T24- 12 Eylül darbesiyle ilgili soruşturma kapsamında ifadesi alınan 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in sözleri, dönemin tanıkları tarafından "gerçekdışı" bulundu.Darbe soruşturması kapsamında 12 Eylül’den 31 yıl sonra ifadesine başvurulan Kenan Evren’in savcıya yaptığı açıklamalar, darbe dönemini yaşayan tanıkları tatmin etmedi. Hafta sonu basına yansıyan ifadesinde Evren’in söylediklerini, o dönem gazeteci, siyasetçi, eylemci konumunda bulunan tanıklara sorduk. Döneme tanıklık edenlere göre Evren’in savcıya anlattıklarında maddi hatalar var. İşte Evren’in savcıya yaptığı açıklamalar karşısında dönemin tanıklarının yorumları.
Darbe öncesi kargaşa halka karşı komploydu
Şerafettin Elçi (Eski Bayındırlık Bakanı)
Evren: “Liderlerin TSK’nın yönetime el koyabileceğini hissedip hissetmediklerini bilmiyorum. Açıkça kanunlar çıkarılmadığı takdirde TSK’nın yönetime el koyacağı konusunda gizli ya da açık bir şey söylenmemiştir.” Darbe gümbür gümbür kasırga havasındaydı. Hissediyor ve biliyorduk. 11 Eylül günü dönemin bakanlarından Mustafa Kılıç koluma girdi, “Postal sesleri rap rap diye kulağımıza geliyor. Demirel sen-ben kavgası içinde, farkında değiller” dedi. O gece Cumhuriyet gazetesinden Mustafa Ekmekçi aradı, “Darbe yapılacağına dair duyumlar geliyor. Ecevit’in haberi var mı” diye sordu.
Evren: “TSK’nın insanların ölümünü fırsat olarak değerlendirip, yönetime el koyması düşünülemez” Bedrettin Demirel’in açıklamaları var. “Darbe için olgunlaşma bekledik” diye. O dönem şiddet eylemleri olabildiğince tırmandırıldı. 11 Eylül’de Kızılay semtinde 52 patlama oldu. Kargaşa yarattılar. Kargaşa halka kurulan komplodur.
Evren: “Demirel de Ecevit de askeri suçlayan ifadelerde bulunmadı.” Demirel ilk anda gerçekten de karşı tavır almadı. Darbeyle fazla bir ihtilafı olmadı. Anayasa hazırlandı, Demirel ve siyasilere yasak getirildi, o zaman tavır aldı. Ama Ecevit tavır koydu. İki kez hapse girdi.
ABD’ye 2 saat önce haber verilmez
Mehmet Ali Birand (Araştırmacı-Gazeteci)
Evren: “1 hafta önce kararlaştırmıştık... ABD’ye iki saat önce söyledik.” Söz konusu değil. Ben Brüksel’deydim; Evren NATO’ya her gelişinde ABD’li, Fransız, İngiliz, Alman genelkurmay başkanlarıyla konuşurdu. Hepsinin, “Ne zaman bu gidiş düzelecek” diye sorduklarını anlatırdı. İkincisi 1980’lerde ABD’nin onayını almadan hiçbir şey yapamazdınız. Üç: “Ben darbe yapacağım” demenize gerek yok. Darbe yapacağınızı alttan da üst düzeyden de öğrenirler. İtiraz edecekse eder. Yoksa sesini çıkarmaz. Dört: Paul Hanzes, “Our boy did it” (Bizim çocuklar yaptı) demiştir. Bu işler ABD’yi iki saat önceden haber vererek olmaz.
Suçluları yakalamak sıkıyönetimin işiydi
Aydın Engin (Gazeteci)
Evren: “Her gün 10-15 insan ölüyordu. Ülkenin o zaman ki durumu herkes tarafından bilinmektedir.” Bence Evren bu açıklamalarıyla kuyruğu dik tutmak istiyor. “Ülke o durumdaydı ki sevabına yaptık” demeye getiriyor. İşin kötüsü buna samimiyetle de inanıyor galiba.
Evren: “Hapisanelerden toplu kaçışlar söz konusuydu.” Ben o dönem hapisteydim. Hapishaneleri İyi biliyorum. O sıralarda tünel kazarak, cezaevi arabalarını durdurarak firar etmek, göz yumma olmadan imkansızdı. Örneklerden biri Çemberlitaş’ta trafik durunca 17 kişinin ring aracından kaçmasıdır. “Memleketin çivisi çıktı” algısını kuvvetlendirmek için yapılıyordu.
Evren: “Anarşiyi önlemek görevi polise aitti.” Suçluları yakalamak aslen sıkıyönetimin işiydi. Çünkü sıkıyönetim varsa, sorumluluk komutana geçer.
Şahinkaya bildirmeye gitmiş
Avni Özgürel (Araştırmacı-Gazeteci)
Evren: “Şahinkaya’ya ‘Geziyi iptal etme ama 11 Eylül’de geri dön’ dedim.” Evren, emekli olmak üzereyken Genelkurmay Başkanı olmuştu. ABD konusunda şunu söyleyebilirim. Kendisinin söylediğini Tahsin Şahinkaya tekzip ediyor. Şahinkaya “ABD’liler sitem ediyor haber vermediniz diye” derken, Evren, “Haber verdik” diyor. Demek ki görevli olarak gitmiş. Bildirmek için gitmiş ABD’ye Şahinkaya…