Fakat servetini Türkiye sınırları dışınaçıkarması kolay değildi; çünkü kasalar dolusu Osmanlı altını ve ziyneteşyası ile kitap ve belgeler söz konusuydu.
Hasan Bayrak, servetini (büyük ihtimalledeniz yoluyla) yurt dışına çıkarıp İsviçre'deki dünyanın en büyükbankalarından Credit Suisse'nin kasasına koydu. Bir buçuk ay sonra daTürkiye'de asker darbe yaptı. Hasan Ağa, binlerce ocağa kor düşürendarbenin ateşinden korunmayı başardı. Korktuğunun aksine askerî yönetimaşiretine ve kendisine dokunmadı.
Aradan yıllar geçti. Hasan Ağa bu dünyadangöçüp gitti (1999). Ancak servetini İsviçre'ye götürmesiyle başlayanhikâye hâlâ devam ediyor. Hem de filmlere ilham kaynağı olacakşekilde... Başrolde de kendisinin ölümünden sonra aşiretin reisliğiniyapan oğlu Sait Ali Bayrak var. Ancak bu sefer, tam tersi bir durum sözkonusu. Çünkü aile, serveti İsviçre'den Türkiye'ye getirmek için çabaharcıyor şimdi. Peki, bu mümkün mü? Sait Ali Bayrak bu soruyu, "Zor birdurum; ama getirmek için mücadelem sonuna kadar sürecek. Devletten bukonuda yardım istiyorum." diye cevaplıyor.
Sait Ali Bayrak, İsviçre'deki hazinedenbabasının ölümünden 6 yıl sonra haberdar oluyor. Bunun sebebi ise babaHasan Bayrak'ın ölmeden önce eşi Vahide Bayrak'a ettiği vasiyet. HasanAğa, eşinden, oğlu Sait Ali'nin söz konusu mal varlığından 40 yaşınageldikten sonra haberdar edilmesini istiyor. Vahide Bayrak'ın 2005yılında aniden ciddi bir rahatsızlık geçirmesi, vasiyetin erkenaçıklanmasına neden oluyor. Vahide Bayrak, oğlu Sait'e daha 40 yaşınagelmeden İsviçre'deki hesaptan ve evin sandığında saklanan bir belgeninvarlığından söz ediyor.
Belgede, Hasan Bayrak adına açılmış birhesap olduğu ve bu hesapla birlikte bir kasanın bulunduğu yazıyor.Kasada altın ve ziynet eşyalarının yanı sıra kitaplar ve bazıbelgelerin olduğu belirtiliyordu. Ancak daha fazla detay verilmiyordu.Bunun üzerine Sait Ali Bayrak, 9 Ağustos 2005 tarihinden itibaren,babasının İsviçre'ye götürdüğü servetin peşine düşer.