Spor yazarları, Milli Takımımızın Letonya'yı 2-1 mağlup ettiği mücadeleyi değerlendirdi. Yazıların tamamını, yazarların görüşlerinin sonunda yazılı olan gazeteyi satın alarak ya da kendi internet sitelerinden okuyabilirsiniz.
1/13
UĞUR MELEKE: 65’te 4-4-2’ye dönüşle birlikte büyük takım davranışı sergilemeye başladık. Beklerimiz hücumu kalabalıklaştırdı, risk aldık. Letonya stoperleriyle baş edebilecek bir adamı, Serdar Dursun’u devreye sokunca önde top tutmaya başladık. Şu son yarım saati görünce ah vah ediyor insan: Kadıköy’de de son yarım saatte 4-4-2’ye dönemez miydik? Şu korkunç kaygılı ruh halinden çıkabilmemiz için Letonya’da dibe vurmamız mı gerekliydi? Keşke son 5 maçta şu riskleri alabilseydik cesaretle. / HÜRRİYET
2/13
AHMET ÇAKAR: Dakikalar 90+7'yi gösteriyordu, Türk futbolunun en uzun 1 dakikası başladı. İsveçli hakem, VAR'a gitti. Aslında tüm dünyada VAR'a gidiyorsan yüzde 90 karar değişiyor. Nitekim öyle oldu, açık bir penaltıydı ve hakem penaltıyı gösterdi. Burak'ın penaltıyı atması demek umutların devam etmesi demekti. Şayet kaçırsaydık dükkanı kapatacaktık. Dün gecenin formsuz ismi Burak attığı penaltıyla umutlarımızı sürdürmeye devam etti. Kötü oynadık, öldük öldük dirildik diyebiliriz. son 15 dakika kurduğumuz baskı dışında yoktuk ama Allah'ın da yardımıyla kazandık. / SABAH
3/13
ATTİLA GÖKÇE: Olacak şey değil. 80 dakika dalga geçtik, uyuduk, uyuttuk ve son on dakikada futbolu hatırlayıp akıl almaz bir galibiyetle coştuk. En azından tarihe borcumuzu ödedik. Bu galibiyet ne kadar tartar? Açar mı kapıyı Katar? Bilmiyoruz... Yine de teşekkür ediyoruz. / MİLLİYET
4/13
ERMAN TOROĞLU: Maçı teknik taktik olarak yazacak hiçbir şey yok. Rakip amatör futbol takımı gibi… Arada bir top yapıyorlar, genelde dan dun vuruyorlar. Biz ne yapıyoruz? Hiçbir şey. Koca takımda ne yaptığını bilen bir tek Cengiz Ünder var. Diğerleri yalan rüzgârı. Oynuyor gibi yapıyorlar, milleti aldatıyorlar, oynamıyorlar. Herkesin ilk topuna Burak koşuyor. Bırak onu Hakan Çalhanoğlu alsın. Maddi olarak baktığımızda Letonya'nın sahadaki 11'i 1 milyon Euro, Türkiye'nin 180 milyon Euro. Aradaki fark bu; peki sahadaki fark: İki takım da 1 milyon Euro! / FOTOMAÇ
5/13
GÜRCAN BİLGİÇ: Son dakikalarda hatayı yaptılar. Burak'ın en usta olduğu alana girdiler ve VAR'dan penaltı geldi. Hakem ekrana gittiğinde, baktığında, kulaklarımızın içinde kalbimizin uğultusu vardı. Bitmedi; Burak topun üstüne gelirken yine aynı ruh haliyle dudaklarımızı ısırıyorduk. Ve kazandık. 20 dakikada hem istediğimiz skoru hem de beklediğimiz ruhu bulduk sahada. Merih'in ters vuruşu, Kuntz'un gözünü karartması, üç santrfor ile takıma gelen "hücum emri", Letonya'nın kimi takip edeceğini şaşıran oyun ezberi… / SABAH
6/13
