10 Ekim Ankara Katliamı davası avukat komisyonu, "Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan insan yüzüne çıkamaz" diyerek 7 Haziran-1 Kasım sürecine işaret eden eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'na 'açıkla' çağrısı yaparak, "Bildiğiniz, tanık olduğunuz, ortak olduğunuz her şeyi anlatın" ifadeleri kullanıldı.
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun 7 Haziran-1 Kasım süreciyle ilgili ifadeleri tartışma konusu oldu. Dün gittiği Sakarya’da “Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan insan yüzüne çıkamaz. Neden mi? Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman eminim en kritik dönemlerden biri 7 Haziran-1 Kasım arasındaki dönem olarak yazılacaktır” ifadelerini kullanan Davutoğlu’na ‘süreci açıkla’ çağrıları yapılıyor.
10 Ekim Ankara Katliamı davası Avukat Komisyonu yaptığı yazılı açıklamada, Davutoğlu'na "7 Haziran-1 Kasım arasındaki dönemi ülkenin en kritik dönemlerinden biri olarak ilan ederek ne demek istemiştir? Kritik olarak adlandırılan bu dönemde neler olmuştur?" soruları sorularak 'açıkla' çağrısı yapıldı. Açıklamasının sonnunda ise şu ifadelere yer verildi: "Yaptığınız bu açıklamalar ile ne demek istediğinizi ayrıntılarıyla anlatmak durumundasınız. Bunları yapmadığınız durumda açıklamalarınız tarafımızca siyasi manevralar olarak ele alınacaktır. Ancak her koşulda 7 Haziran ve 1 Kasım arasındaki katliamlar döneminden iktidarınızın ve kendinizin siyasal sorumluluğunu ilan etmiş oldunuz, bu durum tarihe böyle geçecektir" ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada ayrıca 10 Ekim Ankara Katliamı'nın ardından Davutoğlu'nun “anket yaptırdık ve oylarımızın arttığını gördük” açıklaması da hatırlatıldı.
TIKLAYINIZ- Suruç Aileleri İnisiyatifi'nden Davutoğlu'na "açıkla" çağrısı: Biz ne uğruna bu kadar öldük?
İşte "Ahmet Davutoğlu’na açık çağrımızdır: Bildiğiniz, tanık olduğunuz, ortak olduğunuz her şeyi anlatın" başlıklı o açıklamanın tamamı:
Yeni parti, siyasal oluşum çalışmaları içerisinde olan eski Başbakan Ahmet Davutoğlu yapmış olduğu konuşmada aynen şunları şöylemiştir; “Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz. Bizi bugün eleştirenler insan yüzüne çıkamazlar, açık söylüyorum. Neden mi? Gelin hafızanızı bir yoklayın. İleride bir gün Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman en kritik dönemlerden biri 7 Haziran-1 Kasım arasındaki dönem olacaktır”.
Ahmet Davutoğlu’nu bu sözlerini açıklamaya davet ediyoruz. 7 Haziran-1 Kasım arasındaki dönemi ülkenin en kritik dönemlerinden biri olarak ilan ederek ne demek istemiştir? Kritik olarak adlandırılan bu dönemde neler olmuştur?
Söz konusu dönemin ülkenin en kritik dönemlerinden biri olduğu tespitine katıldığımızı belirtmek isteriz. Zira 10 Ekim 2015 Ankara Katliamı gerçekleştiği andan itibaren biz de aynı şeyi söylemekteyiz. 7 Haziran ve 1 Kasım Seçimleri arasında gerçekleştirilen katliamlarla, kitlesel kıyımlarla yüzlerce insan öldürülmüş, ülkede kaos ve korku ortamı yaratılmış ve 1 Kasım seçimlerinde AKP yeniden tek başına iktidar olabilmiştir.
10 Ekim Ankara Katliamı davasının her aşamasında bu dosyanın avukatı olan bizler bu durumdan söz ettik ve Davutoğlu’nun katliamın hemen arkasından “anket yaptırdık ve oylarımızın arttığını gördük” açıklamasını hatırlattık. Davutoğlu’nun bugünkü açıklamaları da aslında aynı minvalde olup, 10 Ekim Katliamının siyasal iktidardan bağımsız ele alınamayacağına ilişkin ısrarımızı doğrulamaktadır.
Sayın Davutoğlu; o kritik dediğiniz dönemde Suruç Katliamı yaşandı, Ceylanpınar’da son derece şaibeli bir biçimde polislerin öldürülmesinin ardından çözüm masası tekmelendi, bölgede sokağa çıkma yasakları başladı, onlarca insan hayatını kaybetti, evleri yerle bir edildi, 10 Ekim günü Ankara’da mitingte canlı bombalar kendisini patlattı ve tam 103 insan hayatını kaybetti. İşte kritik dediğiniz dönem budur ve bu dönemin arkasından 1 Kasım seçimlerini kazandınız.
Şimdi soruyoruz ve davet ediyoruz. Yaptığınız bu açıklamalar ile ne demek istediğinizi ayrıntılarıyla anlatmak durumundasınız. Söz konusu kritik dönemde yapılanları, kimlerin emir ve talimat verdiğini tek tek söylemek zorundasınız. 10 Ekim Ankara Katliamı ve Suruç Katliamı davaları halen devam etmektedir. Bu davalara gelip bildiğiniz her bir konuda tanıklık yapmalısınız.
Bunları yapmadığınız durumda açıklamalarınız tarafımızca siyasi manevralar olarak ele alınacaktır. Ancak her koşulda 7 Haziran ve 1 Kasım arasındaki katliamlar döneminden iktidarınızın ve kendinizin siyasal sorumluluğunu ilan etmiş oldunuz, bu durum tarihe böyle geçecektir.
IŞİD’in 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara’da Emek, Demokrasi ve Barış Mitingi’ne düzenlediği canlı bombalı saldırıda 103 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmıştı. Türkiye tarihinin en kanlı katliamının ardından görülen dava 3 yıl sürdü. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ve geçen yıl ağustos ayında karara bağlanan davada, 35 sanık arasındaki tutuklu 19 kişiye 7 buçuk yıl ve 101 kez ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen sürede hapis cezası verilmişti. Firari 16 sanık hakkındaki ayrılan kamu davası ise hâlâ sürüyor. Ayrıca 10 Ekim Katliamı davasında, örgüt yöneticiliğinden 18 yıl hapis cezası verilen Erman Ekici hakkında katliamda meydana gelen ölüm ve yaralanmalardan dolayı suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmişti. Suç duyurusunun ardından Erman Ekici hakkında yeni bir iddianame hazırlandı. Ankara Cumhuriyet Savcısı Yarcan Mutlu, Ekici hakkında “İkisi çocuk 100 kişiyi kasten öldürmek”, “20’si çocuk 391 kişiyi kasten öldürmeye teşebbüs” ün yanı sıra Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 77. maddesindeki “insanlığa karşı suç”tan da iddianame düzenledi.