Antalya'nın Manavgat ilçesinde 10 gün süren 50 bin hektardan fazla alanın zarar gördüğü orman yangını sonrası yanan alanlarda ilk filizlenen bitkiler Akdeniz'e özgü maki türü, mavi-mor renklerde çiçek açan 'hayıt' isimli bitkiler oldu. Bitkileri görüntüleyen kuş ve doğa gözlemcisi Gökçe Coşkun bölgedeki küçük akarsuların kirlendiğini, kum ve mermer ocakları tarafından yok edildiğini söyledi.
1/6
Manavgat'ta yanan ormanda ilk hayıtlar filizlendi: Restorasyonu kuşlar yapsın
2/6
Türkiye'de en büyük orman yangın olarak kayıtlara geçen Manavgat yangını, toplamda 75 bin hektarda etkili oldu. Yerleşim yerleri ve tarım alanları haricinde 50 bin hektarı aşkın orman yok oldu. Bir taraftan yangından etkilenen yerleşim yerleri, diğer taraftan da bölgenin yeniden ağaçlandırılması için çalışmalar yürütülürken, ormanın doğal olarak kendini yenilemesiyle ilgili, bölgeden ilk sevindirici haber de geldi.
3/6
Kuş ve doğa gözlemcisi Gökçe Coşkun, Manavgat'ta yanan ormanlarda incelemelerde bulundu. Coşkun, Beydiğin bölgesinde yanan alanlarda yeni filizlenmiş 'hayıt' isimli bitkileri görüntüledi. Ormanla birlikte bölgede makiliklerin de yandığını belirten Coşkun, “Maki bitkisi olan hayıt onlardan biri. Köklerinden yeniden yükselmeye başlamış. Mavi ve mor renklerde, aralıklarla beyaz da bulunan çiçekler açar ve oldukça güzel kokarlar. Yangın söndürüldükten sonraki bir haftalık süreçte yanan alanlarda ilk filizlenen hayıt çiçekleri oldu diyebiliriz" diye konuştu.
4/6
Sinek ve böcek istilası Bölgedeki gözlemlerini de anlatan Coşkun, yangın çok geniş alanı etkilediği için habitat kayıplarının çok fazla olduğunu kaydetti. Yanan alanlarda sinek istilasının çok yoğun olduğunu ifade eden Coşkun, “Alana diğer böcekler de akın etmeye başlamış. Çekirge, karınca, yusufçuk gibi türlerden çokça gördüm. Orman içinde çokça yusufçukla karşılaştım. Yanmış dal ve ağaçlara konuyorlardı" dedi.
5/6
Kuşlar da yanan alanda Yanan alanlardaki kuşlarla ilgili de bilgi veren Coşkun, “Az sayıda kırlangıçlar uçuyor. Değişik bölgelerde 25 büyük baştankara saydım. Zeminde dolaşıp böcekleri yiyorlardı. Yanan ağaç dallarında ötleğenlere de denk geldim. Yangın sınırında alakarga ve alaca ağaçkakanlar dolaşıyordu. Yangının batı kısmı Beydiğin mevkisinde 6 kuzgun ve 1 şahin, diğer alanlarda ise 3 şahin ve 1 kerkenez gördüm. Yangın sonrası kaynaklarda belirtildiği gibi alanlara yırtıcı kuşlar akın edebiliyor. Şahin tam yanan kısımların üzerinde dolanıyor, ara ara dalışa geçiyordu. Kuzgunlar birçok yerde birden fazla leşe saldırıyordu" ifadelerini kullandı.
6/6
Akarsular can çekişiyor Yer yer küçük bitki filizlerinin çıktığını da gözlemleyen Coşkun, şöyle konuştu: “Bunlara yangın sonrası toprağın ilk umutları diyebiliriz. Yangın belirli bölgelerde yüksek sıcaklıklara ulaştığı için ağaç iskeleti bile bırakmamış. Ancak bazı bölgelerde iğne yaprakları üzerinde bulunan yerler var. Kısmi ağaçsız bölgeler sayesinde ise orman içinde yangından etkilenmemiş alanlar kalmış. Genel anlamda beklediğimden daha az yaban hayvan yangından direkt etkilenmiş. Ancak bu yangının dolaylı etkileriyle birçok olumsuz sonuç ortaya çıkabilir. Bunlardan en önemlisi bölgede can çekişen küçük akarsulardaki suyun kirlenmesi. Akarsu diyorum ama ne yazık ki akan sulardan pek eser yok bölgede. Hepsi ıslah edilmiş veya kum, mermer ocağı tarafından yok edilmiş." Restorasyonu kuşlar yapsın Restorasyonu kuşların yapması önerisinde de bulunan Coşkun, “Yanmış ağaç ve çalıları yangından sonra kuşlar tünek olarak kullanır. Dışkılarıyla bu bölgelere tohum taşırlar. Bu şekilde yanmış bu bölgelerde tekrardan bitki örtüsü şekillenmeye başlar. Unutmayalım, ormana ve doğaya en iyi yapacağımız şey, onu kirletmemek. Başta çöpleri ve molozların bu alanlara atılmasına engel olmamız lazım. Yanan ormanlar kendini yeniler ama atılan pet şişeyi gidip çöpe atamaz" diye konuştu.