İLKER YAĞCIOĞLU: Oyuncularımızın sahadaki görüntüsü de 75. dakikaya kadar sanki bir hazırlık maçı oynuyormuş veya maçın öneminin farkında değillermiş gibiydi. Ne olduysa Serdar'ın golünden sonra oldu. İnanılmaz bir baskı kurduk maç boyunca girdiğimizin iki katı pozisyona 80'den sonra girdik. Baştan yapmamız gerekeni sonda yaptık. Maçı zora soktuk. Kuntz'un yaptığı değişiklikler doğruydu. Belki bir çok kişi Burak'ı niye oyunda tuttu diye düşünebilir. Ama o Burak son saniyelerde penaltıyı yaptırdı, hem de penaltıyı gole Çevirip üzerine düşeni yerine getirdi. Kayıp ilanı vereceğimiz bizim çocuklar 75'ten sonra "Biz burdayız ve bu yarış bitmedi" dedi. / TAKVİM
7/13
REHA KAPSAL: Kuntz'un bu iki maçtan sonra "zamana ve sabra" ihtiyacı var. Şüphesiz ki bu süreçte genel oyuncu havuzunu daha iyi tanıyacaktır. Daha farklı da oyun planları belirleyecektir. Yalnız iki maçta hem diziliş, hem oyuncu seçimleri, yaptığı hamlelerle, takıma ufak dokunuşlarla daha olumlu yönde değiştirebilir ve farkını da gösterebilirdi. Oyun içindeki yapısal temel bozukluklarda; organizasyonu, kurguları, oyun ezberlerinin daha gelişime ihtiyacı var. Bu alınan galibiyet, ilerideki süreçte bu eksiklerin giderilmesi için moral ve motivasyon açısından çok önemliydi. / FOTOMAÇ
8/13
BİLAL MEŞE: Ahhh Merih Demiral, ahhh! Hani basiret bağlanmaya görsün, her türlü iş kazası başımıza geliyor maalesef! İtalya maçındaki gibi Merih kardeşimiz kendi kalesine gol attı! İpe çekecek halimiz yok! Neyse ki 76’de Serdar Dursun’la skoru eşitledik, umutlarımızı bitiş düdüğüne taşıdık! 86’de Cengiz’le umutlandık, kaleciye takıldık! Uzatmanın son saniyelerinde Burak ceza alanında düşürüldü, VAR devreye girdi, orta hakem inceledi, beyaz noktayı gösterdi. Atışı Burak kullandı, kaleciyi ters köşeye yatırdı, umutlarımızı Kasım ayına taşıdık, bravo kaptan, ayağına sağlık... / MİLLİYET
9/13
SERDAR SARIDAĞ: Uzatmalarda yaşadığımız karamboller de umutlarımıza çare olmuyordu. Hollanda ve Norveç galibiyetleriyle başladığımız bu macerada son umutlarımız son iki maçta birer birer eriyip gitti derken Burak Yılmaz’ın 90+9’da attığı penaltı golü gelecek adına bu takımı çok başka bir havaya soktu. Çıkmadık candan umut kesilmez derler ya galiba öyle bir şey oldu. / MİLLİYET
10/13
SERDAR ALİ ÇELİKLER: 60'da Kuntz ilk hareketini yaptı, hiç bir şey yapmayan Orkun Kökçü yerine Serdar Dursun ile çift santrafora döndü. Caner - Rıdvan değişikliği çok gerekli miydi emin değilim. Nitekim rakibin ilk ve tek 2. devre atağında Merih bir kez daha kendi kalemizi buldu. Her şey bitti derken Cengiz'in ortasına Serdar Dursun'un kafa vuruşu eşitliği getirdi. Kalan 20 dakikanın en az 13-14'ünde rakip yarı alanda oynamamız gerekirdi. Dönenleri toplamalı ve atak sürekliliği sağlamalıydık. Bunu çok yapamadık. Taa ki 85'e kadar. Cengiz'le, Burak'la ve Serdar ile 3 iyi pozisyonda skoru bulamayınca defteri kapattık dedik. Ama İsveçli hakem Ekberg, mükemmel bir kararla 4 dakika uzatmaya karşın o süredeki duraklamaları ekledi ve 90+6'da penaltı kazandık. Ekberg ve Alman VAR Hakemi Siebert bizi hayata döndürdü. Ümidimiz sürüyor. Ama Karadağ'ı deplasmanda yenebilmemiz için dünkünden çok daha fazlasına ihtiyaç var. 1-0'dan geri dönmek mühimdir. Ama son 10 dakikalık baskı bize asıl lazım olandı./HABERTÜRK
11/13
12/13
13/13