Damadı, Erbakan'dan 1 milyona aldığı yalıyı 20 milyona satışa çıkarmış

T24- Erbakan’ın aile kavgasına yol açan 10 milyonluk yalıyı damadına 1 milyon liraya devrettiği, ölümünden sonra da oğlunun 20 milyona satışa çıkardığı iddia edildi.

Milliyet'ten Gökhan Karakaş'ın haberine göre, Milli Görüş’ün merhum lideri, eski Başbakan Necmettin Erbakan’ın mallarının, kızı Zeynep Erbakan’dan, kardeşi Elif Erbakan Altınöz, eniştesi Mehmet Altınöz ve kardeşi Fatih Erbakan tarafından kaçırıldığı iddiasıyla başlatılan soruşturma dosyasından, İstanbul Kanlıca’daki yalıya ilişkin çarpıcı bilgiler çıktı.

Zeynep Erbakan’dan kaçırıldığı öne sürülen yalının, Necmettin Erbakan henüz hayattayken damadı Mehmet Altınöz tarafından bedelinin çok altında, 1 milyon TL’ye satın alındığı, yalının daha sonra 20 milyon 500 bin TL’ye satışa çıkarıldığı anlaşıldı.

Soruşturma dosyasının en tartışmalı bölümlerinden birini, Erbakan’a ait olduğu öne sürülen yalı oluşturuyor. Alınan bilgiye göre Erbakan’ın mirasından kaçırıldığı iddia edilen yalı, aile tarafından işadamı Şeyhmuz Tatlı’dan 1997 yılında 4 milyon dolara alındı ve büyük bir tadilattan geçirildi. Kardeşlerini babasının mallarını kaçırdıkları iddiasıyla savcılığa şikayet eden Zeynep Erbakan, ifadesinde yalıyla ilgili olarak şunları söyledi:

Babamın yalısı, şirkete

“İstanbul Kanlıca Mahallesi’nde bulunan 117 ada 3 parsele kayıtlı bahçeli kargır yalı, Öztay Tekstil A.Ş. adına kayıtlıydı. Şirket hisselerinin tümü gerçekte babama aitti. Ancak mutemet kişi olarak Mehmet Altınöz, Beşir Darçın, Adnan Simit, Ali Vural ve Osman Akgün adına şirket kurularak, hisseler bu kişiler adına kaydedilmişti. İsmi geçen kişiler şirketin mal varlığının kendilerine ait olmadığını, Erbakan’a ait olduğunu bilmekteydiler. Yalı 2010 yılı ortalarında şirket tarafından satış gösterilmek suretiyle Mehmet Altınöz adına tapuda devredildi.

Enişteme mirasçılara vermedi

Bu devir işlemi babamın bilgisi dahilinde yapılmış olabilir ancak bağış olarak yapılmamıştır. Mutemet olarak kendisine emaneten tevdi edilmiştir. Altınöz’ün babamın ölümünden sonra emanet edilen yalıyı mirasçılarına devretmesi gerekirken devretmeyip sahiplenmek suretiyle güveni kötüye kullanmıştır.”

Erbakan ölmeden devretti

Dosyadaki bilgilere göre de Zeynep Erbakan’ın 2010 yılı ortalarında eniştesine devredildiğini söylediği yalının sahibi gözüken Öztay Tekstil’in, Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24 Mart 2009 tarihli kararıyla iflasına karar verildi. Altınöz ise Necmettin Erbakan ölmeden, yalıyı devraldı.

Şirket, Erbakan’ın damadı Mehmet Altınöz’e, hileli biçimde devreldiği öne sürülen dönemde 10 milyon lira değerinde olduğu belirtilen yalıyı Altınöz’e, piyasa değerinin yüzde 10’una tekabül eden bedelle 1 milyon liraya sattı. Altınöz, bu satışa ilişkin bedeli de şirkete ödemedi.

Fatih Erbakan, babasının ölümünün ardından 2011 temmuzunda yalıyı satılığa çıkardı. Yalıya 12 milyon dolar (20 milyon 500 bin TL) istendi.

