İmam hatip liselilere yönelik sözleri gerekçe gösterilerek hakkında soruşturma başlatılan şarkıcı Gülşen, savcılık işlemlerinin ardından sevk edildiği nöbetçi İstanbul Sulh Ceza Hâkimliği'nce, "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik" suçundan tutuklandı. Köşe yazarları, Gülşen'in tutuklanması hakkında ne dedi?
1/11
KÖŞE YAZARLARI, GÜLŞEN’İN TUTUKLANMASI HAKKINDA NE DEDİ?
2/11
KÖŞE YAZARLARI, GÜLŞEN’İN TUTUKLANMASI HAKKINDA NE DEDİ? | Belki de Cumhuriyet tarihinin en kritik seçimlerine hazırlanıldığını dile getiren Sabah gazetesi başyazarı Mehmet Barlas, ‘’Türkiye'nin gündemi iptal edilen festivaller, tutuklanan densiz bir sanatçı olmamalı... Gülşen'e elbette tepki gösterilmeli. Zaten İmam Hatip Mezunları Derneği de yerinde bir basın açıklaması yayınlamış. İyi de apar topar gözaltı kararı aldırıp evinden kadını mevcutlu şekilde adliyeye getirerek tutuklamak nedir, anlayabilen var mı? Saçmalayan herkesi tutuklayacak mıyız? Bırakın cezasını toplum versin’’ dedi.
3/11
KÖŞE YAZARLARI, GÜLŞEN’İN TUTUKLANMASI HAKKINDA NE DEDİ? | Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan: Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni: ‘’Gülşen’e çok kızdım abi. Durup dururken adamlara mis gibi bir mağduriyet hediye etti. Adamları yeniden birleştirip motive etti. Ne vardı yani seçime kadar bekleseydi? Ne vardı devranın dönmesine kadar sabretseydi? Nasıl olsa seçimden sonra motorları mavilikleri süreceğiz ve hep beraber alayına ağız dolusu söveceğiz. Nedir bu acele? Bir dur. Bir sabret. Şurada kalmış 10 ay. Sık dişini. Bugünden sövüp de adamlara mağduriyet ekmeği yedirtmenin ne gereği var? Anlamıyorum ki!’’
4/11
KÖŞE YAZARLARI, GÜLŞEN’İN TUTUKLANMASI HAKKINDA NE DEDİ? | Gülşen’in sözlerini ‘’nefret suçu’’ olarak nitelendiren Yeni Akit yazarı Akif Beki, ‘’Şarkıcı Gülşen, 30 Nisan'daki konserinde birine güya espriyle takılırken densizlik etmiş. Süzme densizlik. "İmam-hatipte okumuş daha önce kendisi, sapıklığı oradan geliyor" diyerek karalayıcı bir genelleme yapmış, bir kesimi aşağılamış. Nefret suçudur, ciddi ayrımcılıktır, şaka kaldırmaz. Savunulacak tarafı da yok. Ama imam-hatiplileri şiddet eylemlerinin hedefine koymayı amaçladığına, halkı galeyana getirdiğine, bundan dolayı da kimsenin imam-hatiplilere saldırabileceğine dair hiçbir belirti, yakın veya açık tehlike görünmüyor ortada Ben de kınıyorum, hukuken doğru karşılığı neyse, onu bulmalı. Peki bu karşılık; savcılığa ifadeye çağırmak varken gözaltına almak, karakola çekmek, polis nezaretinde adliyeye getirip tutuklama istemek mi?’’ dedi.
5/11
KÖŞE YAZARLARI, GÜLŞEN’İN TUTUKLANMASI HAKKINDA NE DEDİ? | Gülşen hakkında kendisinin de suç duyurusunda bulunduğunu yazan Yeni Akit Gazetesi Ali Osman Aydın: Bu şahsın ağır hakaretinin elbet bir karşılığı olacak, olmalı. Ama birkaç gün sonra serbest bırakılacak bir kişinin tutuklanmasında doğru bulmadığım bir taraf var. Elbette adalet sistemi bizim kaygılarımızla değil hukukla hareket edecek. Fakat şurası kesin ki tutuklandıktan sonra bu provokatör kadını muhalefet bayraklaştıracak. Hak etmediği biçimde kahramanlaştıracak!”
