Eski bakanlardan Hasan Celal Güzel, Vatan gazetesine verdiği röportajında, Ergenekon benzeri yapıların darbeye zemin oluşturmak için bilinçli bir şekilde kargaşa çıkardığını söyledi. O dönemde Başbakanlıkta çalıştığını belirten Güzel, darbeden bir gün önce yapılan bakanlar kurulu toplantısının çevrede patlayan bombalar altında gerçekleştirildiğini açıkladı. Yıllardır, bu bombaların darbeye kılıf bulmak için planlanan bir tertip olduğunu anlattığını belirten Güzel, günümüzde de benzer girişimlerin olduğunu kaydetti. Halk darbecilerin zulmü altında inledi Darbe karşıtı eylem ve söylemleriyle öne çıkan Hasan Celal Güzel, Türk siyasi tarihine kara bir leke olarak geçen 12 Eylül'ün yıldönümü öncesinde önemli açıklamalarda bulundu. Üzerinden 28 yıl geçmesine rağmen Türk halkının, 12 Eylül darbesinin meydana getirdiği sosyal, psikolojik ve ekonomik travmayı hala yaşadığını söyledi. Güzel, milletin üç yıl boyunca darbecilerin zulmü altında inim inim inlediğini ifade ederken, ülkenin itibar kaybettiğini, yıllarca dünyadan dışlandığını kaydetti. Ülkenin bugüne kadar maruz kaldığı darbe ve muhtıralardan dolayı yıllarını kaybettiğinin altını çizen Güzel, "Eğer, Türkiye 27 Mayıs'tan bu yana maruz kaldığı askeri darbeleri yaşamamış olsaydı şimdi fert başına düşen milli gelir 30 bin dolardı." şeklinde konuştu. Bombaların gölgesinde Bakanlar Kurulu toplantısı Darbeye giden günlerde Başbakanlık Müsteşarı olan Turgut Özal'ın yardımcısı olarak görev yaptığını hatırlatan Güzel, Türkiye genelinde yaşanan kargaşanın yanı sıra Meclis ve Başbakanlık'ın çevresinde de sürekli bombaların patladığını kaydetti. Daha sonra bu bombaların darbeye gerekçe oluşturmak için tertip edildiğini anladığını ifade eden Güzel, "Her hafta perşembe günleri Bakanlar Kurulu toplantısı yapılırdı. O gün kabine toplantısının gerçekleştirildiği Başbakanlık binasının yüz metre yakınında bombalar patlıyor, ortalıkta tam bir terör havası kol geziyordu. Daha sonra düşündüğümde, bu olayların teröristler tarafından değil, ertesi gün yapacakları 'darbeye' gerekçe oluşturulmak için patlatıldığı kanaatine vardım. Zaten o zamanlar da kulağımıza bu yönde bilgiler geliyordu. Daha önce de, zaman zaman ifade ettiğim bu görüşümü şimdiye kadar hiç kimse yalanlamadı." dedi. O dönemde yaşanan olayların Ergenekon iddianamesinde yer aldığını hatırlatan Güzel, bunun da bu yöndeki bilgi ve şüphelerini pekiştirdiğini söyledi. Eski Bakan, "Ama şimdi çok daha iyi anlaşılıyor ki bu kargaşanın içinde Ergenekon benzeri yapılanmaların parmağı var. Hem sağcı ve solcu gençleri kullanmışlar hem de kendileri bizzat düzenlemişler. 12 Eylül öncesi olayları gerekçe haline getirmiş, bir gün sonra bu olaylar bıçak kesilir gibi sona ermiştir. Madem siz bunu durdurmaya muktedirdiniz neden demokratik yollarla durdurmadınız?" diye sordu. “Darbeyi bir gün önce öğrenip Demirel’e bildirdim” Eski Bakan Güzel, darbenin yapılacağını bir gün önceden haber aldığını da dile getirdi. Güzel bir yüzbaşıdan öğrendiği olayı şöyle anlattı: "11 Eylül sabahı bir arkadaşım bana geldi. Heyecanla 'ağabey, biraz önce Genelkurmay'dan bir yüzbaşı dostum bana geldi. Genelkurmay'a bütün giriş çıkışları yasaklamışlar. O da 'annem kalp krizi geçirdi' diyerek bir saatliğine izin almış. Yarın ihtilâl yapıyorlarmış; haberiniz olsun' dedi. Bunun üzerine hemen Başbakanlık Müsteşarı Turgut Özal'a durumu anlattım. Ciddîye aldı ve 'Sen derhal Başbakan'a gidip öğrendiklerini bizzat anlat' dedi. Başbakan Demirel'e gittim ancak o sırada müsait olmadığı için daha sonra kendisine bildirmek üzere beni en yakını olan Devlet Bakanı Ekrem Ceyhun'a gönderdi. Gittim ve durumu en ince ayrıntılarıyla anlattım." Millî Savunma Bakanlığı, MİT ve Emniyet gibi kurumların hükümeti yanılttığını aktaran Güzel, "Ekrem Ceyhun 'Bize de buna benzer bir istihbarat ulaştı. Millî Savunma Bakanı'na ve Genelkurmay'a