10 diyet efsanesi

10 diyet efsanesi
İşte her zaman söylenen ama aslında pek de gerçeklik payı olmayan 10 diyet efsanesi.Efsane 1: Şeker, şeker hastalığına yol açar… Eğer şeker hastasıysanız günlük şeker ve karbonhidrat tüketiminize ayrı bir özen göstermeniz gerektiği doğru, fakat şeker tüketiminin şeker hastalığına yol açtığı yanlış. Şeker hastalığının ortaya çıkmasında başlıca faktörler; aşırı kilo, aşırı kalori alımı ve hareketsiz bir yaşam tarzıdır. Doğru miktarda tüketilen şeker sağlıklı kişilerde şeker hastalığına yol açacak bir sebep değildir. Efsane 2: Bütün yağlar kötüdür… Bütün yağlar kötü değildir. Hatta vücudumuzun düzgün çalışması için yağlara gereksinimi vardır. Yağlar, hücrelerin yapılarında yer almalarının yanı sıra, sinir iletimi için de son derece önemlidirler. Yağların kötülük dereceleri yağ çeşidine ve tüketim miktarına göre değişir. Katı yağlar sağlık açısından risk oluşturur. Aşırı yağ tüketimi ise kilo almaya, kalp hastalıklarına, bazı kanser türlerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Efsane 3: Kahverengi şeker, beyaz şekerden iyidir… Beyaz şeker boş enerji kaynağından öte olmaya gidemezken, kahverengi şekerin az miktarda da olsa bazı mineralleri içerdiği doğrudur. Fakat kahverengi şeker tüketiminin de aşırı olması beyaz şeker tüketiminin aşırı olması ile aynı sonuca yani kilo almaya yol açar. Efsane 4: Kahverengi yumurta beyaz yumurtaya göre daha besleyicidir… Yaygın bilinenin aksine yumurta kabuğunun rengi yumurtanın besleyici değerini göstermez. Beyaz kabuklu yumurta ile kahverengi kabuklu yumurta besleyici değer açısından eşittir. Efsane 5: Kan kolesterolünü düşürmek için yumurta yememek gerekir… Bir adet yumurtanın 225 miligram kolesterol içerdiği doğrudur. Fakat yumurta aynı zamanda kan kolesterol seviyesini olumlu etkileyen doymamış yağlardan da zengindir. Yapılan bilimsel çalışmalar yumurta tüketmenin kan kolesterol değerlerini olumsuz etkilemediğini ortaya koymuştur. Efsane 6: Zayıflamak için karbonhidrat tüketmemek gerekir… Düşük karbonhidrat diyetlerinin kilo vermenin tek yolu olduğu düşünülür. Aslında düşük karbonhidrat diyetlerinin kilo kaybında etkili olmasının nedeni aynı zamanda düşük kalorili olmasıdır. Yani etkisi düşük kalorili herhangi bir diyet ile aynıdır. Efsane 7: Kuruyemişler kilo yapar… Kuruyemişlerin bol kalori içerdiği doğru... Fakat aşırı tüketilmediğinde zarardan çok yarar sağlıyorlar. Hatta bademin zayıflamaya yardımcı bir besin olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış durumda… Günde 1 avuç kuruyemiş tüketmek posa alımınızı arttırmanızın yanı sıra E vitamini ve magnezyum da almanıza yardımcı olacaktır. Efsane 8: Gebe, iki kişilik yemek yemelidir… Enerji ihtiyacı gebelik döneminde artar. Fakat bu durum gebenin sınırsızca yemesi anlamına gelmez. Gebenin gereğinden fazla enerji alarak gereksiz kilo alması bebeğin sağlığını olumsuz etkiler. Efsane 9: Öğün atlayarak zayıflanır… Tam tersine… Öğün atlanarak şişmanlanır. Kişi her öğün atlayışında metabolizmasını biraz daha yavaşlatır bu nedenle yağ deposunu yavaş yavaş arttırır. Ayrıca öğün atlamak bir sonraki öğünde aşırı besin tüketimine neden olabileceğinden ötürü günlük enerji alımını arttırabilir. Efsane 10: Keten tohumu her zaman için iyidir… Keten tohumu, bitkisel omega-3 kaynağı olduğundan ötürü yararlı bir tohum olarak kabul edilebilir. Fakat aşırı miktarda keten tohumu tüketimi kişi az sıvı tüketiyorsa barsak tıkanmalarına yol açabilir. Ayrıca keten tohumunu gün ışığında saklamak yararlı yağ içeriğini azaltacağından ötürü, keten tohumunu herhangi bir tohum olmanın ötesine götüremez. “Beslenme programınız parmak iziniz gibidir, sadece size özeldir.”