8 Mart Dünya Kadınlar Günü çerçevesinde, AB Türkiye Delegasyonu kendi dönemine ve sonraki nesillere yol göstermiş Türkiye'nin öncü kadınlarını gündeme getirdi
1/20
Savaş alanında kadın olduğu anlaşılmasın diye ellerini gizleyen, döneminde yayınlanmayacağını bile bile savaşın hapsettiği yüzlerin hikayesini anlatmak için ülke ülke gezen, annesine sıkıca sarılarak veda anını uzatan askerleri ve kelimelerle anlatılamayacak daha bir çok fotoğraf çeken Türkiye’nin ilk kadın savaş fotoğrafçısı.
2/20
1950’de Mersin Belediye Meclisi tarafından başkan olarak seçildi. Çok kısa sürede kentin yüzünü ve kültürünü değiştirmeyi başardı. İlkelerinden taviz vermedi. En büyük engel belediye yerel yönetimlerde kadın görmeye alışık olmayan eski yöneticilerdi. Öte yandan en büyük desteği Mersin halkından ve özellikle kadınlardan gördü.
3/20
Türkiye’nin ilk ehliyetli kadın sürücüsüdür. Katıldığı yarışlarda dereceye girdi. İlk defa birinci olduğunda sırf kadın olduğu için yarışın iptal edilmesini istediler. Onun sayesinde 1932 yılında mahkeme tutanaklarına "Bir kadın da otomobil yarışlarına katılabilir ve birinci gelebilir” kaydı geçti.
4/20
Arkeoloji’nin duayeni, kendini Hititli diye tanımlayan birçok başarılı arkeoloğun hocası. Bir öğretmen ve yurttaş olarak sorumluluklarını yerine getirmek için elli yıldan fazla aktif çalışmış, aynı zamanda ülkesini olimpiyatlarda temsil eden ilk Türk kadın sporcu olmuştur.
5/20
“Bir kadın sesini tarih içinden duyabilmek için bu sesi iyi dinlemek gerekir. Belki bu ses başarıya ulaşmak için hala erkeklerden daha fazla çalışması gereken hemcinslerime yol gösterici olur.”
6/20
Yıllarca öncü çalışmalar yaptığı NASA’daki görevinin ardından Apollo Başarı Ödülü’ne layık görüldü. Türkiye’de akademik kariyerine kadro olmaması nedeniyle laborant olarak başlayabildi. Yılmadı, hedefi, astrofizik konusundaki bilgisini uluslararası düzeye ulaştırmaktı. Kariyerini kürsü kurduğu, bölüm başkanlığı yaptığı aynı fakültede dekan olarak tamamladı.
7/20
Şehir Tiyatrolarında 200'ün üzerinde oyunda rol alan Bedia Muvahhit, Osmanlı İmparatorluğu döneminde bir kamu kuruluşunda çalışma hakkını elde eden ilk kadınlardan biridir. Halide Edip’in Ateşten Gömlek romanı sinemaya uyarlanmak istendiğinde, başroldeki kadınları ancak bizden birisi oynayabilir demesi üzerine beyaz perdedeki ilk kadın oyuncu da o olur.
8/20
Türkiye’de antik dönemin mitolojik kahramanları onun çevirileri sayesinde yaygınlaştı. Klasik anlamda Türkçe beşeri bilimlerin temelini atmıştır. Mavi yolculuk kavramını bizimle tanıştırdı, neden ölmeden önce bu yolculuğa çıkmak gerek sorularının cevabı onun yazılarının ana konusu oldu.
9/20
İstanbul Teknik Üniversitesinde ders veren ilk kadın akademisyendir. Türkiye’de yeni başlayan akademik çalışmaların yurtdışında kabul görmesi, yurtdışından birçok önemli bilim insanının Türkiye’ye getirilmesi, Türkiye’nin en önemli astronomlarının yetişmesini ona borçluyuz.
