Spor yazarları, Fenerbahçe’nin Dinamo Kiev’e 2-1 kaybederek Şampiyonlar Ligi’ne veda ettiği karşılaşmayı değerlendirdi. Yazar görüşlerinin tamamını paragraf sonunda ismi verilen gazeteyi satın alarak okuyabilirsiniz.
1/9
SPOR YAZARLARI, FENERBAHÇE'NİN KİEV YENİLGİSİNİ YORUMLADI: JORGE JESUS; BÜYÜK HOCA AMA TANRI DEĞİL
2/9
Bir hafta önceki maçın sonunda “Bu eşleşme 180 dakikada bitmez” demiştim. Gerçekten de bitmedi. Toplam 210 dakika iki deneyimli hocanın satranç müsabakası gibi geçti. Maalesef sonunda da oyuncu değişikliği hamlelerini doğru yapan Lucescu’nun kazandığı bir satranç müsabakası. Fenerbahçe, 2008’de Şampiyonlar Ligi’nde son kez boy gösterdiğinde ben de o sezonu stadyumlardan takip etmiştim;Alex’li-Roberto Carlos’lu o kaliteli Fenerbahçe’nin de Devler Ligi’nde Kadıköy’deki ilk maçı Dinamo Kiev’le idi. O gün de maçın favorisi Fenerbahçe görünüyordu. O gün de Fenerbahçe’nin hocası Dünya çapındaydı, Luis Aragones daha 3 ay önce İspanya’yı Avrupa şampiyonu yapmıştı. Ancak yine makine düzeninde bir takım olan Dinamo Kiev, 180 dakikanın sonunda Fenerbahçe’ye 1-0’lık üstünlük sağlamıştı. (Uğur Meleke - Hürriyet)
3/9
Böyle bir maçı anlatmak o kadar zor ki... Dinamo'nun kaleyi tutan tek şutu gol hanesinde... O ana kadar ceza alanına bile girmemişlerdi. Öncesinde Rossi'nin altı pastan dışarı giden, İrfan Can'ın direkte patlayan net pozisyonları vardı. King'in kaleciyi geçemediği veya kaleci Bushchan'ın kurtardığı penaltı veya 90'dan aldığı Szalai'nin kafa vuruşu. Bütün bunlardan sonra çıkıp, "Lucescu'nun planları tuttu, kurt hoca" falan diye de yorumlar yapılır. Yukarda bahsettiklerimizden bir tanesi farklı olsaydı, "bunalım yaratma" uzmanı bu teknik adamın, tek planı raflardaki tozlu yerine kalkacaktı. Güzel bir gala gecesi olacaktı halbuki. 50 bin hırslı taraftar, yeni hoca, yeni oyuncular, yepyeni bir heyecan. Önce daha şanslı olan, sonra da daha akıllı olan takımdı Dinamo Kiev. Elindeki turu ikram etti Fenerbahçeli oyuncular. Yazık... (Gürcan Bilgiç - Fotomaç)
4/9
Fenerbahçe ilk yarım saat oyunu tamamen karşı alana yıktı. Futbolcular hırslıydı, önde etkili baskı yapıyorlardı. Ancak üçüncü bölgede üretkenlik için gereken aksiyon çok yetersizdi. Valencia, Joshua King birbirlerini tanımadıklarından aralarında olumlu bağlantıyı kuramıyorlardı. Rakip kenarları yardımlaşmalı, iyi kapattığından kanatlar işlemiyordu. Devrenin son 15 dakikasında Dinamo Kiev Fenerbahçe'nin baskısını kırdı. İkinci yarı yine Fenerbahçe atak başladı ama 4 dakika içinde her şey ters yüz oldu. Önce İsmail ikinci sarıdan kırmızı gördü, bana göre hakemin kararı çok ağırdı. Yoruma açık olmaması lazım. Kırmızıdan kısa süre sonra da Dinamo Kiev skor avantajı yakalayınca işler çıkmaza girdi. Gelelim Jorge Jesus'a; dün gece çok kötü bir teknik direktörlük sınavı verdi. Fizik gücü çok yetersiz İrfan Can ile ilk yarıyı takıma bir kişi eksik oynattı. Takımın en güçlü ve etkili prescisi genç İsmail, ama sarı kartı olduğundan bence devrede Crespo'yla değiştirmeliydi. Lincoln yerine de takımı tanıyan Zajc'ı almalıydı ki bunlar çok ciddi hatalar. (Ömer Üründül - Sabah)
5/9
Rossi seviyesinin çok altında iki berbat vuruş yapmasa, Valencia uygun durumda kafayı üstten dışarı vurmasa, İrfan Can’ın şahane frikiği direkte patlamasa, en önemlisi Fenerbahçe’nin iyi bir santrforu olsa, daha ilk yarıda tabelada dört gol, tribünde ve ekran başında Fenerbahçe’ye gönül verenler zevkten dört köşe olurdu. Ama golcü yok golcü... Bunu bağırmaktan dilimizde tüy bitti. Jorge Jesus; büyük hoca, ama Tanrı değil... Biz her yaptığını kutsar olduk. Fenerbahçe kalesine gelmeyen Dinamo Kiev karşısında iki ön stoper Arao ve İsmail Yüksek ile oynadı. İkisi de rakibi bozan oyuncular. Oysa Fenerbahçe’nin oyunu kuran futbolcuya daha fazla ihtiyacı var. (Şansal Büyüka - Milliyet)
