11 sivilin gözaltında kaybedildiği Kulp davası bugün Ankara'da görülecek

11 sivilin gözaltında kaybedildiği Kulp davası bugün Ankara'da görülecek

Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde 11 sivilin gözaltında kaybedilmesiyle ilgili, emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk’ün 11 kez ağırlaştırılmış müebbetle yargılandığı bugün Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. 

1993’te 11 köylünün öldürülmesine ilişkin yürütülen ve kamuoyunda Yavuz Ertürk davası olarak bilinen Kulp davasının bir önceki duruşması 7 Mart'ta Ankara'da görülmüştü. Duruşmaya, 11 kişinin öldürülmesi emrini vermekle suçlanan emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk katılmazken  mağdur aileler ve çok sayıda avukatkatılmıştı. 

7 Mart'ta görülen duruşmada dönemin Güneydoğu Asayiş Komutanı Hasan Kundakçı da tanık sıfatıyla ifade verdi. Kundakçı, o tarihlerde bölge halkına yardım etmekten başka görevlerinin olmadığını savundu. Sanık Ertürk de Alacaköy çevresinde operasyon yürütmediklerini ifade etti.

İfade verenler arasında dönemin köy muhtarı Reşit Yakup da vardı. Yakup, operasyon tarihinde köyde insanların olduğunu, çatışmaların ardından da köylerinin boşaltıldığını söyledi. Mahkeme heyeti, sanık Ertürk’ün tutuklanmasına yer olmadığını belirtirken, konuya ilişkin tanıkların dinlenmesi için duruşmayı 20 Haziran’a ertelenmişti. 

 

 

Ne olmuştu?

 

8 Ekim -25 Ekim 1993 arasında Kulp ilçesinin dağınık mezralardan oluşan (Gurnik, Mezire, Pireş, Kepir ve Şuşan) Alaca köyü ve Muş'a bağlı Kayalısü köyünün (Licik mezrası) civarında, General Yavuz Ertürk Komutasındaki Bolu Tugayı tarafından yürütülen askeri operasyonda köy ve mezralarından toplanarak gözaltına alınan 11 kişiden bir daha haber alınamadı.

Kaybedilenlerin isimleri şöyle: Mehmet Salih Akdeniz, Celil Aydoğdu, Behçet Tutuş, Mehmet Şerif Avar, Hasan Avar, Bahri Şimşek, Mehmet Şah Atala, Turan Demir, Abdo Yamuk, Nusreddin Yerlikaya, Ümit Taş (16 yaşında).

 

AİHM kararı

 

Gözaltında kaybedilenlerin aileleri 1993'te ilgili savcılıklara başvurmuşlarsa da bir sonuç alamadılar ve 1994'te Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurdular. (Akdeniz ve diğerleri davası: 23954/94)

AİHM 31 Mayıs 2001'de davayı sonlandırarak Türkiye'yi, 11 kayıp kişinin ölümünden sorumlu olduğu ve etkili bir soruşturma yürütmediği için Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. Maddesinin, 3. Maddesinin ve 5(1). Maddesini ihlalden mahkum etti.

 

Meclis komisyonu

 

Kulp'taki 11 köylünün katledilmesi olayını 2004 yılında araştıran Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu, olayın Tuğgeneral Yavuz Ertürk komutasındaki operasyon sırasında gerçekleştiğinin anlaşıldığını belirtti.

Dönemin Komisyon üyeleri Cavit Torun, Mesut Değer ve Hakan Taşçı, Diyarbakır ve Kulp İlçesi'nde incelemelerde bulundu ve olayla ilgili rapor hazırladı.

Raporda, gözaltına alındıktan sonra kaybolan kişilerin, PKK ile resmi ve özel anlamda herhangi bir ilgileri bulunduğunun tespit edilemediği belirtildi.

 

Toplu mezar bulundu

 

Olaydan 10 yıl sonra, 2 Kasım 2003'te bir çobanın Alaca Köyüne 500-600 metre mesafedeki bir dere yatağında toprak yüzeyine çıkan bazı kemik ve bez parçalarını bulması ve İHD Diyarbakır şubesine başvurması sonucunda Kulp Cumhuriyet Savcısı ile kemikler toplandı, bulunan kemiklerin kime ait olduğunun belirlenmesi için bazı aileler doku örneği verdi ve Adli Tıp Kurumuna gönderildi.

Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesi'nce gönderilen 30 Aralık 2005 tarih ve 915-61097 sayılı raporda, olay yerinde bulunan kemiklerin en az dokuz kişiye ait olduğu ve bunlardan ikisinin Mizbah Akdeniz'in babası Mehmet Salih Akdeniz ile Ahmet Tutuş'un babası Behçet Tutuş'a yüzde 99,99 oranında ait olabileceği tespit edildi.

Bunun üzerine açılan soruşturmada Savcılık görevsizlik kararı verdi ve dosyayı, "Suç tarihinde Bolu 2. Komando Tugay Komutanlığı'nda görevli asker şahısların işlediği askeri suçlarıyla ilgili soruşturma yapmak görev ve yetkisinin" askeri savcılığa ait olduğu gerekçesiyle, askeri savcılığa gönderdi.

 

Zamanaşımı durduruldu

 

Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığında bulunan ve herhangi bir işlem yapılmayan dosyaya ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığının yürüttüğü ayrı bir soruşturmada, dönemin Bolu Dağ Komando Tugayı Komutanı Yavuz Ertürk'ün 7 Ekim 2013 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca ifadesinin alınmasının ardından Soruşturma Savcısı, Yavuz Ertürk hakkında yakalama kararı çıkararak zamanaşımı süresini durdurdu.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcıvekilliği tarafından hazırlanan 19 sayfalık iddianame, 2013 yılı Ekim ayında Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. İddianamede emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk hakkında 11 kez müebbet ve 25 yıla kadar hapis cezası istendi.

 

Ankara'ya nakledildi

 

Yargıtay 5. Ceza Dairesi, Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada sanık eski Bolu 2. Komando Tugay Komutanı emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk'ün "güvenlik" gerekçesiyle yargılamanın başka ilde görülmesi yönündeki talebini değerlendirerek davanın Ankara'da görülmesini kararlaştırdı.

İlk duruşma 26 Mayıs 2014'te görüldü. Sanık Yavuz Ertürk duruşmaya sağlık sorunlarını gerekçe göstererek katılmadı. Katılan avukatların sanık Ertürk'ün tutuklanması ve davanın Diyarbakır'da görülmesi yönündeki talepleri mahkemece reddedildi.

 

11 sivilin gözaltında kaybedildiği Kulp davasında 22 yıldır adalet bekleniyor