İflas masası da takipte

Zeynep Erbakan’ın, kardeşleri Elif ve Fatih Erbakan’ın da aralarında bulunduğu 7 kişiyi babasının mirasından mal kaçırmakla suçladığı soruşturma sürerken, miras kavgasına, mirastan kaçırıldığı iddia edilen İstanbul Kanlıca’da bulunan yalının sahibi Öztay Tekstil Konfeksiyon Sanayi Pazarlama A.Ş.’nin iflasına karar veren İflas Dairesi’nin dahil olduğu anlaşıldı.

İdare tarafından, Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davanın dilekçesinde, Öztay Tekstil’in Kadıköy İflas Müdürlüğü’nün 2009/6 esas numaralı dosyası üzerinden tasfiye işlemlerinin yapıldığı belirtildi. Dilekçede, Öztay Tekstil şirketi adına işlemleri yapan iflas masasının, 24 Şubat 2011 tarihli toplantıda, dava konusu yalının muvazaalı olarak devredildiği gerekçesiyle dava açılması yönünde karar aldığı kaydedildi.

Dilekçede, değeri 10 milyon lira olan 452 metrekarelik yalının 1 milyon liraya devredildiği ve parasının şirkete ödenmediği; ayrıca Öztay Tekstil’in ürettiği Abbate, Lorenzo Mazzoli ve Enzo Ferretti gömleklerinin marka tescilinin, ailenin diğer şirketi olan Mercek Holding A.Ş. adına yapılarak şirketin içinin boşaltıldığı kaydedilerek şu bilgi verildi:

Alacaklılara kötü haber

“İflas dosyasında 716 alacaklının toplam 32 milyon 577 bin 491 lira alacağı var. İflas masasındaki mevcut para 1 milyon 141 bin 053 lira. İşçi alacağı niteliğinde olan 1. sıra alacakların miktarının 6 milyon 579 bin 264 lira İflas masası için 300 bin lira masraf öngörülmektedir. Bu masraflar düşünce yalnızca birinci sıra alacaklıları dahi, alacaklarının yüzde 10’unu alamayacak, diğer sıralardaki alacaklılar ise alacaklarını hiç alamayacaklardır.”

Tapuya ‘davalı’ şerhi

Dilekçede, yalının, Elif Erbakan’ın kocası Mehmet Altınöz’e muvazaalı olarak devrinin tespiti ile tapu kaydının düzeltilmesi ve tedbir konulması istendi. Mahkeme tedbir talebinin reddine ancak dava konusu taşınmazın devrinin engellenmesi amacıyla tapudaki beyanlar hanesine “DAVALIDIR” şerhi konulmasına karar verdi.

‘Elbiseci Ahmet Bey Yalısı’

Mehmet Altınöz’ün üzerine geçirdiği iddia edilen İstanbul Kanlıca Caddesi 21 numaradaki yalıyı dün ziyaret ettik. Yalıda bir sessizlik hakim. Yalının kapısını açan görevli soruları yanıtlamaktan kaçınıyor. Ancak çevredeki esnaf, Necmettin Erbakan‘ın oğlu Fatih Erbakan’ı daha önce yalının çevresinde gördüklerini söylüyor.

Kanlıca Caddesi 21 numaradaki konut, “Elbiseci Ahmet Bey Yalısı” olarak biliniyor. Bir dönem adı “Tatlıcı Süleyman Yalısı” olarak da anılmış. Yalı, İstanbul Kültür Mirası ve Kültür Ekonomisi Envanteri’nde “Elbiseci Ahmet Bey Yalısı” olarak kayıtlı. Ünal Kurtçu’nun “Boğaziçi Tiryakiliği” adlı kitabında Elbiseci Ahmet Bey Yalısı ile ona komşu yalılar şöyle anlatılıyor:

“Sultan Mehmed Reşat Boğaziçi gezilerine çıktığı zaman halk yüksek duvarlara çıkarak sultanı görmek istermiş. Bunları önlemek isteyen sultan, 1900’lü yıllarda duvarların yıkılmasını emretmiş, bu suretle de meşhur yalının (Fuat Paşa Yalısı) son izleri de yok olmuş. Bu yalının sırasında Elbiseci Hacı Ahmet Bey, Esra Umur, Necati Bey ve Ahmed Arifi yalıları vardır. Bu yalıları Adliye Müsteşarı Mehmed Bey’in yaptırdığı geçiyor kayıtlarda. Elbiseci Ahmet Bey Yalısı, Asaf Paşa Yalısı olarak anılmıştır.”