6/9
Fenerbahçe'nin ilk maçta saha içindeki doğru uygulayamadığı iki tane büyük problemi vardı. 1-Top ayağındayken hücum edememesi 2-Rakibin yaptığı çok fazla faule karşılık saha içinde çözüm üretememesi. Kadıköy'deki rövanşta hem oyuncu seçiminin hem de oyun kurgusunun daha farklı olması gerekirdi. İlk 45 dakika Fenerbahçe pozisyon üretemedi. İkinci yarı İsmail'in atılmasından sonra 10 kişi kaldılar. Bu durumda Jorge Jesus gibi tecrübeli bir teknik adamın hatalı oyuncu değişikleri vardı. 4-1-4 gibi parçalı oyunu tercih etti. Bu da gol yemesine neden oldu. Fenerbahçe sürekli hücum hattına oyuncu alıyor. Bana göre hem savunmanın sağ kenarı hem de yenilen golde de savunma zaafiyeti gösteren Ferdi'nin pozisyonuna bir sol bek alınması gerekir. Bununla beraber net bir A sınıfı santrfora da ihtiyacı var. Zaten Fenerbahçe'nin en büyük sıkıntısı bu. 3 tane santrfordan net bir golcü çıkmıyor. (Reha Kapsal - Fotomaç)
7/9
İlk 45 dakikada Fenerbahçe'yi çok beğendim. Pres anlayışı, temposu iyiydi. 9 kişilik Fenerbahçe çok can yakar! Ama 11 kişilik Fenerbahçe'nin gol atması zordu! Aradaki bu 2 kişi ise Valencia ve King'di! Öncelikle bu "çakma kral"ı kim buldu bilmiyorum. Alan bulamıyor, topa vuramıyor... 11 kişi ile 2 maçta gol atamayan Fenerbahçe, 10 kişiyle işi uzatmaya götürdü. Ama uzatmada da olmayacak gol yendi! 10 kişilik takıma mücadelesi için teşekkür etmek gerekiyor ama golcü ve bir kaleci takviyesi şart. Yoksa "Teşekkür etme"lik bölümü de çok ararız. (Engin Verel - Akşam)
8/9
Polonya'daki ilk maçın ardından Jorge Jesus "Hücum bölgesinde kaliteyi artırmalıyız" diye bir demeç vermişti. Dün akşam gördük ki Jesus bu konuda sonuna kadar haklı. İlk olarak acilen topu 3 direk arasına atabilecek bir golcüye ihtiyaç var. İrfan'ın frikik hariç ortada görünmemesi, Joshua King'in hazır olmadığı bu sebeple de etkisiz kalması, Rossi'nin de çalışkanlığına rağmen bitiricilikte yaşadığı sorunlar Fenerbahçe'nin gol bulamamasının en önemli sebepleriydi. İsmail atılana kadar savunma anlamında resmen iki kişilik oynuyordu.Onun atılması takımın bütün hücum balansını bozdu. Szalai'nin son dakikalarda gelen beraberlik golü hepimizi ümitlendirse de Dinamo Kiev gibi bir takıma karşı 10 kişi oynamanın bedelini 2. uzatmada ödedik. (İlker Yağcıoğlu - Takvim)
9/9
Bu karşılaşmanın iki tarafı var. İsmail atılana kadar ve İsmail atıldıktan sonraki bölüm... Bu oyunlar denge oyunu... İşin hem savunma hem hücum tarafında maç boyunca dengeyi elden kaçırmamak lazım. Fenerbahçe 11'e 11'ken hep oyunun içerisindeydi. Hatta turu atlamaya yakın taraf olarak rakibini sürekli baskı altına almaya çalıştı. Fakat F.Bahçe'nin bir sıkıntısı var: Hücum etkinliğinde henüz istediği noktada değil. Baskı var ama verimlilik yok. Bu tür oyunlar tekrar ederse özellikle işin kanat bekleri ve ön kanat hücumcularının verimsizliği Fenerbahçe'de çok konuşulacak. Bu turu bir kenara bırakalım, işin bu tarafını oturtması çok önemli çünkü bu kadar çok forvetin olduğu yerde doğal olarak kafalar da karışıyor. F.Bahçe oyun olarak belki düşündüklerini bölüm bölüm ortaya koydu. Sezon içinde de daha üstüne koyacak ama en önemli şey yine şöyle göründü: İdeal kadro için her mevkide doğru oyuncuyu ve doğru pozisyonları seçebilmek... (Ali Gültiken - Sabah)