The Last of Us dizisi insanları , yamyam “zombilere” dönüştüren tehlikeli, beyin kontrol edici bir mantar enfeksiyonunun salgını nedeniyle toplumun çöktüğü kıyamet sonrası bir dünyayı tasvir ediyor.
1/12
The Last of Us | Mantarlar bizi zombiye dönüştürebilir mi?
2/12
The Conversation'ın Mehmet Özer'in çevirdiği haberine göre her hafta milyonlarca kişi, The Last of Us’ın merakla beklenen TV uyarlamasını izlemek için ekran başına geçiyor. Dizi, insanları düşman, yamyam “zombilere” dönüştüren tehlikeli, beyin kontrol edici bir mantar enfeksiyonunun salgını nedeniyle toplumun çöktüğü kıyamet sonrası bir dünyayı tasvir ediyor.
3/12
''Salgına neden olan mantar, böcekleri enfekte eden gerçek hayattaki Cordyceps zombi mantarına dayanıyor. Cordyceps ile enfekte olan böcekler, mantar sinir sistemlerini ele geçirip sonunda vücutlarından çıkmadan önce hareketleri üzerinde çok az kontrole sahiptir.
4/12
Neyse ki hızlı yayılan bir mantar salgını pek olası değil - ancak bu, mantarların endişe kaynağı olmadığı anlamına gelmiyor.
5/12
Mantarlar alemi çok büyüktür, dünya çapında tahminen üç milyon farklı türü var. Mantarların çoğu 10 derece civarındaki sıcaklıkları sever, yani insan vücudunun 37 derece olan iç sıcaklığında genellikle büyüyemezler. Bu, insanlardaki mantar enfeksiyonlarının çoğunun daha serin olan deride kalma eğiliminde olmasının bir nedenidir. Mantarlar aleminin büyüklüğüne oranla sadece az sayıda mantarın insanlarda enfeksiyona neden olabilmesinin nedeni de budur.
6/12
Ancak birkaç mantar türü daha yüksek sıcaklıklarda büyür ve bunlar, yaşamı tehdit eden enfeksiyonlara neden olanlardır. Candida mayası gibi bazı mantarlar mikrobiyomun bir parçası olarak bağırsaklarımızda bile yaşayabilir ve ciddi hastalıklara (kanser gibi) yakalandığımızda kana ve organlara bulaşabilirler. Ve tıpkı The Last of Us’taki karakterlerden birinin öne sürdüğü gibi, iklim değişikliği yeni sorunlar ortaya çıkarabilir. Artan küresel sıcaklıklar mantarların uyum sağlaması gerektiği anlamına geliyor. Bu da insanlarda ciddi enfeksiyonlara neden olabilecek türlerin sayısını artırabilir. Bunun halihazırda gerçekleşiyor olabileceğini gösteren bazı kanıtlar var.
7/12
The Last of Us | Mantarlar bizi zombiye dönüştürebilir mi?
8/12
Ancak bir mantar daha yüksek sıcaklıklara uyum sağlayıp büyüyebilse bile, bir virüsün yayıldığı gibi bir popülasyona yayılması pek olası değil. Çoğu mantar enfeksiyonu, diğer bulaşıcı hastalıklara benzemez, çünkü bir mantar enfeksiyonuna yakalanan kişi genellikle bu hastalığı başkasına bulaştıramaz. Çünkü çoğu mantar enfeksiyonu, bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler gibi yalnızca belirli risk faktörlerine sahip kişilere bulaşma eğilimindedir. Mantar enfeksiyonları, enfeksiyonların başlama şekli nedeniyle de insanlar arasında yayılmama eğilimindedir. Birçok ciddi mantar enfeksiyonu, havadaki mantar sporlarının solunmasının ardından akciğerlerde başlar. Her birimiz günde yüzlerce mantar sporu solumamıza rağmen, bağışıklık sistemimiz sporları yok etmede oldukça etkili olduğu için neredeyse hiç hastalanmayız.
9/12
The Last of Us | Mantarlar bizi zombiye dönüştürebilir mi?
10/12
The Last of Us | Mantarlar bizi zombiye dönüştürebilir mi?
11/12
Cordyceps bizim iç vücut sıcaklığımızda büyümeye adapte olmamıştır ve aynı anda hem beynimizi hem de sinir sistemimizi enfekte etmek için (Bir böceğinkinden çok daha gelişmiş olan) bağışıklık sistemimizle mücadele edemez. Bunun üstesinden gelebilmesi için binlerce yıllık bir evrim süreci gerekiyor. Mantar enfeksiyonlarının dünya çapında bir salgına ya da zombi kıyametine yol açma ihtimali düşük olsa da, yine de endişelenmek için bir neden var. Ciddi mantar enfeksiyonlarına yakalanan insanların sayısı son yarım yüzyılda istikrarlı bir şekilde artıyor. Bu durum endişe verici çünkü mantar enfeksiyonlarını diğer enfeksiyon türlerine kıyasla çok daha az tedavi edebiliyoruz; daha az antifungal ilacımız var.
12/12
Mantarlar bizim vücudumuzla benzer biyokimyaya sahip olduğu için bu ilaçları geliştirmek oldukça zor. İlaca dirençli mantarların artışı da bizi tehdit altında bırakıyor. Çok geç olmadan, mantarların potansiyel tehlikelerine daha fazla dikkat edilmesi gerektiği açık.'' Kaynak: The Conversation