Türkçede 78 bin ana kelime olmasına rağmen nüfusun büyük bir bölümü günlük yaşamında ortalama 400 civarında kelime kullanıldığı biliniyor.
1/41
Türkçedeki 40 ilginç kelime; "Çımgışmak, dakışmak..."
2/41
Palamar: Gemileri iskele, rıhtım veya şamandıraya bağlamaya yarayan kalın halat.
3/41
Süveyda: Kalbin ortasındaki gizli günahların saklı olduğu sanılan siyah beneğe, karalığa denir.
4/41
Cımgışmak: Vücutta el, kol, ayak ve bacaklar başta olmak üzere bir bölgenin uyuşması sonucu ortaya çıkan hafif sancı.
5/41
Çilemek: Yağmur serpintisi.
6/41
Develenmek: Çabuk olmak, acele etmek.
7/41
Eşbah: Şen şakrak ve girişken kişi.
8/41
Banım: Yağlı, salçalı ve sulu yemek.
9/41
Yatağan: Eskiden yeniçerilerin kullandığı, uzun, ağır, namlusu eğimli, iki yanı da keskin bir tür kılıç.
10/41
Çakıldak: Olgunlaşmamış meyve.
11/41
Azatlama: Eskiden işe yaramayacak duruma gelen hasta, zayıf ve yaşlı at, eşek gibi hayvanları doğaya salma işlemi.
12/41
Acar: Güçlü, becerikli, çevik, enerjik.
13/41
Badak: Kısa boylu olan kimse.
14/41
Gag: Daha çok bir komedi oyuncusunun rolünün parçası olarak, şakalar, gülünç fıkra ve hikâyeler; gülünç anlamındadır.
15/41
Çimmek: Yıkanmak.
16/41
Abis: Deniz veya okyanuslarda güneş ışığının ulaşamadığı en derin kısım.
17/41
Şekerrenk: Araya soğukluk girmiş, bozulmuş dostluğa denir.
18/41
Dakışmak: Arkasından kovalamak.
19/41
Ülger: Kadife, şeftali gibi meyvelerin üzerinde bulunan ince tüy.
20/41
Aysar: Ay'ın etkisiyle huyunun değiştiği sanılan kimse.
21/41
Bambıl: Büyük cins arı.
22/41
Hasut: Haset eden, kıskanç.
23/41
Fıcıtmak: Sinirlenerek herhangi bir eşyayı atabildiği en uzak noktaya atmak.
24/41
Cula: Karga.
25/41
Güzeşte: Zaman bakımından geçmiş, geride kalmış.
26/41
Çirli: Düğün yemeği.
27/41
ANĞ: Tarla ve bahçelerde sınır çizgisi.
28/41
Ülübü: Fasulye.
29/41
Zırıncık: Tadı kaçmak.
30/41
Bızbız: Davula sol elle vurulan ince değnek.
31/41
Avet: Hediye, armağan.
32/41
Müşkülpesent: Çok dikkat ve özenle davranan veya böyle davranılmasını isteyen kimse.
33/41
Avurtlak: Giysinin uygun gelmeyip kabarık kalması.
34/41
Tansık: İnsan aklının alamayacağı, şaşırtıcı, olağanüstü olay, mucize.
35/41
Kıranta: Saçları ağarmaya başlamış orta yaşlı erkek.
36/41
Domuşmak: Surat asmak.
37/41
Debek: Sakar.
38/41
Diskur: Söylev, söylem.
39/41
Savat: Gümüş üstüne özel bir biçimde kurşunla işlenen kara nakışlı
40/41
Cavşırı: Aykırı, ters.
41/41
Ayıgovan: Kaba saba, görgüsüz insan.