10 Ekim Ankara Garı katliamı sanığı: FETÖ bana kumpas kurdu!

10 Ekim Ankara Garı katliamı sanığı: FETÖ bana kumpas kurdu!

IŞİD'in saldırısıyla 100 kişinin hayatını kaybettiği Ankara Gar Katliamı'nın dördüncü duruşmasında Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tutuksuz sanıklardan Suphi Alfidan’ın mevcut delil durumu istenilen cezanın üst sınırını, canlı bombaları Ankara’ya getiren araca eskortluk eden araçta, parmak izinin bulunması, kendisine ait emlakçı dükkanında Halil İbrahim Durgun ve Yunus Durmaz ile görüşmesi gerekçesiyle tutuklanmasına karar verdi. Sanıklardan Mehmeddin Baraç, ifadesini alan polislerin Gülen cemaati üyesi olduğunu öne sürdü. Baraç, kendisine kumpas kurulduğu söyledi.

Geçen pazartesi başlayan duruşmanın dördüncü gününde müşteki avukatlarından Oya Aydın söz aldı. Avukat Aydın, IŞİD’in Gaziantep’teki hücre evi ile bomba yapımında kullandığı depoların polis fezlekesinde yer alan güvenlik kamera görüntülerinin tamamının iddianameye girmemesini eleştirdi. Patlamadan önce ve sonra eve çok sayıda giriş çıkış yaptığı görülen ve fezlekede ‘X17’ olarak adlandırılan şahsın kim olduğu bilinmiyor.

 

Girip çıkanlar kamera kaydında

 

10 Ekim 2015’deki katliamla ilgili Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmanın ilk günü, iddianame okunduktan sonra söz alan Avukat Oya Aydın, polis fezlekesinde, IŞİD üyelerinin istihbarat ve polis tarafından saldırıdan yaklaşık 2 ay önce teknik takibe alındığının yer aldığını belirtti.

Avukat Aydın, saldırıdan sonra gözaltına alınan Yakup Şahin’in yer göstermesi sonrası, 17 Ekim 2015 tarihinde basılan Şahinbey Alyaz Sitesi C-Blok Numara 12’deki hücre evinin ve bir deponun güvenlik kamera görüntülerine dikkat çekti. Bu görüntüler saldırıdan 3 gün öncesi ile, basıldığı 17 Ekim tarihine kadar depoya ve hücre evine girip çıkanları gösteriyor. Görüntülerde, katliamı planladığı iddia edilen, Gaziantep’te polis baskınında kendisini patlatarak ölen Yunus Durmaz’ın eve girip çıktığı görülüyor. Yine kendini patlatarak ölen ve Ankara saldırısında canlı bombaları taşıyan Halil İbrahim Durgun ile davanın tutuklu sanıklarından Hacı Ali Durmaz, Talha Güneş, Abdülmuttalip Demir, Metin Akaltın, firari sanıklardan Deniz Büyükçelebi ile bazı kimliği belirlenemeyen şahısların de söz konusu adreslere giriş çıkış yaptığı gözüküyor.

 

Kimliği ve saldırıdaki rolü araştırılsın

 

Örgütün eğitim amaçlı kullandığı ve canlı bombaların saldırı öncesi hazırlandıkları yer olduğu ileri sürülen eve giren bir kişi dikkat çekiyor. Defalarca eve giriş çıkış yaptığı belirlenen bu kişi fezlekede ‘X17’ olarak adlandırılmış. Söz konusu şahıs eve girerken elinde bomba yapımında kullanıldığı sanılan malzemeler taşıyor. Görüntülerde yüzü belli olan ve olaydan sonra tutuklanan bazı sanıklarca tanındığı tahmin edilen bu kişinin, saldırıdaki rolü, kimliği ve şu an nerede olduğu belli değil.

Avukat Oya Aydın, görüntülerdeki bazı detayların iddianameye girmemesinin soruşturmanın eksik yapıldığını gösterdiğini belirterek, duruşmada sanıkların dinlenmesinin ardından mahkemeden soruşturmanın genişletilmesini talep edeceklerini, ‘X17’nin saldırıdaki rolü ve kimliğinin araştırılmasını isteyeceklerini söyledi.

 

Bir sanığa daha tutuklama

 

Duruşmada Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tutuksuz sanıklardan Suphi Alfidan’ın mevcut delil durumu istenilen cezanın üst sınırını, canlı bombaları Ankara’ya getiren araca eskortluk eden araçta, parmak izinin bulunması, kendisine ait emlakçı dükkanında Halil İbrahim Durgun ve Yunus Durmaz ile görüşmesi gerekçesiyle tutuklanmasına karar verdi. Böylece davada tutuklu sayısı 17’e çıktı.

 

Sanık Metin Akaltın: Halil İbrahim Durgun beni çocuklarımla tehdit etti

 

Sanık Metin Akaltın (Kasap Bedo lakabıyla biliniyor; iddianamede kod adı ‘Ebu Eymen’ olarak geçiyor) ifadesinde şunları söyledi:

"Ben kasabım, Halil İbrahim Durgun bana haftada bir koyun kestiriyordu. Tek ilişkim budur. Ankara olayından sonra benim evimde saklanmak istedi. Ben kabul etmedim ama beni çocuklarımla tehdit etti. Evden çıkmamam için kapıya iki kişi bıraktı. Evden çıkmam halinde bizi öldürmelerini emretti. Bizde kaldığı günün sabahı alışveriş bahanesi ile dışarı çıktık. AVM önünde beni gören polislere her şeyi ben bizzat anlattım. Beni gözaltına alan polisler çocuklarımın ve eşimin patlamada yaralandığını ve öldüğünü söylediler. İfademi böyle aldılar. Polisler bana istediklerimizi söylersen çocuklarını tedavi ettiririz dedi. Önceki ifadelerimi tehdit altında verdiğim için kabul etmiyorum. İfademi alan polisler FETÖ’cüdür. Bana kumpas kurdular."

 

Ankara Gar Katliamı'nın üçüncü duruşmasında yaşananlar

Böylece davada tutuklu sayısı 17’e çıktı.