1/16
Köşe yazarları, Türkiye'yi yasa boğan depremi yazdı: Asrın ihmali!
2/16
6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler; Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay illerinde büyük yıkıma neden oldu. Bölgeden ölü ve yaralı haberleri gelmeye devam ederken; arama-kurtarma ve yardım çalışmaları sürüyor.
3/16
Türkiye'yi yasa boğan depremin 5. gününde köşe yazarları, felaketi çeşitli boyutlarıyla köşelerine taşıdı.
4/16
Karar yazarı Mustafa Karaalioğlu: Bugün artık eksikleri eleştirmek gerekiyor çünkü geçmiş tecrübelerden biliyoruz ki bugün ortadaki yanlışın siyasi sorumluları kritik edilmezse, onlar gerçeği görmek şöyle dursun her şeyi gerektiği gibi yaptıkları fikrine sığınmayı seviyorlar. Binlerce insanımız hayatını kaybetmişken, binlerce insanımız enkaz altında kalmışken, şehirlerimiz yıkılmışken bir parça eleştiriye tahammül etmeyi öğrenmelerinde fayda vardır. Ayrıca kimse de 23 Kasım 2022’de 5,9 şiddetinde yaşanan Düzce depreminden sonra AFAD’ın kendi eksiklerini ortaya koyan raporundan daha öte bir eleştiri de yapmadı. Açın okuyun o raporu… Bugün ise o depremle kıyaslanmayacak büyük bir felaket ve oradaki ihmallerle kıyaslanmayacak büyük bir ihmal zinciriyle kuşatılmış bulunuyoruz.
5/16
Karar yazarı Mehmet Ocaktan: Felaket bölgesine koşan bu ülkenin insanlarından neden bu kadar korkulur, doğrusu anlaşılır gibi değil. Elbette hakkaniyetli olmak gerekir, AFAD da canla başla insanları kurtarmak ve yaraları sarmak için çalışıyor. Ama şu da bir gerçek ki ilk iki gün yeterli organizasyonu sağlayamamış ve tek başına bu büyük felaketin altından kalkamayacağı anlaşılmıştır. Dolayısıyla yapılması gereken hiçbir kıskançlığa kapılmadan yardıma koşanların önünü açmak ve onlara destek olmaktır. Korkmayın, yıllarca millete tepeden bakan devletin pulları dökülmez, bırakın sadece siz değil, başkaları da vatandaşın başını okşasın.
6/16
Karar yazarı İbrahim Kahveci: Görülmüştür ki; Türkiye deprem öncesi YÖNETİLEMEDİ. Türkiye deprem günlerinde de YÖNETİLEMEDİ. Ve bu yönetemeyenler diyorlar ki, '20 yıllık iktidardan sonra bize deprem için 1 yıl daha verin.' Asrın ihmalini yapanların 1 yılda ne yapacaklarını merak ediyorsanız hatırlayın: 2018 seçimlerine 'Siz bu kardeşinize yetkiyi verin, dolar faiz ne olur görürsünüz' demişlerdi... Yetki zaten onlardaydı ama bir daha seçildiklerinde 4,60 olan dolar 7,20 oldu. Şimdi de 20 yıldır yetki onlarda ama 1 yıl daha yetki verin diyorlar. İyi ama bu yetkiyi isteyenler depremin 1. ve 2. günü ne yapmışlar? Bu ihmallerden dolayı belki de ölmemesi gereken kaç kişi öldü? Bunun hesabını verebilecek miyiz?
7/16
Hürriyet yazarı Fatih Çekirge: Türkiye genelinde bu “imar izni” ve “imar affı” konularına dair ciddi bir araştırma ve çözüm geliştirilmeli... Muğla, Antalya, Adana, Hatay, Aydın, Konya, Bursa, Karadeniz ve daha onlarca bölgedeki tarım arazilerinin, sulak alanların durumu imar açısından incelenmelidir. Ve eğer başımıza gelen bu felaketten ders alıyorsak... Bundan sonrası için yeni bir düzenleme getirmeliyiz. Bugün inşaat, imar gibi konular; Çevre Bakanlığı, Orman Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, belediyeler, yapı tescil firmaları, bilirkişiler ve idare mahkemeleri arasına sıkışmış kalmıştır. Tek bir yetkili yoktur. Bu yüzden de düzenlemesi ve yönetmesi zordur.