6/11
KÖŞE YAZARLARI, GÜLŞEN’İN TUTUKLANMASI HAKKINDA NE DEDİ? | Gülşen’in söz konusu sözlerini ‘’aşağılık’’ olarak nitelendiren Akşam Gazetesi yazarı Kurtuluş Tayiz, ‘’Gülşen'in söz konusu infiale sebep olan aşağılık sözleri de rastgele edilmiş değil. Toplumun büyük bir kesimini böylesine aşağılıkça bir şekilde 'sapıklıkla' suçlamak ancak psikolojik harp ürünü siyasi bir söylem ve eylem olabilir. Kuşkusuz, bu zihniyeti "sanatçı" adı altında meşrulaştırıp finanse eden kesim Beyaz Türklerdir. Gülşen, onların zihin dünyasına karşılık gelerek kendisini aynı zamanda parlatmaya çalışıyor’’ dedi.
7/11
KÖŞE YAZARLARI, GÜLŞEN’İN TUTUKLANMASI HAKKINDA NE DEDİ? | Sabah Gazetesi yazarı Melih Altınok: ‘’Gülşen kimdir Allah aşkına? B sınıfı eller havaya müziğiyle tanıdığımız, ‘sorduk mu’ dedirten özel hayat ifşalarıyla şöhret yapan yerel bir pop figürünü çok ciddiye almıyor musunuz? Ya da şöyle sorayım... Ağzından çıkanı kulağı duymayacak haldeki bu dengesiz, size iltifat etse sevinecek miydiniz? Ayrıca savcıların anında harekete geçmesi ve sabahında polisin Gülşen'in kapısına dayanması, ardından da tutuklanması çok aşırı bir refleks değil mi?’’
8/11
KÖŞE YAZARLARI, GÜLŞEN’İN TUTUKLANMASI HAKKINDA NE DEDİ? | Şarkıcı Gülşen’in söylemleriyle farklı yaşam biçimlerini kutuplaştırdığını savunan Sabah Gazetesi Yüksel Aytuğ, ‘’Bak sevgili Gülşen, bu ülkede herkes dilediği yaşam tarzını sürdürüyor. Ama sen ve senin gibiler her fırsatta farklılıkları dinamit fitili gibi ateşledikçe bir arada yaşamak güçleşiyor. Daha geçenlerde sokakta şort giyen bir kadın, sözlü saldırıya ve tacize uğradı. "Acaba bunda benim de rolüm oldu mu?" diye düşündün mü hiç? Çünkü her etkinin, bir tepkisi vardır. Sen sorumsuzca söylemlerinle sadece fikrini açıklamıyor, farklı yaşam biçimlerini kutuplaştırıyorsun" dedi.
9/11
HaberTürk yazarı Sevilay Yılman’ın yazısı şu şekilde: ‘’Kadın bu akla ziyan, saçma sapan sözleri, 4 ay önce İstanbul'daki bir konserinde sarf etmiş. Ve ne büyük rastlantı ki, muhafazakar camiayı yerinden hoplatacak bu şuursuzluk tam da ekonomiyle ilgili sıkıntıların ayyuka çıktığı ve dahası rüşvet, yolsuzluk gibi skandal iddiaların ortaya saçıldığı bir vakitte gündeme geliyor. Belli ki birileri Gülşen'in şuursuzca ettiği o lafları bu gibi günlerde kullanmak için kasaya koyup, saklamıştı. Şimdi de pek bir güzel kullanılıyor. Efendim büyük bir ekonomik kriz var, enflasyon canavarı vatandaşın canından bezdirmiş, Suriyeliler memleketi istila etmiş vesaire… Hepsi unutuldu, gitti. 2 gündür konuşulan tek bir konu var memleketin gündeminde. Gülşen ve İmam Hatipliler ile ilgili kullandığı ifadeler. Ben buna asla itiraz etmiyorum. Kimse kusura bakmasın ama o ifadelerin aşırı tepkiyle karşılanması gayet normal. Dün gözaltına alındıktan sonra kamuoyuna sözlerinden dolayı pişman olduğunu, yanlış yaptığını açıkladı Gülşen. Kabahatini kabul etti ve özür diledi. Ancak kabul görmedi. Bu da normal. Çünkü bu ülkedeki hemen her muhafazakar ailenin öyle ya da böyle bir tanışıklığı vardır İmam Hatip okulları ile. Ve dolayısıyla bu ağır hakaret muhafazakar çevrede herkesi incitti, kızdırdı. Keşke söylememiş olsaydı ama söylemiş’’
