Rusya’nın Ukrayna’ya bağlı Kırım Yarımadası’na müdahalesini kınayan G-7 ülkeleri, Soçi’de haziran ayında yapılması planlanan G-8 Zirvesi hazırlıklarını askıya aldı. Süddeutsche Zeitung'un konuya ilişkin yorumu şöyle:
“Diplomatik olarak Rusya’ya karşı olağanüstü durum ilan edilmesi gerekir. Her türlü görüşmede sürekli Kırım konusu gündeme getirilmelidir. Bu durumda G8 Zirvesi’nin haziranda Soçi’de yapılması imkânsız görünüyor, bu yüzden de Fransa’nın bu buluşmayı iptal etme yönündeki girişimi doğru. Bununla amaçlanan Putin’e gövde gösterisi değil, durumun normalmiş gibi gösterilmesinin önüne geçmektir. Putin’in, Batı'nın bir müddet için öfkeleneceği, sonra yatışacağı yönündeki beklentileri boşa çıkartılmalı. Aksi takdirde NATO’nun sınırları ötesinde Doğu Avrupa ve Orta Asya’da kimsenin Putin karşısında güvenliği kalmaz.”
Berlin’de yayımlanan Der Tagesspiegel’in yorumunda ise şu satırlar göze çarpıyor:
“Kırım’ın işgaliyle ortaya çıkan kriz gösteriyor ki, Rusya’da 14 yıldır iktidarda bulunan Putin’i Batı hâlâ yanlış değerlendiriyor. Putin Batılı mevkîdaşlarının mantığına sahip değil. Ilımlı tonları diplomatik bir hüner olarak değil, zaaf olarak algılıyor. Onun Batı'daki imajından çok, (özellikle Rusya’nın nüfuzu altında görmek istediği bölge açısından) jeopolitikalar çok daha önemli. Peki bu durumda AB ile ABD ne yapmalı? En azından Putin’in Kırım’daki girişimlerinin sonuçsuz kalmayacağını ve bu durumun Rusya’ya zarar verdiğini açık bir biçimde belli etmeleri gerekir. Önümüzdeki G8 Zirvesi’ne katılmama kararı yerine Rusya’nın dışarıda bırakıldığı G7 formatına yeniden dönüş yapılması daha uygun bir yanıt olurdu.”
Düsseldorf’ta yayımlanan Westdeutsche Zeitung gazetesi de Kırım krizini yorum sütununa taşımış:
“Moskova, Ukrayna’yı gözden çıkarmaya niyetli değil ve bölgedeki nüfuzunu geri kazanmak için her an patlamaya hazır durumun tırmandırılmasında da bir sakınca görmüyor. Peki kim onu durdurabilecek? Pekin ve Moskova’nın veto hakkı nedeniyle BM Güvenlik Konseyi bloke edilmiş durumda. AB, diplomatik süreç içinde iyi bir izlenim bırakmadı ve askerî açıdan da verebileceği herhangi bir tepki bulunmuyor. ABD ise Suriye’de kanıtladığı üzere, artık tehditlerini uygulamaya koymak istemiyor ya da imkânları sınırlı. Hele Sovyetler’in yıkılmasından sonra ortaya çıkan coğrafyada buna hiç hazır ve istekli değil. Bu durumda Ukrayna neredeyse kendi kaderine terk edilmiş durumda.”
Nürnberger Nachrichten adlı gazete de Ukrayna konusunda tek çıkar yolun Moskova ile diyalog olduğu görüşünü savunuyor:
“Batı ne yapabilir ki? Diplomasi dışında çok fazla bir şey değil! G-8 Zirvesi’nin tam da Soçi’de yapılması planlandığı için Rusya’nın G-8'den çıkartılması onu daha da kışkırtabilir. Ve de bu, onun iktidar hesaplarından vazgeçmesini de gündeme getirmez. Peki yaptırımlar? Putin bir karşı tepki olarak kendi kendine yaptırım uygularsa bunun çok tehlikeli sonuçları olabilir, özellikle Rusya'dan doğalgaz alan Alman ekonomisi açısından… Ukrayna çevresindeki Soğuk Savaş'ın yeniden tırmanmasının etkileri bu nedenle Almanya'da da hissedilecektir. O yüzden Batı soğukkanlılığını koruyarak Moskova ile diyalog araması bir zaruret.”