11 Ekim 2016 İngiltere Basın Özeti

11 Ekim 2016 İngiltere Basın Özeti

Amerika Birleşik Devletleri'ndeki başkanlık seçimlerinde, cumhuriyetçi partili aday Donald Trump'ın kadınlar için aşağılayıcı ifadeler kullandığı ve küfürlü konuştuğu videonun sızmasından sonraki gelişmeler ve önceki gece Demokrat Partili rakibi Hillary Clinton'la yaptığı televizyon tartışması İngiltere basınında geniş yer buluyor.

Financial Times, Cumhuriyetçi Parti'nin seçilmiş en üst düzey yetkilisi Temsilciler Meclisi Başkanı Paul Ryan'ın, Trump ile arasına mesafe koymasının, parti liderlerinin Beyaz Saray'ı kazanamayacaklarını düşündüklerine dair açık bir sinyal olduğunu yazıyor.

Ryan'ın arkadaşı ve eski Cumhuriyetçi Partili eski Kongre liderlerinden Vin Weber "Bence artık Trump'ın işinin bittiğini ve Kongre'deki Cumhuriyetçilerin kendilerini Trump'tan ayrı tutması gerektiğini fark etti" diyor.

Trump'ın ise Ryan'ın açıklamalarını, siyasi seçkinlerle mücadele ettiği imajını geliştirmek için kullandığı söyleniyor. Gazete Trump'ın Twitter'da paylaştığı mesajda "Paul Ryan, bütçeyi dengelemeye, istihdam, kaçak göç ve kaçak göçe daha çok zaman ayırmalı ve vaktini Cumhuriyetçi adayla kavga etmeye harcamamalı" dediği belirtiliyor.

Gazete, televizyon tartışmasının ardından NBC ve Wall Street Journal'ın yaptırdığı anketteyse, Hillary Clinton'ın yüzde 46'ya karşı yüzde 35'le önde gittiğini söylüyor.

Financial Times başyazılarından birinde de, Cumhuriyetçi Partililerin adaylarıyla arasına mesafe koyması gerektiğini söylüyor. Dikkat çeken satırlar şöyle;

"Trump kesinlikle tipik bir Cumhuriyetçi değil, ama partisi tarafından yıllardır sistematik bir şekilde körüklenen korkular ve önyargılara oynuyor. Bu noktada, kendisi gönüllü şekilde çekilmediği takdirde adayınr değişmesi çok zor. Gelen haberlere bakılırsa hafta sonu toplanan Cumhuriyetçi Parti Ulusal Komitesi başkanlık kampanyasına mali desteği geçici olarak askıya aldı ve kaynakları kongre yarışlarına yöneltti. Ancak partinin adayla arasına mesafe koyması için daha kararlı bir çaba harcaması gerekiyor. Gelecek ayki seçimde ne olursa olsun, Trump'a destek veren herkes ırkçılığı kaşıyan açıklamaları ve cinsel saldırılarla böbürlenmesiyle ilişkilendirilecek. Düzgün Cumhuriyetçilerin kendilerini Trump'tan uzaklaştırmalarının zamanı zaten geçiyordu. Şimdi bunu yapmak çok daha önemli."

Times'ın dünya haberleri sayfalarında Irak'ın Musul kentini IŞİD'den geri almak için girişilecek operasyonda, Iraklı Şii milis gruplarının kente girmesinin, mezhep temelli cinayetler işleneceği korkusunu arttırdığı söyleniyor.

Milislerin, Suriye'ye kaçmaya çalışabilecek IŞİD militanlarına karşı bir engel oluşturmak için çoğunluğu Sünni olan Musul'un batısında konuşlandıkları belirtiliyor. Peşmerge güçleri ve Irak Ordusu'nun da kente kuzey, doğu ve güney yönlerinden ilerleyeceği vurgulanıyor.

Ancak Ninova Bölgesi Operasyon Merkezi Komutanı Tümgeneral Hajim Abed el Ciburi, Times'a yaptığı açıklamada Şii milislerin kente girebileceğini de söylüyor. El Ciburi "Belki milislere de ihtiyaç duyacağız. Başkomutan ve Başbakan Haydar El Abadi milislerin kente girip girmeyeceğine karar verecek" dedi.

Bir dönem sayıları 100 bini aşan Iraklı Şii milislerin çoğu zaman İran tarafından silahlandırılıp, kontrol edildiğini söyleyen Times, milislerin IŞİD'e karşı savaşta önemli bir rol oynadığını vurguluyor.

Times, Musul'un batısındaki Şii milis varlığının Irak ve Musul'un kuzeyindeki Başika'ya iki bin asker konuşlandıran Türkiye arasındaki gerilimi de arttırdığını söylüyor.

Gazete, Türk askeri varlığını bir işgal eylemi olarak tanımlayan Bağdat yönetiminin Türk askerinin çekilmesini talep ettiğini bildiriyor. Türkiye'nin se Sünnilerin bölgeden çıkartılmasını önlemek için askerlerinin Kuzey Irak'ta kalmasında ısrarcı olduğu vurgulanıyor.

Times, Başbakan Binali Yıldırım'ın "Musul, Musullularındır. Dışarıdan getirilen başka sivillerle şehrin demografik yapısı bozulmasın, yeni bir iç savaşın, yeni bir anlaşmazlığın kapısı açılmasın." şeklindeki sözlerine de yer veriyor.

Times Türk askerlerinin, Iraklı Türkmenleri eğittiğini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da Türk askerlerinin Musul operasyonunda yer alabileceğinin sinyalini verdiğini vurguluyor.

Ancak Şii milislerin bir sözcüsünün, Ankara'nın askerlerini çekmemesi durumunda saldırmaya hazır olduklarını söylediği vurgulanıyor.

Cevad el Tilbawi adlı sözcü "Musul'daki Türk birlikleri meşru bir hedef olack. Türk askerleriyle, IŞİD'e nasıl muamele ediyorsak, o şekilde davranacağız" diyor.

İngiltere basınında geniş yer bulan bir başka haber de olası bir sanayi casusluğu. Habere göre İskoçya'daki bir yenilenebilir enerji şirketini beş yıl önce, şimdi Çin Başbakanı olan Li Keqiang'ın başkanlığındaki bir heyet ziyaret etti.

Ziyaret sırasında heyete denizdeki dalgalardan enerji üretebilen bir cihaz gösterildi. Ziyaretin beş yıl ardından da Uzakdoğu basınında İskoç şirketin Çinli heyete gösterdiğine çok fazla benzeyen bir cihazın fotoğrafları ortaya çıktı.

Daily Telegraph'taki habere göre, ziyaretten iki ay sonra Pelamis Wave Power adlı şirkette gizemli bir soygun oldu ve birkaç dizüstü bilgisayar çalındı. Soygunda başka bir şey alınmadı.

Gazeteye konuşan şirketin eski iş geliştirme müdürü Max Carcas, iki cihaz arasındaki benzerliklerin "çok çarpıcı" olduğunu söylüyor. Daily Telegraph, rüzgâr enerjisi üreten türbinlerindeki tasarımların dünyanın her yanında aşağı yukarı aynı olduğunu, ancak dalgadan enerji üreten tasarımlarda çok farklı çeşitlerin olduğunu da vurguluyor.