10/11
Yeni Şafak yazarı Ersin Çelik yazısında: ‘’Peki konserinde imam hatiplilere “sapık” diyerek nefret söylemi ortaya koyan şarkıcı Gülşen, bu lafları bir Yahudi topluluğu ya da İsrail devleti için söyleseydi ne olurdu? Hemen cevap vereyim; bütün kariyeri biterdi! Bundan sonrasını iyi takip edin, Gülşen bu süreçten mağduriyetle ve belki de güçlenerek çıkacaktır. Çünkü Türkiye’de “düşünce özgürlüğü” diye tek taraflı, hukukun da üstünde işleyen bir mekanizma var. Bu mekanizma, Gülşen ve elitlere; mütedeyyinlere, İslâmî eğitim alanlara, İslâmî kimlikli siyasetçilere oy verenlere her türlü hakaret etme, aşağılama, tahkir etme ve nefret kusma hakkı veriyor. Onlar da bu hakkı tepe tepe kullanıyorlar. Çünkü karşılarında onlara sosyal yaptırım uygulayacak, geri adım attıracak ekonomik ve sivil bir organizasyon yer almıyor. Oysa aynı Gülşen, eşcinsellerin ikinci sınıf insan muamelesi görmemesi için mücadele eden sanatçı görüntüsü veriyor. “LGBT aktivisti” imajı çizmeye çalışırken; kendisi gibi düşünmeyen ve yaşamayanlara, imam-hatiplilere ve dindarlara ikinci sınıf insan muamelesi yapabiliyor. Genelleme yaparak hepsine “sapık” diyor. Konserinde LGBT’yi desteklemeyenleri azarlayıp, “gözüm görmesin sizleri” dercesine arkalara gönderiyor. Şikâyet ettiği ayrımcılığı kameraların önünde bizzat kendisi yapıyor, nefret söylemiyle imam-hatiplileri hedef gösteriyor. Şimdi de "İslâmcıların linç etmeye çalıştığı modern Türk kadını” algısına oynayacak. Arkasına da LGBT lobisini alacak’’ dedi.
11/11
AKP Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere AKP’lilerin bu okuldan mezun olmasından başka bir ‘hukuki’ açıklama bulamadığını ifade eden Halk TV yazarı İsmail Saymaz, ’’AK Partililer, siyasal ilişki kurdukları imam-hatiplere yönelik kınanacak bir ifadeyi, yargı üzerinde baskı kurarak, siyasal suç kapsamına sokuyor. 28 Şubat’ta dezavantaj kabul edilen imam-hatipli olmayı, bugün imtiyaza çevirmek istiyorlar. Gülşen, imam-hatiplilere “sapık” dedi diye gerçekten incinmiş olsalardı Karaman’da Ensar Vakfı’nın kaçak yurdunda 10 imam-hatipli tecavüze uğrarken dilleri lal olmazdı. Dönemin Aile Bakanı Sema Ramazanoğlu, Ensar’ı arkalamak için “Bir kereden bir şey olmaz” dediğinde isyan ederlerdi. Erzurum’da Hacı Bahattin Evgi Yatılı Erkek Kuran Kursu’nda iki imam-hatipli tecavüze maruz kaldığında susmaz, ayağa kalkarlardı. Varsa halkı kin ve düşmanlığa tahrik, Gezi Parkı eylemcilerine “Sürtük” demektir. Yalan olduğunu bile bile ve kan çıkarma pahasına Dolmabahçe Camisi’nde içki içildiğini iddia etmektir. Trol imam Halil Konakçı gibi, örtünmeyen kadınları ete benzetmektir. Oruç tutmayana sopa… Namazını kılmayanlara ölüm fetvası vermektir’’ şeklinde yazdı.