08.07.2015 - Alman basınından özetler

08.07.2015 - Alman basınından özetler

Almanya’nın Heidelberg şehrinde yayımlanan Rhein-Neckar-Zeitung adlı gazete Yunanistan krizine yer verdiği yorumda maliye bakanlığındaki değişikliğin Atina yönetiminin yumuşayacağı anlamına gelmediğini öne sürüyor:

“Birçok Avrupalıdaki gibi, Yunanistan için farklı çarpan bu kadar kalbi hangi beden barındırabilir? Bir yandan reformlar inatla reddedilirken, yeni Maliye Bakanı Tsakalotos da ‘taktik müzakerelerden’ söz ediyor. Tabii Pazar günkü referandumdan çıkan ’hayır’ da unutulmamalı. Diğer yandan ise sarsılan Yunanlara duyulan merhamet ve Yunanistan’ın Euro’dan çıkmasının ülkede ve belki de bütün Avrupa’da yol açabileceği feci sonuçlardan duyulan korku. Aynı zamanda da Euro’yu beceriksiz Tsipras hükümetinin kopardığı fırtınalara kurban etmeme isteği.”

İran ile Güvenlik Konseyi daimi üyeleri ve Almanya arasında sürdürülen ‘nükleer müzakereler’ Ludwigshafen’de yayımlanan Rheinpfalz gazetesinde gözümüze çarpan yorumun konusu:

“Bütün vaatlere rağmen nükleer silahlardan arındırılmış bir dünya tasavvur etmek mümkün değil. Atom bombası, tehlikenin pek sık dillendirilmesine rağmen ilk darbe silahı olmaya uygun değildir. Savunma politikasına yön verenler atom bombasının konvansiyonel saldırılardan koruduğuna inanırlar. İran ile anlaşmaya varılamazsa belki Suudi Arabistan, Mısır ve Türkiye de günün birinde atom bombasını yapar. Mayıs ayında New York’ta yapılan atom silahlarının yayılmasını önleme anlaşmasını izleme konferansı İran’ın bölgedeki düşmanları yüzünden başarısızlığa uğramıştı. Bölgenin nükleer silahlardan arındırılmasını istemeyen İran’ın hasımları ne şimdiye kadar nükleer silah sahibi olduğunu itiraf etmeyen İsrail’e, ne de kendilerini mollalardan koruyacağını söyleyen ABD’ye inanıyorlar.”

Macaristan parlamentosu mülteci akınını frenlemek için sınıra tel örgü çekilmesini kararlaştırdı. Süddeutsche Zeitung’un konuyla ilgili yorumu:

“Budapeşte yönetiminin kendi kurallarını koymasına hiddetlenmek normaldir. Başbakan Viktor Orban’ın davranışını şantajcılık ve halk yardakçılığı olarak nitelemek yanlış olmaz. Ancak, kulağa kinik çalınsa da Orban Avrupa’da sadece bir öncüdür. Avrupa Birliği ülkeleri mülteciler konusunda sadece kendi çıkarlarını kolladıkları sürece Orban, ‘herkesin yaptığını kendi radikal tarzımla yapıyorum’ demekte haklıdır.”

Berliner Zeitung gazetesi Almanya’nın sömürgecilik tarihiyle yüzleşmede samimi olmadığını savunduğu yorumunda şu satırlara yer veriyor:

“Herero ve Nama heyetleri üzerinden yüzden fazla yılın geçtiği soykırımın bütün dünyanın önünde resmen tanınması talebiyle Berlin’e geldi. Ama heyetlere resmi karşılama bile yapılmadı. Sadece bugünkü Namibya ile ‘güven içinde sürdürülen’ işbirliğine ve şimdiye kadar yapılan kalkınma yardımlarına işaret etmekle yetinildi. Türkiye’den Ermeni soykırımını resmen kabul etmesini isterken kendi işlediği soykırım suçundan ‘cömert kalkınma yardımları’ bahanesiyle kurtulmaya çalışmak olmaz.”