8/16
Sözcü yazarı Rahmi Turan: “Tek Adam Sistemi” için referandum yapılırken vatandaşa ne demişlerdi? “Her olayda hızlı karar verip, hızlı uygulayacağımız bir sistem getiriyoruz. Türkiye kanatlanacak!” diye iddia etmişlerdi. Tam kanatlandık! Depremde sistem de çöktü, devlet de… Ne plan vardı, ne de strateji! Hiçbir kurum, “Tek Adam Sistemi” gereği, merkezden talimat gelmeden harekete geçemeyince, depremin zavallı talihsizleri ilk iki gün kaderlerine terk edildi… Depremin ikinci günü askerler devreye girdi, üçüncü günü iş makineleri yola çıktı, jeneratör, vinçle bölgeye ulaştı. Çok geç kalınmıştı! Depremi kadere, fıtrata, Allah'ın takdirine bırakan sorumlular böylece kendi vicdanlarını rahatlatmaya çalışıyorlar.
9/16
Sözcü yazarı Deniz Zeyrek: Bunca sorun ortadayken, depremden sonraki 36 saatte arama, kurtarma ve yardım konusunda dahi harekete geçememişken, 120'nci saatte büyük inşaat şirketlerine “gelin enkazları kaldırın” talimatını neden veriyorsunuz? Bu acele niye? Bırakın insanlar kayıplarını bulsunlar, cenazelerini alsınlar hiç olmasa! Kimliklerini tespit etsinler, son görevlerini yapsınlar. Enkaz altında artık can ya da cansız beden kalmadığından herkes emin olsun. Şuraya bakın! Hatay'da Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün tek katlı binası, hukukçuların, mimarların, mühendislerin direnişine rağmen yangından mal kaçırırcasına içindeki arşivle birlikte alelacele yıkılmaya çalışılıyor. Depremde adeta kâğıt gibi yırtılan, yerle yeksan olan o binaların yapı denetim raporlarına, planlarına, onaylarına ulaşılmasının, arşivlerin saklanmasının kime ne zararı olacak? Neyi yok etmek istiyorsunuz?
10/16
Sözcü yazarı Murat Muratoğlu: Ülkeyi yöneten çıkıp; “İstanbul'a ihanet ettik” falan demişti. Kimdi Gezi Parkı protestolarında “3-5 ağaç için gürültü kopartıyorlar” diyen kişi? Hani betona direnen, ağaçları kestirmemek için toplanan milyonlara “çapulcu” yaftasını yapıştırıp, vatan haini ilan eden. Hatta hazır planları bile göstermişti… Ağaçları kesip Taksim'e AVM ve Topçu Kışlası inşa edecekti. Tepkiyi göze alamadı. Zira o günden beri hiç durmadı. Tüm Türkiye'de beton mikserleri, damperli kamyonlar şov yaptı. Ya “Fay Yasası” ne oldu? Sümen altı…
11/16
Sabah başyazarı Mehmet Barlas: Arama kurtarma devam ediyor. Dün de birçok insan göçük altından çıkarıldı. Bu hafta sonuna kadar hala umut var. AFAD, Kızılay, UMKE, belediyeler, STK'lar, gönüllüler tek yürek olmuş durup dinlenmeden çalışıyor. Dindar, seküler, Kemalist, solcu, ülkücü ayrımı yok orada. Sosyal medyadaki trollerin kavgası sahadaki 200 bin kişinin umrunda bile değil. Ben bu ülke insanından umudumu hiç kaybetmedim. Bu çöküntüden güçlenerek çıkacağız.
12/16
Sözcü yazarı Melih Altınok: Yıkılan binaların "paragöz" müteahhitleri varsa o inşaatların mutlaka odanıza üye mühendisleri, mimarları da var değil mi? "Vicdansız müteahhit" demirin, betonun kalitesinden, kolondan tasarruf etmeye kalkıyorsa inşaatın mühendisinin vicdanı armut mu topluyor?
13/16
Habertürk yazarı Sevilay Yılman: Ülke olarak önümüzde devasa bir problem var. 13 milyonluk bir nüfusu kapsayan ve toplamda 10 ilimize etki eden aynı gün yaşanan iki büyük sarsıntının yarattığı tahribatı düzeltmek, eski haline döndürmek çok çok zor olacak ama şundan eminim ki: Olacak! Çünkü biz çok güzel bir milletiz. Bilim insanları çok uyardı, evet ama onlar bile aynı bölgede 11 saat ara ile iki çok büyük sarsıntının yaşanabileceğini öngöremediler. Dünya kara tarihinin yaşadığı en büyük felaket! Ve ne yazık ki çok ağır hasar verdik. Daha az olabilir miydi? Tabii ki olabilirdi. Ama aç gözlü müteahhit ve bu aç gözlülüğe ortak olan yönetenler tayfası sayesinde olamadı. Hepsine Allah’tan rahmet diliyorum ama hepsine de huzurlarınızda şu sözü veriyorum: "Asla kanınız yerde kalmayacak! Bu namussuz, açgözlülerden hesabını soracağız!”
14/16
15/16
16/16