10/20
Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk profesyonel Türk kadın romancısıdır. Batılı kıyafetlerle kamusal hayatta boy gösteren ilk kadınlardan biridir. Yazar, çevirmen ve romancı olarak sürdürdüğü kariyeri boyunca sosyal sorumluluğunu da yerine getirmeye özen göstermiştir. Hilal-i Ahmer Cemiyeti'ne (bugünkü Kızılay) üye olan ilk kadındır.
11/20
“Yaşadığım sürece inandığım davanın peşinden gittim. Ama sanmayın ki bu kolay oldu. İşte bu yüzden gücümüzü toplamak zorundayız, yoksa bu hayatın biz kadınların önüne ördüğü duvarları aşmamız pek mümkün değil.”
12/20
Uzun yıllar Köy Enstitüleri’nin kuruluşunda mimar, inşaat sorumlusu ve öğretmen olarak çalıştı. Aynı zamanda Türkiye’nin birçok kültürel mirasının restore edilmesine de katkıda bulundu. Topkapı Sarayı gibi birçok eser onun sayesinde korundu ve bugünlere ulaştı. O hep “Biz bu memleketi sevdik, gerisi boş” dedi.
13/20
“Ben kaderimi yaşadığım haksızlıklara rağmen hep hoş karşıladım. Sanatımla baş başa mutlu oldum. Çünkü beni sanattan başka hiçbir şey ilgilendirmiyordu. Benim ruhumu sürükleyen, bende alev haline gelen bir şey var; o da sanat aşkıdır.”
14/20
Anıtkabir’in inşaatında başmühendis olarak çalıştı. Sahada çalışan ilk kadın inşaat mühendisidir. “Bir kadının emri altında çalışmayız” diyen işçileri onlarla birlikte çalışarak ikna etti. Yaptığı ilk köprüye, saygısını kazandığı köylüler ona atfen “kız köprüsü” adını verdi. Kız köprüsü halen iki yakayı birbirine bağlamaya devam ediyor.
15/20
Zorunlu olarak yurt dışında başladığı gazetecilik kariyerini Meşrutiyet sonrası yurduna dönerek sürdürdü. Döneminin kadın dergilerine kadınların durumu ile ilgili yazdığı yazılar ile öncü oldu. Buna rağmen, ilk romanı okuyucusuyla 107 yıl sonra buluşabildi.
16/20
1933 yılında 32 yaşındayken 500 oyla, 4 erkek rakibine fark atarak Demircidere köyü muhtarı oldu. Kahvehanelerde kumar oynamayı yasakladı, kız kaçırma olaylarını önledi ve resmi nikâh işlerini düzene soktu. Kendi döneminde yerel yönetimlerde kadınların yer alabileceğini gösterdi.
17/20
Dünyanın ilk kadın sulh hâkimidir. 21 yaşında hâkimliğe başlayan Berk, "Ben zannederdim ki herkes mahkemeleri dinlemek için, işleri olanlar geliyor, meğerse hâkim kadını seyretmek için geliyorlarmış" diyen hukukçumuzdur. Dünyada ilk kez bu topraklarda kadına, hüküm verme yetkisi verilmiştir.
18/20
Yurt dışında eğitimini tamamlayıp yurduna dönen Safiye Ali özellikle kadın hastalıkları ve çocukların sağlığı konusunda uzmanlaşmış ve binlerce hayat kurtarmıştır. İlk açtığı muayenehanede, bir kadın doktor olarak, uzun süre hastaların güvenini kazanmak için çaba sarf etti. Ancak sonra kapısındaki kuyruk hiç bitmedi.
19/20
Felsefe konusunda Türkiye’nin öncü ismi olarak ön plana çıktı. Tek tek kişilerin haklarını ve değerlerini ortaya çıkaracak bir etiğin gerekliliğine inandı ve bu amaçla çalıştı. İnsan hakları konusunda birçok çalışması vardır. Uluslararası Felsefe Kuruluşları Federasyonu ve Felsefe Kurumu başkanıdır.
20/20
Otomotiv sektöründe erkeklere rağmen mesleğini yapabilmek için gözünü karartmış, önündeki yolda çıkan her engeli aşmış ve o yollara düşmüştür. Sınırlarını evinin duvarlarının dışına taşıyan, sınırları zorlayan bir kadın.