sorduk. Teröristleri yakalamak için bu gece Ankara'da büyük bir operasyon düzenlemişler. Birliklerin hareket sebebi buymuş' dedi. Bunun üzerine 'Adamlar size, 'darbe yapacağız da ondan' mı diyeceklerdi? Siz bu cevaba nasıl inanırsınız?' deyince, "Peki, ben şimdi Başbakan'ın evine gidip anlatırım.' dedi." şeklinde konuştu. Top namluları Başbakanlık binasına çevrildi Darbenin yapıldığı gecenin sabahı askerler tarafından evinden alındığını belirten Güzel, ogün sabah saat 0.7.00'de darbeciler tarafından evinden alınmış. O anı şöyle özetliyor: "Sabahın yedisinde yumruklanan kapının sesi ile tahmin ettiğim gibi erkenden uyandırıldım. Evde benden başka kimse yoktu. Kapıda, sonradan Başbakanlık 'irtibat subayları' olduğunu öğrendiğim bir albay elinde otomatik silâh olan bir asker vardı. Banyoda yüzümü yıkarken asker de peşimdeydi. Bu benim 12 Eylül'de yaşadığım en hazin olaylardan biri olarak hafızamda kaldı." O günleri her hatırladığında kanının donduğunu anlatan Güzel'i, Başbakanlık binasına geldiğinde tank namluları karşılamış. Güzel, bu namluların aslında millete çevrildiğini söyledi: "Namluların halkın bağrına, bana çevrildiğini hissetim. Çünkü o başbakanlık binası halkın millet idaresiyle seçilen insanların devlet adına karar verdiği temsilcilerin, bir avuç cuntacının, militaristin kendilerine verdiği imkanları istismar ederek yurt savunması için alınan silah ve topları milletin, devletin bağrına çevrildiğini düşündüm. Onun için 12 Eylül darbesi, millete karşı düzenlenmiş alçakça bir harekettir." Darbe heveslileri hâlâ var Eski bakan, 12 Eylül darbesinin millete yapılan en büyük kötülük olduğunu söyledi. "Halk, 3 yıl boyunca inin inim inlemiştir. Ülkenin itibarı dibe vurmuştur." diyen Güzel, bunun ülkeye faturasının çok ağır olduğunu ifade etti. Güzel, "Batı'dan atılmışızdır. AP'den kovulmuşuzdur. Türkiye eğer 27 Mayıs darbesinden bu yana maruz kaldığı darbeleri yaşamasaydı şimdi fert başına düşen milli geliri 30 bin dolar olacaktı. Darbeciler kendi milletine ihanet etmiştir." şeklinde konuştu. Güzel, günümüzde de hem TSK bünyesinde, hem de sivil kesimden bazı insanların hala darbe hevesi içinde olduğunu vurguladı. Bu duruma son komuta kademesinde yapılan değişiklik için düzenlenen devir-temsil törenlerinde yapılan konuşmalarla ilgili CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın 'Bunları söylüyorsunuz ama arkası gelmiyor. O zaman ne diye söylüyorsunuz? Sözünü örnek gösteren Güzel, Baykal'ın bu sözlerle açıktan darbe çağrısında bulunduğunu söyledi. Güzel, CHP'nin bu tutumundan dolayı 27 Mayıs'tan bu yana halkta 'CHP artı Ordu eşittir iktidar' algısına yol açtığını söyledi. Güzel, Türkiye'de bir zamanlar darbelere karşıtlığı ile bilinen sol kesimin bugün artık darbelere davetiye çıkardığını kaydetti. Demirel, benim günahımdır Hasan Celal Güzel, darbeler konusunda özellikle son yıllarda en çok eleştirdiği isimlerin başında Süleyman Demirel'in geldiğini söyledi. Daha önce demokrasi mücadelesi verdiğini düşünerek kendisine özellikle zor günlerinde destek çıktığını aktara Güzel pişmanlığını şu sözlerle ortaya koydu: "Turgut Bey'in kurduğu ANAP'ta ikinci adam teklifine rağmen girmedim. 12 Eylül'e karşı mücadele eden Süleyman Demirel'in yanında yer aldım. Hatta görevimden alınmamın sebebi onu ziyarete gitmem gösterilmiştir." dedi. Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanı olduktan sonra şapkayı alıp gitmemek için saf değiştirdiğine dikkat çeken Güzel, bunun karşılığında da siyasi hayatı boyunca özellikle CHP'ye karşı verdiği demokrasi mücadelesini ve siyasi misyonunu bir kenara bıraktığını söyledi. Güzel, "Aramızda büyük bir yakınlık oluşmuştu. Ve bu yakınlığın bileşkesi de demokrasiydi. Hatta 12 Eylül Anayasası'na 'evet' çıkmasına çok üzüldü. Bu kadar kızdığını hiç şahit olmamıştım. Ama şimdi çok pişmanım. Demirel, benim günahımdır."