12 Eylül Alt Komisyonu, 500 sayfalık raporunu tamamladı

HÜLYA KARABAĞLI / Ankara

 

TBMM Darbe Muhtıraları Araştırma Komisyonu’nda “28 Şubat”tan sonra, 500 sayfalık “12 Eylül” dönemini, darbe öncesi ve sonrasını inceleyen komisyon raporu tamamlandı.

Raporda, komisyona defalarca yapılan konuşma ve yazışmalara rağmen bilgi ve belge göndermeyen kurumlar tek tek sıralandı.

Raporda “Özellikle Genelkurmay Başkanlığı’ndan döneme ilişkin Milli Güvenlik Konseyi Kararları, Sıkıyönetim Koordinasyon Kurulu Kararları, Bayrak Harekatı’na ilişkin belgeler, Sıkıyönetim uygulamaları ve buna benzer pek çok bilgi ve belgenin alınamaması bu konuda daha kapsamlı, orijinal ve derinlemesine analiz yapılmasına engel olmuştur” denildi.

Komisyon, mağdurların dinlenemediğine dikkat çekerek, TBMM’de ayrı bir araştırma komisyonu kurulmasını önerdi.

Raporun genel değerlendirme ve sonuç bölümü şöyle:

 

‘Genelkurmay, Mit, Dışişleri Bakanlığı, MASAK cevap vermedi’

 

- Bazı kurum ve kuruluşlara birden fazla yazı yazılmasına, bilgi ve belge elde edilmesine ilişkin bizzat yetkililer bazında görüşmeler yapılıp girişimlerde bulunulmasına rağmen Komisyonun çalışma süresi içinde tabloda karşılarında boşluk bulunan Genelkurmay Başkanlığı, MİT, Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Devlet Personel Başkanlığı, Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurumu gibi birçok kurum ve kuruluştan cevap gelmediği görülmektedir.

 

Adalet Bakanlığı ve Kara Kuvvetleri fail bazından arşiv yapmış

 

- Bazı kurum ve kuruluşlardan bilgi ve belge gelmekle beraber gelen bilgi ve belgelerin istenen içerikte olmadığı görülmektedir. Diğer taraftan bu konuda yaşanan önemli bir sorunun da devlet arşiv ve hafıza geleneğinin çok gelişmediği yönünde fikir yürütmeye sebep olacak bazı örneklerin yaşanması olmuştur.

- Adalet Bakanlığı’nda ve Kara Kuvvetleri Komutanlığında dava dosyalarının olay bazında değil de fail isimleri bazında arşivlenmesi ve olaya ilişkin dava dosyasını bulmak için fail isimlerini bilmenin gerekli olması, kurum ve kuruluşların bilgi ve belgeleri araştırmak yerine bu konuda bilgi ve belgeye rastlanmadığı yönünde yuvarlak cevaplara yönelme eğilimi, Komisyonun Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığından 12 Eylül Darbesinde yaşanan insan hakları ihlalleri ile ilgili bir değerlendirme ve çeşitli kaynaklarda yer alan insan hakkı ihlallerine ilişkin derleme ve değerlendirme talebine bu konuda kurumlarına herhangi bir başvuru olmadığı şeklinde cevap verilmesi bu konuda yaşanan birkaç örnek olarak ifade edilebilir.

 

'Genelkurmay derinlemesine analizi engelledi'

 

- Bu durum öncelikle bu bilgi ve belgelerin alınamayarak değerlendirilememesine rapora yansıtılamamasına neden olmuştur. Özellikle Genelkurmay Başkanlığından döneme ilişkin Milli Güvenlik Konseyi Kararları, Sıkıyönetim Koordinasyon Kurulu Kararları, Bayrak Harekatına ilişkin belgeler, Sıkıyönetim uygulamaları ve buna benzer pekçok bilgi ve belgenin alınamaması bukonuda daha kapsamlı, orijinal ve derinlemesine analiz yapılmasına engel olmuştur.

 

Kamu kurum ve kuruluşlarının duyarsız kalması

 

- Milli iradenin en önemli tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin anayasal bir denetim mekanizması olan Meclis Araştırma Komisyonunun Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 105. maddesi uyarınca yetkisi dahilinde bulunan bilgi ve belge istemine kamu kurum ve kuruluşlarının duyarsız kalması her türlü açıklamadan varestedir.

- Mağduriyetleri için ayrı Araştırma Komisyonu

- Diğer taraftan Alt Komisyon raporunda incelenen ülke örnekleri ve Komisyona yapılan pekçok kişisel mağduriyet başvuruları olduğu ve darbeden mağdur olmuş fazlaca kişinin dinlenmesine yeterli süre olmaması göz önüne alındığında bu konuda özellikle kişisel maliyetlerin ve mağduriyetlerin inceleneceği ve buna ilişkin önerilerin geliştirilebileceği Araştırma Komisyonların kurulması, yapılabilecek ve önerilen hukuki düzenlemeler konusunun ayrı bir incelemeye tabi tutulması ve bu paralelde teklif ve tasarı paketlerine yönelik çalışmalar yapılması en önemli öneriler olarak ifade edilebilir.

 

'12 Eylül demokrasiye vurulan en büyük darbe' 

 

- 12 Eylül Darbesi’nin araştırılması yönünde kurulan Alt Komisyonun çalışmaları ve raporunda ortaya koyduğu dinamikler ve değerlendirmelerin, süreci ve sonuçları itibarıyla belki de ülkemizde demokrasiye vurulan en büyük darbe olarak ifade edilebilecek 12 Eylül darbesini ortaya koymaya çalışmakla beraber, ülkemizde Cumhuriyet döneminde bu yönde gerçekleşen 1960 Darbesi, 1971 Muhtırası, 28 Şubat Postmodern Darbesi ve 27 Nisan 2007 Bildirisi gibi darbe ve demokrasiye tüm müdahale ve müdahale girişimlerinin ortak arka plan ve dinamiklerinin ortaya konulmasının da büyük önem taşıdığı düşünülmektedir.

 

Partiler arasında fikir birliği oluştu

 

- Alt Komisyon çalışmaları ve ortaya çıkan rapor, 12 Eylül Darbesinin kişisel, toplumsal, hukuki, insani, kültürel çok alanlı ve yönlü maliyetler yaşattığını ortaya koymaktadır. Bu maliyetlerin, gelişen insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü düzleminde TBMM’de grubu bulunan AK Parti, CHP, MHP ve BDP’nin ortak yönde verdikleri Araştırma Önergeleriyle şekillenen komisyon çalışmalarıyla daha da berraklaştığı, ülkemizin her sorununa demokrasi, insan haklarına riayet ve saygı ile hukukun üstünlüğü anlayışıyla geçerli ve sürdürülebilir çözümler getirilebileceği yönünde fikir birliği oluştuğu ifade edilebilir.