Malatyalı zabıta komiseri Senayi Civan, 39 yıldır hiç izin kullanmadan çalıştı.
Mesleğe 1977 yılında adım atan ve 1980 darbesinde askeri emirle Hanımın Çiftliği ve Dilek beldelerinde bir süre belediye başkanlığı da yapan 64 yaşındaki Senayi Civan, 39 yıldır görev yaptığı zabıta teşkilatında bugüne kadar hiç izin kullanmadı. Malatya Toptancı Hali’nde görev yapan Civan, yoğun çalışma temposundan dolayı emekliliği düşünmeye vakit bulamadığını dile getirdi. Yaptığı işi çok seven ve esnaf tarafından da sevilen Senayi Civan, işine olan bağlılığının sırrının sevgi olduğunu söyledi. 39 yıldır hiç izin kullanmadığını anlatan Civan, “39 sene ben hiç izin kullanmadım. Tabii arada 5-10 gün hastalıktan dolayı izin kullandığım olmuştur. Ancak bunun dışında izin kullanmadım. Niye kullanayım. Ben işimi seviyorum, işini sevmeyen verimli olmaz. O yüzden önce sevgi lazım” dedi. Tecrübeli zabıta Civan, gençlere de tavsiyede bulunarak şunları söyledi:
“Şimdi çalışan gençlere şunu derim, işlerini sevsinler. Amirlerine itaat etsinler. İtaatsiz bir yerde dirlik birlik, hiçbir şey olmaz. Yetkili kişilerin atanma yapması lazım. Atanacak kişinin çok iyi bir araştırılması lazım. Sıradan insanları getirerek sen buranın müdürüsün, sen buranın idarecisin derse olmaz. Gerçi o da düzelir de ama ne yapalım düzelene kadar bir takım şeyler gider, kırgınlıklar olur. İnsanlar da kırıldıktan sonra kolay kolay düzelmiyor. Bizim de zamanında kırgınlıklarımızın olduğu zamanlar oldu idarecilerimizle. Bir idarecimle oldu böyle bir şey, sonra gelip bana sen haklısın dedi ve parasal zararımı cebinden ödedi.”
1980 darbesi sonrası askeri emirle belediye başkanlığı yaptığını ifade eden Civan, “1980’de ihtilal oldu. Tabii biz o zamanlar gençtik. Herkes kendinden korkuyordu, evimize gidemiyorduk. İhtilal olunca millet korktu, işe gelemedik. Netice itibari ile şu unutamadığım bir anımdır. Biz o zaman çevremizde sağcı olarak biliniyorduk. Bir gün böyle otururken ihtilalden birkaç gün sonra baktım bir yüzbaşı, bir astsubay, iki asker direkt müdürün odasına girdiler. Bana ’Sizi götürmeye geldiler’ diye birisi söyledi. Ben de ’Takdiri ilahi’ dedim, biz bir şey yapmadık. Tabii ki o zaman korkuyoruz. Sonra dedim kaçalım mı, ne yapalım geri vazgeçtim, takdiri ilahi dedim. 5 dakika sonra odacı geldi, dedi ‘Müdür seni çağırıyor.’ Sanki kalbime doğmuş. Neyse gittim, müdür bey ’Otur’ dedi, oturmadım. Tabii o zaman saygı var, nasıl müdürün yanına oturacaksın. O zamanki memuriyet öyleydi, şimdiki gibi değil. Sonra bana, ’Komutanlar sizi almaya gelmişler’ dedi. ’Hanımın Çiftliği’ne belediye başkanı olarak atandınız’ dedi. Tabii inanmıyorum ben, böyle diyorlar, bizi alıp götürecekler. Tabii işkenceler falan, korktuk. O günler gide bir daha gelmeye inşallah. Neyse rıza gösterdik kalktılar ama gözüm yine dışarıda, dedik ki ya bunlar yalan söylüyorsa. Neyse beni arabaya bindirdiler. Kışla Caddesi’ne doğru gittik, Sivas Caddesi’ne döndük. Oradan da Battalgazi yoluna dönünce benim inanmam geldi. O zaman rahmetli İbrahim Şerefhanlı vardı, oranın belediye başkanı idi. O zaman biz orayı devraldık. Ondan sonra belli bir müddet orada kaldık. Sonra ikinci bir kararla Dilek’e gittik. 3,5 sene de Dilekte kaldım Mansup Belediye Başkanı olarak. Ondan sonra Kömür Tevzi’ye naklen geçtim. O zaman ilimizde Kömür Tevzi vardı, birkaç sene orada çalıştık. Darbe döneminde belediye başkanlığı yaptık. Seçimlere bir iki ay kaldı, ben bıraktım. Turgut Özal o zaman başa gelmişti, ben bıraktım. Bu arada ben İl Özel İdareden Kömür Tevzi’ye naklen geçmiştim. Birkaç sene çalıştıktan sonra Kömür Tevzi bitti, fes oldu” dedi.