Gazeteci Ziya Ataman 1185 gündür tutuklu. Ataman, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Dicle Haber Ajansı’nın (DİHA) stajyer muhabiriydi. 10 Nisan 2016’da gözaltına alındıktan bir gün sonra yani 11 Nisan 2016’da “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklandı. Uzun yıllardır bağırsak hastalıklarıyla mücadele eden Ataman'ın hastalığı cezaevi koşulları ve stres nedeniyle ilerledi. Ataman’ın sağlık hakkına erişiminin kısıtlandığını anlatan avukatı Barış Oflas, Ziya Ataman'ın sürekli tedavi görmesi gerektiğini kaydetti. Ataman’ın kamuoyu tarafından sahipsiz bırakıldığını da ifade eden Oflas, Ataman’ın tedavi koşullarının iyileştirilmesi için kamuoyundan Adalet Bakanlığı’na ve Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne mektup yazılmasını, Ataman’ın yalnız bırakılmamasını, sahiplenilmesi isteğinde bulunuyor.
Ataman Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde 24 Eylül’de Şırnak 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek bir sonraki duruşmasını bekliyor.
bianet'ten Hikmet Adal'ın haberine göre toplam 19 sanıklı davada Ataman, “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak,” “tasarlayarak kamu görevlisini görevinden dolayı kasten öldürmeye teşebbüs,” “tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs,” “kamu kurum ve kuruluşlarına ait mallara patlayıcı madde kullanmak suretiyle kasten zarar verme,” “patlayıcı madde kullanmak suretiyle kasten mala zarar verme,” “6136 sayılı kanuna muhalefet” ve “bir örgütün faaliyeti çerçevesinde tehlikeli maddenin izinsiz olarak bulundurulması” iddialarıyla yargılanıyor.
Ataman tutuklu yargılanıyor ama kendi sözleriyle mektubuna “Tutuklanmam çok acayip oldu” diye de yazmadan geçemiyor. Çünkü Ataman gözaltına alındığında, ifadesinin ardından Savcı tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakılacakken ‘kendi ifadesiyle’ kapıda beliren istihbarattan üç kişi mahkemeye sevk edilip tutuklanmasını istedi.
Mahkemede bu durumu izah etmesine rağmen hâkim onu dinlemedi bile. Tutuklanmasına 'devletin bilgilerini başka yerlere sızdırması' ve 'örgütten kaçan birini de tutuklayarak örgüte götürmesi' gerekçe gösterildi.
“Bu bilgileri sızdırmak için herhangi bir devlet kurumunda çalışmış mıyım? Veya bilgiler var ise açıklanması gerekmiyor mu?’ diye soran Ataman’a hâkimin cevabı “Ben sorarım sen cevap verirsin” oldu.
Bunun üzerine Ataman “Kaçan birini tutuklayıp götürmüşüm, kimi nerede ve ne zaman götürmüşüm?” diye sormak istedi ama hakim çoktan tutuklama kararını vermişti.
Aradan 1185 gün geçti, sekiz duruşma görüldü. Anayasa Mahkemesi (AYM) başvurusunu reddetti. Ataman’ı yargılayan hakim ve savcılar ihraç edildi. Ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giren yargılamalarda 2 yılla sınırlandırılan tutukluluk süresi fazlasıyla aşıldı. Ama Ataman hala hapiste.
Ataman’ı savunmasını üstlenen avukat Barış Oflas, Ataman’ın mesleğe Beytüşşebap’ta Azadiye Welat ve Özgür Gündem gazetelerini dağıtarak başladığından bahsediyor.
Oflas, Ataman’ın ilçeden baskıyla çıkmak zorunda bırakılıp gazetecilik yapma hayalleriyle geldiği yerde, hiçbir ilgisinin olmadığı bir olay sonucu cezaevine konulduğunu ifade ediyor.
