölgedeki sesin yayılmasını önlüyor. Bölge bu özelliklerinden dolayu UNESCO Dünya Mirası olarak listelenmiş durumda.
4/8
Dünyanın en sessiz noktası olma konusunda Guinness Rekorlar kitabına giren bir yer var. Microsoft’un Washington eyaletinin Redmond şehrinde bulunun Yankısız Odası o kadar sessiz ki desibel ölçümleri -23 dBA olarak ölçülmüş. Microsoft odanın daha sessiz olabileceğini belirtmişler ama havadaki parçacıkların ilerleme sesinin “fiziksel limiti” bu olduğundan daha ilerleyememişler. Oda birbirine ağ ile örülmüş bir tabandan, ve odanın 6 yüzeyinde bulunan ses emici kamalardan oluşuyor. Bu yankısız oda ses bilimi için araştırma ve testlerde kullanılmakta. Odaya giren bir gazeteci odanın “baskıcı bir sessizliği” olduğunu belirtiyor.
5/8
Kronotsky Doğa Koruma Alanı Rusya’nın en doğu bölgelerinden birinde, yaklaşık 3 milyon hektarlık bir bölgede, yanardağların, ormanların, tundraların, ırmakların arasında bir bölge. Bölgenin en ilginç özelliklerinden birisi ise Ölüm Vadisi. Bu vadide hidrojen sülfür ve karbon disülfür oranları o kadar yüksek ki, hiçbir canlı buradan sağ çıkamıyor.
6/8
Haleakalā yanardağı içinde barından Haleakalā Ulusal Parkı, 3 bin metrelik bu devin etrafında kurulu. Yanardağ kraterine kurulu bir koruma kalkanı, popüler bir turist noktası; panaromik manzaralar, dünyanın başka yerinde olmayan bitkiler ve sessizlik… Park çalışanları krater civarında ölçülen ses seviyesinin 10 dBA’yı geçmediğini belirtiyor. Hoh Yağmur ormanını koruma altına alan Gordon Hempton ise bu bölgeyi Dünyanın En Sessiz Noktası olarak tanımlıyor.
7/8
Kudüs ve Tel Aviv arasında bulunan Negev Çölü, o kadar sessiz ki, bölgeyi ziyaret edenler kulaklarının sessizlikten çınladığını belirtiyor. Bölgede sadece bir kaç Bedevi yerleşimi var, ama göçebe olan bu yerli halkın yapay seslerden, arabalardan, elektrikli aletlerden uzak yaşamı şehirliler için rahatsız edici bir seviyede.
8/8
Alaska’nın kuzeyinde bulunan bu bölge, 19 milyon hektarlık, el değmemiş, yolların ulaşmadığı, giriş ve çıkışın ancak yürüyerek yapıldığı bir doğaya sahip. Bölgeyi yılda en fazla 1500 kişi ziyaret etmekte ama 37 çeşit kara, 8 deniz memeli çeşidi, 42 balık ve 200 göçmen kuşun evi olan bölge düşündüğünüz kadar ıssız değil. Bu tundra soğuk aylarda sessiz bir yerken, havalar ısındığında çıkan güneş kadar, kuşların şarkıları da bölgenin vazgeçilmez ve özlenen bir parçası oluyor. (Kaynak: Yeşilist)