11 Eylül 2011'de New York'taki Dünya Ticaret Merkezi'ndeki ikiz kulelere ve Washington’daki Savunma Bakanlığı’na (Pentagon) düzenlenen eş zamanlı saldırıların üzerinden 17 yıl geçti.
El Kaide’nin üstlendiği saldırılar gerçekleştiğinde, Demokrat ABD Başkanı George W. Bush, iktidarının 234. günündeydi. 11 Eylül 2001’de 19 El Kaide üyesinin kaçırdıkları dört ticari uçağı saldırı araçları haline dönüştürüp New York’taki ikiz kuleleri ve Pentagon’u vurmalarının ardından Bush, 1980’den beri Carter doktrini tarafından belirlenen savaş politikalarını bundan sonra kale almayacağını ilan etti.
‘Askeri Uygulamalarda Devrim’ adı verilen yeni program, yeni bir Afganistan savaşı öngörüyordu. Bu savaşta ABD üstü kapalı olmayan, açık bir rol oynayacaktı. El Kaide'yi yıkmak veya zayıflatmak için başlatılan Kalıcı Özgürlük Operasyonu (Operation Enduring Freedom) böyle başladı.
Aradan geçen 17 yılın ardından ABD’nin Afganistan’daki askeri ve politik varlığı hâlâ devam ediyor. Euronews’ten Devrim Hacısalihoğlu, geçen yıllarda ABD'nin terörle mücadelesinde ne değiştiğini ve El Kaide’nin şu an ne durumda olduğuna dair derlemede şunları kaleme aldı:
Ortadoğu merkezli küresel güvenlik politikalarının seyrinde önemli bir dönüm noktası sayılan olayın 17'nci yıl dönümünde Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) terörle mücadele yaklaşımı ve bölgesel politikaları ülkede çeşitli yaklaşımlarla değerlendiriliyor.
Amerikan Los Angeles Times gazetesi dış politika muhabiri ve köşe yazarı Nabih Bulos'un bugün gazetesinde "11 Eylül'den 17 yıl sonra El Kaide belki hiç olmadığı kadar güçlü" başlığıyla yazdığı makale de bunlardan biri.
Yazısının ilk bölümünde siyasi yorumcuların, 'aşırılıkçı gruplar ve bu grupların farklı ülkelere yayılmış ağlarının yenilgiye uğratılamadığı' yönündeki eleştirilerini hatırlatan Bulos, ABD'nin Ortadoğu politikaları yüzünden söz konusu radikallerin daha da yaygınlaştığı yönündeki görüşleri de köşesine taşıdı.
Buna göre, örneğin, araştırma kuruluşu Site Intelligence Group uzmanı Rita Katz, El Kaide'nin, bireylerin toplamından oluşan bir gruptan daha öte bir yapı olduğunu ve bunun Amerikalı yetkililer tarafından anlaşılmadığını düşünüyor. Katz'ın Bulos'a söylediğine göre, "El Kaide bir düşünce ve bir düşünce çok gelişmiş silahlar kullanılarak ya da liderleri öldürülerek ve eğitim kampları bombalanarak (El Kaide'nin) yok edilemiyor."
Bulos, makalesinde El Kaide'nin mevcut silahlı güçlerinin sayısının şimdiye kadarki en yüksek miktara ulaştığını, örgütün sadece Yemen ve Suriye'de 20 bin silahlı militanın bulunduğunu ayrıca Kuzey Afrika, Doğu Akdeniz ve Asya'nın bazı bölgelerinde kendisine katılan ya da birlikte hareket eden yapıların arttığını da yazdı.
Örgütün taktik değiştirdiğine de değinen LA Times yazarı, El Kaide'nin artık manşetlere çıkan terör saldırıları ya da bir zamanlar ortağı olduğu Irak Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) yaptığı gibi kamuoyuna propaganda amaçlı görüntülerini yaydığı acımasız infazları terk etmeye başladığını iddia etti.
Nabih Bulos, El Kaide'nin artık savaş ve iç çatışmalardan yorgun düşmüş Sünni Müslüman nüfusun yoğun olduğu ülkelerde kendisine toplumsal destek sağlayacak daha yumuşak bir strateji geliştirdiği görüşünde.
Bulos yazısının ikinci bölümünde ise El Kaide'nin Irak, Yemen, Suriye, Somali ve Libya'da hükümetlerle ve diğer İslami gruplarla mücadelesinin geçmişten bugüne nasıl şekillendiğini ve bu yapının bölgesel politikalara göre nasıl konumlandığını özetledi.