“Tek hayali gazeteci olmaktı. İlçede gazete dağıtırken kolluk kuvvetleri tarafından defalarca tehdit edildi. Bu gazeteleri dağıtmaması istendi. Tehditlerin ardı arkası kesilmeyince Ziya ilçeden çıkmak zorunda kaldı.
“Özgür Gündem gazetesinde altı ay çalıştıktan sonra ilçede daha önce yaşanmış bir saldırı bahane edilerek tutuklandı. Tutuklandığında savcılık hiçbir somut delil sunmamıştı. Üstüne akrabası K.A.’ya işkence ve baskıyla zorla tanıklık yaptırıldı.
“K.A. daha sonra verdiği ifadeleri baskı altında verdiğine dair bir dilekçe verdi ama soruşturma ve yargılama hala bu ifadeler üzerinden ilerletiliyor. Ziya akrabasının verdiği ifadeler nedeniyle müebbet hapisle yargılanıyor. Suçsuz olduğu sabit olmasına rağmen Ziya çok büyük bir mağduriyet yaşıyor.”
Ataman, uzun yıllardır bağırsak hastalıklarıyla mücadele eden biriydi. Ataman’ın avukatı Oflas “Dışarıdayken bu hastalık kontrol altındaydı ve tedavi ediliyordu” diyor ve cezaevine girdikten sonra stres ve cezaevi koşulları altında bu hastalığı ilerlemeye başlamış.
Ataman’ın cezaevine girdikten sonra revire ve hastaneye gitmede problemler yaşadığından bahsediyor Oflas.
“Bizim girişimlerimiz sonucunda Ziya hastaneye sevk edildi, ilaçlar yazıldı ama düzenli bir şekilde tedavi olması gerekirken bir daha hastaneye götürülmedi. Hastalığı ilerlemiş durumda. Görüşmelerimizde kendi deyimiyle ‘Benim içim çürümüş’ diyor bana.”
Ataman’ın sağlık hakkına erişiminin kısıtlandığını anlatıyor Oflas. Taleplerinden bahsederken en önemli talebinin bu olduğunu söylüyor. “Sağlık hakkına erişim. Ziya’nın sürekli tedavi görmesi gerekiyor.”
Oflas, Ataman’ın bir diğer talebinin ise Ataman gibi gazeteci olan ve Dicle Haber Ajansı muhabiriyken “örgüt üyeliği” suçlamasıyla 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılan Nedim Türfent’in koğuşuna geçmek olduğu söylüyor.
“İki yılı aşkın süredir birçok kez bu yönde talepte bulunsak da, dilekçelerimiz cezaevi yönetimi tarafından her seferinde hiç dikkate alınmadan reddediliyor.”
Ataman’ın kamuoyu tarafından sahipsiz bırakıldığını da ifade eden Oflas, Ataman’ın kamuoyu ve toplumsal muhalefeti oluşturan tüm kurum ve kuruluşlar tarafından desteklenmesi gerektiğini söylüyor.
Ataman’ın sağlık sorunlarını bir kez daha dile getiren Oflas, Ataman’ın tedavi koşullarının iyileştirilmesi için kamuoyundan Adalet Bakanlığı’na ve Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne mektup yazılmasını, Ataman’ın yalnız bırakılmamasını, sahiplenilmesi isteğinde bulunuyor.
Ayrıca Ataman için imza kampanya sitesi chance.org’da gazeteci Selman Keleş tarafından “Hasta tutuklu gazeteci Ziya Ataman'a özgürlük” başlığıyla bir imza kampanyası da başlatıldı.
Ataman’ın suçsuz olduğu vurgusu yapılan kampanyada, Ataman’ın mevcut cezaevi koşullarında tedavisinin yapılmadığı ifade edildi.
Adil yargılama hakkının da ihlal edildiği belirtilen kampanya metninde “Ataman'ın yeninden özgür bir ortamda tedavi koşullarının oluşmasını istiyoruz. Böylesi bir yargılama ne ahlaki, ne hukuki ne de vicdanidir” ifadeleri kullanıldı.
İmza metnine buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.