10 Ekim aileleri: Piyonları cezalandırıp, gerisini kapatmak istiyorlar

10 Ekim aileleri: Piyonları cezalandırıp, gerisini kapatmak istiyorlar

10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Garı’nda yapılmak istenen Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’ne IŞİD tarafından düzenlenen canlı bomba saldırısında 103 kişi hayatını kaybetti. 13 Haziran'da görülen davanın 9. duruşmasında mahkeme başkanı, Ankara Adliyesi'nde görülen davayı 31 Temmuz ve 1-2 Ağustos tarihlerinde Sincan Adliyesi'nde görülmesine karar verdi. Davada sona yaklaşırken katliamda hayatını kaybedenlerin aileleri ve yaralılar, katliamdan tüm sorumluların yargılanmasını istiyor.

10 Ekim’de yakınlarını kaybeden aileler ve yaralılar katliamdan bu yana her duruşmada, her anmada adalet taleplerini haykırıyor. Bu hafta yapılacak duruşmada sadece IŞİD’lilere ceza verilmesinin yeterli olmadığını söyleyen aileler, kamu görevlileri dahil tüm sorumluların yargılanmasını istiyor. Katliamda yakınlarını kaybeden aileler ve yaralılar Evrensel'den Burcu Yıldırım'a konuştular. 

Katliamda oğlu Güney Doğan’ı kaybeden Derman Doğan, katliamdan bu yana sorumluların yargılanması umuduyla yaşadığını belirterek, “Oğlum bana rüyalarımda ‘Geri döneceğim anne’ diyor. Adaletin yerini bulmasıyla oğlumun geri döneceğini umuyorum” dedi.

"İddianame aileleri tatmin etmedi" 

Katliamda yaşamını yitiren Emek Partisi GYK Üyesi Korkmaz Tedik’in babası Erdoğan Tedik, katliamın ardından 3 yıl geçtiğini belirterek, “Bilindiği gibi katliamdan hemen sonra dosyaya yasak konuldu. Ne biz aileler ne yaralılar ne de avukatlarımıza bilgi verildi. 9 ay süren bu yasak bizim aleyhimize işledi” diye konuştu. Bu süreçte savcının hazırladığı iddianamede derin bir araştırma yapmadığını ifade eden Tedik, “Avukatlarımızın bu iddianamenin kabul edilmemesi için verdiği tüm itiraz ve dilekçeler reddedildi. Bu iddianame ne aileleri, ne yaralıları, ne de avukatları tatmin etti. Dava ise bu iddianamenin üzerinden yürütülmeye çalışılıyor” diye konuştu.

"Kamu görevlileri yargılanıncaya kadar adale arayışımız sürecek"

Aynı şekilde son duruşmada verilen mütalaanın da tatmin etmediğini dile getiren Tedik, şöyle devam etti:

“Bunların hepsine ağırlaştırılmış müebbet cezası verilmediği sürece içimiz soğumayacak. Çünkü bunlar katliamı tek başlarına yapmadılar. Bu katliamda kusuru, ihmali ve kastı bulunan tüm kamu görevlileri yargılanıncaya kadar mücadelemiz devam edecek. Bu katliama göz yumanlar, katilleri koruyanlar, katliam sonrası alana gaz sıkanlar, ambulansları olay mahalline geç gönderenler, yasa önüne çıkarılana kadar adalet arayışımız sürecek.”

Avukatlarının insanüstü bir çaba göstererek tüm belge ve delilleri mahkemeye sunduklarını buna rağmen kamu görevlilerinin yargı önüne çıkarılmadığını belirten Tedik, bu hafta Sincan Ceza İnfaz Kurumunda görülecek olan duruşmaya katılma çağrısı yaptı.

"Hâlâ oğlumun kapıyı çalmasını bekliyorum"

Üniversite öğrencisi oğlu Güney Doğan’ı kaybeden Derman Doğan ise, “3 yıldır yaşadığımızı Allah kimseye yaşatmasın. Hâlâ kapının çalmasını, oğlumun içeri girmesini bekliyorum” diyerek acısını paylaştı. Dün oğlu Güney’in doğum gününü hep birlikte kutlamışlar. Anne Derman, oğluna seslenerek “İyi ki doğdun Güney, iyi ki oğlum olarak yaşamımda yer aldın. Zalimler seni aramızdan alsa da sen ölümsüzsün bizim için ve her an bizimle yaşayacaksın” dedi.

Doğan, “Sanki davayı bizden kaçırıyorlar. İnanıyorum ki yıllar sürse de, bu davada elbet bir gün yargılanacaklar. Bu umutla yaşıyorum, tek dileğim sorumluların yargılanması. Oğlum bana rüyalarımda ‘Geri döneceğim anne’ diyor. Adaletin yerini bulmasıyla oğlumun geri döneceğini umuyorum” diye anlattı. Anne Doğan, konuşmasının devamında şunları söyledi:

“10 Ekim Katliamı’nın piyonlarını cezalandırıp, gerisini kapatmak istiyorlar. Önemli olan sorumluların yargılanması. Bunlarla bizi oyalıyorlar. Dünya alem bunu biliyor. Onların amaçları cahilleri yetiştirip iyi insanları yok etmek. Tek amaçları koltuklarını kaybetmemek. Biz sabrederek devam edeceğiz. Ömrümün sonuna kadar adil bir yargılama bekleyeceğim, tek dileğim bu ve bunun için sonuna dek mücadele edeceğim.” 

"İnsan hayatı bu kadar kolay mı?"

Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) Üyesi Gökhan Yaralı ise 10 Ekim saldırısında bir bacağını kaybetmişti. Vücudunda bulunan birçok bilye, platin ve protez bacağıyla hayatına devam ediyor. Fiziksel hasarın yanında duyu organlarından da kayıp yaşadığını bildiren Yaralı, kendi gözünde 10 Ekim Katliamı’nın üç yönü olduğunu söyledi.

Bunları; bombayı patlatanlar, organize edenler ve göz yumanlar olarak sıralandıran Yaralı, katliamda üzeri örtülmeye çalışılan konulara dikkat çekerek, “Sendikalar sabah saat 9.00 itibariyle miting izni isterken, sehven ve yanlışlıkla bunu 13.00’e  alan emniyet görevlileri neden burada yok? Bomba ihbarının yapıldığını kabul eden ama sık sık yapılıyor insanlar paniğe kapılmasın diye  bir üst makama bildirmeyen emniyet amirleri niye yok” diye sordu. Yaralı, şöyle devam etti:

“Açık bir şekilde hataların, ihmallerin ve cezasızlığın gözler önünde olduğu bu katliamda, insan hayatı bu kadar kolay mı? O miting alanında Türkiye vardı. O alanda Ermeni’si, Türk’ü, Alevi’si, Sünni’si, solcusu sağcısı vardı. Bu insanların söylediği tek kelime barıştı.

"Birçok engelli arkadaşımız var. Bu patlamadan yığınla sağlık sorunuyla çıkan arkadaşımız var. Fiziki konumu, ulaşımı çok daha zor bir Sincan Kapalı Cezaevine duruşma neden taşınır? Bacağı olmayan, vücudunda kırk tane bilye olan insan hiç mi düşünülmüyor!"