03.07.2014 - Alman basınından özetler

03.07.2014 - Alman basınından özetler

Kassel kentinde yayımlanan Hessische Niedersächsische Allgemeine adlı gazete yorumunda, Ortadoğu’da tansiyonun yeniden yükselmesine değiniyor. Batı Şeria’da üç yerleşimci Yahudi gencin kaçırılması ve ölü bulunmasından sonra İsrail, Gazze’de misillemede bulunmuş ve bir Filistinli çocuk ölmüştü. Yorumda şu satırları okuyoruz:

“İsrailliler ile Filistinliler yine bir karar aşamasının eşiğindeler. Her iki tarafta da mevcut olan, gözlerini kan bürümüş radikal grupların kışkırtmasıyla bir savaş ortamına girecekler mi, girmeyecekler mi? İsrail'in üç Yahudi gencin öldürülmesinin acısı ve öfkesi ile Gazze Şeridi'ne şimdilik kara birliklerini göndermek istememesi hükümetin puan hanesine yazılmalı. Ancak kolektif cezalandırma olarak algılanacak bir savaşın açılması mümkün değil.”

Aynı konuyu Berliner Zeitung da yorum sütunlarına taşımış:

“Pandora’nın kutusu açıldı bir kere. Kutunun kapatılması İsrail’in çıkarları gereği ve dolayısıyla hükümetin görevi. Filistin direnişi İntifada’nın doruğa yükseldiği dönemlerde o zamanki İsrail Başbakanı Ariel Şaron itidalli olmanın güçlülük göstergesi olabileceğini söylemişti. Şimdilerde işte bu ortamı yaratma konusunda Benyamin Netanyahu’nun bu bilgeliğe ve güce sahip olması arzu edilir.”

İtalya, Avrupa Birliği dönem başkanlığını 1 Temmuz’da Yunanistan'dan devraldı. Başbakan Matteo Renzi, sıkı tasarruf politikaları yerine büyümeye ağırlık vereceğini duyurdu. Münih’te yayımlanan Münchner Merkur gazetesinin İtalya’nın dönem başkanlığı kapsamındaki yorumu şöyle:

“İtalya devletinin başına Silvio’lar, Mario’lar, Matteo’lar gelip geçiyor. Ama hasım isim hep aynı: Angela! Şimdilerde Matteo Renzi de vatandaşlarına, Almanya Başbakan’ına meydan okuyan, güçlü adam izlenimi verme çabasına girdi. Roma’dan daha fazla yatırım, daha fazla borçlanma ve daha az tasarruf talepleri geliyor. İtalyan siyasetçilerinin yıllardır büyük bir heyecan ile izledikleri aynı politikalar… Ancak bu politikalar yüzde 40 dolayında genç işsizleri ve Avrupa’nın en büyük borç dağına sahip ülkesini ortaya çıkarttı. Peki şimdi hâlâ slogan daha fazla Matteo, daha az Angela mı olacak? Katoliklik İtalya’da bile ülkedeki krizin bu yoldan çözüleceğini sanmak için çok güçlü bir inanca sahip olmak gerekiyor.”

Alman Ordusu, silahlandırılmış insansız hava araçları kullanmalı mı kullanmamalı mı? Alman Ordusu’nun elindeki bu tip uçaklar şimdiye kadar silahsız ve istihbarat amacıyla kullanılıyordu. İnsan öldürmeye imkân veren araçlarsa Alman Ordusu’nda bulunmuyor. Ancak bu tür uçakların satın alınmasına ilişkin tartışma uzun süredir Alman kamuoyunu meşgul ediyor. Düsseldorf'ta yayımlanan Westdeutsche Zeitung gazetesi yorumunda şu görüşleri savunuyor:

“Burada sorun, sürekli otomatikleşen ve hatta tamamen kendi başına hareket eden ve bir kez bırakıldığında hedeflerini kendi kendine bulan ve yok eden savaş robotlarının geliştirilmesi eğilimi. Yakın bir zamanda insansız hava araçları işte bu eğilime uygun olarak donatılacak. Atom bombası ve kimyasal silahlarda tanık olduğumuz üzere insanoğlunun yaratıcılığı söz konusu öldürme olduğunda son derece hızlı bir biçimde işlemekte. Tıpkı kitlesel imha silahlarında olduğu gibi otonom silahların da dünya çapında kınanması ve hatta test edilmelerinin yasaklanması şart. Almanya’daki insansız hava araçları tartışmasından çıkartılabilecek en akılcı sonuç, bu hedef doğrultusunda BM’in kapısını çalmak olacaktır.”