IŞİD'in saldırısıyla 100'den fazla kişinin hayatını kaybettiği Ankara Gar katliamının dördüncü duruşmasında Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tutuksuz sanıklardan Suphi Alfidan’ın mevcut delil durumu istenilen cezanın üst sınırını, canlı bombaları Ankara’ya getiren araca eskortluk eden araçta, parmak izinin bulunması, kendisine ait emlakçı dükkanında Halil İbrahim Durgun ve Yunus Durmaz ile görüşmesi gerekçesiyle tutuklanmasına karar verdi. Öte yandan Sanıklardan Mehmeddin Baraç, avukat sorgusunda "Halen AK Parti üyesiyim" dedi.
Emniyetteki sorgusunda 'Bingöl AK Parti Gençlik Kolları üyesi' olduğunu söyleyen sanık Baraç çarpıcı ifadelerine mahkemede de devam etti. Emniyetteki sorgusunda Islah-Der ile ilişkisi olduğu belirtilen Baraç, avukat sorgusunda, "Orada sadece namaz kılmışlığım var. Eskiden Muhafazakâr Gençlik Derneği'nin başkanlığını yapmıştım. O dernekten de benim görüşüm belli olur" dedi. Baraç, avukatların "Üye olduğun siyasi parti var mı" sorusuna ise, "Halen AK Parti üyesiyim" cevabı dikkat çekti.
4. duruşmadan: 10 Ekim Ankara Garı katliamı sanığı: FETÖ bana kumpas kurdu!
Cumhuriyet'in haberine göre, sanık Nihat Ürkmez, İnsani Yardım Vakfı ile Suriye'ye yasadışı yollarla aşçılık yapmak üzere gittiğini söylerken, bilirkişi tarafından 'kesin' olarak raporlaştırılan ve Suriye'de IŞİD kamplarında çekildiği belirtilen fotoğrafları "İnsanlar çift yaratılmıştır" diyerek reddetti. Davanın tutuksuz sanıklarından Suphi Alpfidan ise avukat sorgusunun ardından IŞİD üyeleri ile ilişkisinin olduğu belirtilerek tutuklandı.
10 Ekim Ankara katliamı davasının 3. duruşması, saldırının 13. ayı nedeniyle Gar önünde düzenlenen anma programının ardından devam etti. Davasının 4. gününde savunmasını yapan sanık Nihat Ürkmez, "Ben Suriye'ye İHH aracılığıyla yardım yapmak için aşçı olarak gittim. Elazığ'da örgüt üyeliğinden hakkımda açılmış dava vardı, kayıt altındaydım zaten" dedi. Savcı sorgusu sırasında kendi rızası ile çekilen fotoğrafları ile Suriye'deki IŞİD kamplarında çekilen fotoğrafların bilirkişi tarafından yapılan incelemelerle 7 basamaklı tanımlama sonuçlarına göre 'kesinlikle fotoğraflar şahsa aittir' verileri elde edildiği hatırlatılan Ürkmez, "Sadece bana benziyor, insanlar çift yaratılmıştır" diyerek kendisini savundu.
Ürkmez'in avukatı Hüseyin Almaz, sanık Ürkmez hakkında yaptığı ilginç savunmada "Sayın Cumhurbaşkanımızın (Recep Tayip Erdoğan) da (Suriye Devlet Başkanı Beşar) Esad'la fotoğrafı var. FETÖ örgütüyle Cumhurbaşkanı ve başkalarının da fotoğrafları var. Bir insan yanlışlıkla bir fotoğraf karesine girmiş olabilir" dedi.
Davada savunmasını yapan bir diğer isim ise tutuksuz sanıklardan Suphi Alpfidan, Yunus Durmaz'ı tanıdığını söyleyerek, "Adıyaman Menzil şıhına ‘şarlatan' deyince ilişkimizi kestik" dedi. Yunus Durmaz'ın kullandığı arabada parmak izinin bulunması nedeniyle davaya dahil edilen Alptekin, başka bir IŞİD davasında da aynı şekilde araçtan parmak izinin çıkmasının hatırlatılması üzerine "Parmak izim, Halil İbrahim Durgun'la bir siteye daireye bakmaya onun arabasıyla gittik, o yüzden parmak izim çıktı" yanıtını verdi. Avukatların ve savcının tutuklama talebinin ardından Alpfidan, mahkemeye verilen ara öncesinde tutuklanarak cezaevine gönderildi.