12 Eylül'den bu yana 211 kişinin kaybedildiği Şırnak'ta 15 yıl sonra ilk kayıp; Hurşit Külter nerede?

12 Eylül'den bu yana 211 kişinin kaybedildiği Şırnak'ta 15 yıl sonra ilk kayıp; Hurşit Külter nerede?

DBP Şırnak İl Yöneticisi Hurşit Külter’den 27 Mayıs’tan bu yana haber alınamıyor. Akıbeti 42 gündür bilinmeyen Hurşit Külter için yapılan başvurulardan da herhangi bir sonuç alınamazken; adli, kolluk ve idari birimler, tanık ifadelerine rağmen Külter’in gözaltına alınmadığını savunuyor. Külter, 25 Ocak 2001’de açılan Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) Silopi İlçe Başkanlığı’nın biri başkan biri ilçe yöneticisi olan iki yöneticisinin, Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz’in gözaltında kaybedilmesinden sonra ilk kaybedilen isim oldu.

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, İçişleri Bakanlığı’nın bir mülkiye müfettişini bu konunun araştırılması ve incelenmesiyle ilgili görevlendirdiğini söyleyeli 9 gün oldu. Kayıpların akıbetinin sorulduğu 17-31 Mayıs Kayıplar Haftası'nda gözaltına alınan Külter'in durumuna dair 42 gündür aile ve kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmadı. İnsan Hakları Örgütleri ise Külter’in bulunması için girişimlerini sürdürüyor. Akıbeti 42 gündür bilinmeyen DBP Şırnak İl Yöneticisi Hurşit Külter’in annesi Kerime Külter, tüm annelerin “Hurşit Külter nerede?” sorusunu sormasını istedi.

 

“Görev alanı dışında”

 

İçişleri Bakanlığı, Hurşit Külter'in akıbetini sormak amacıyla bir grup avukat ve sivil toplum kuruluşu temsilcisinin gönderdiği 43 dilekçeden birine cevap verdiği dün ortaya çıktı. Hurşit Külter'in akıbetini sormak amacıyla verilen 43 dilekçeden birine cevap veren İçişleri Bakanlığı, "…konusu itibariyle kurumumuz görev alanına girmediği anlaşıldığından" denilerek dilekçeyi iade etti. 27 Mayıs’tan bu yana akıbeti bilinmeyen Hurşit Külter ile ilgili yaşananları gün gün buradan inceleyebilirsiniz.

 

Gözaltında kayıp ve faili meçhul cinayetlerin kenti; Şırnak…

 

Akıbeti 42 gündür bilinmeyen Hurşit Külter’in kaybedildiği Şırnak, gözaltında kayıpların, faili meçhul cinayetlerin en fazla yaşandığı şehirlerden biri. Son 1 yıl içerisinde Cizre, Silopi, İdil, Beytüşşebap ve kent merkezinde sokağa çıkma yasaklarının ilan edildiği Şırnak’ta 12 Eylül’den bu yana 211 kişi gözaltında kaybedildi. Hafıza Merkezi’nin aktarımına göre Şırnak’ta 12 Eylül’den 2001’de Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz’in kaybedilişine kadar yaşananlar şöyle:

“Şırnak’ın her bir ilçesi 1990’lı yılların politik ikliminin belirlediği ve şekillendirdiği ilçeler. 1989 yılında ortaya çıkan, Yeşilyurt köylülerine dışkı yedirildi. 1992 Newroz’unda Cizre’de halkın üzerine ateş açılarak resmi kaynaklara göre 57 kişinin hayatını kaybetti.  19 Ağustos 1992’de ‘PKK Şırnak’ı bastı’ iddiasıyla kentin haftalarca ‘abluka’ altına alınarak kapatıldı. 15 Ocak 1996’da Güçlükonak katliamında 11 köy korucusunun öldürülmüş ve yakılmış bedeni bulundu. 25 Ocak 2001’de yeni açılmış olan Halkın Demokrasi Partisi Silopi İlçe Başkanlığı’nın biri başkan biri ilçe yöneticisi olan iki yöneticisinin, Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz’in zorla kaybedildi.

 

‘12 Eylül’den 2001’e kadar 211 kişi gözaltında kaybedildi’

 

Yine kesin olmayan verilere göre Şırnak kent merkezinde ve ilçelerinde 12 Eylül 1980’den bugüne kadar toplam 211 kişi zorla kaybedildi. Cizre 79 kişiyle en çok zorla kaybetmenin olduğu ilçe, Silopi ise 69 kişiyle ikinci sırada. Güçlükonak’ta 22 kişi, Şırnak merkez ve köylerinde 21 kişi, İdil’de 11 kişi, Beytüşşebap’ta 3 kişi, Uludere’de ise 6 kişi kaybedildi. Kaybedilenler çok büyük oranda 1993-1997 yılları arasında kaybedilmiş ama kaybetmeler 2001’de de devam etti.

 

2001’in son kayıpları: Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz…

Silopi’de 2001’de gözaltına alındıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan HADEP’li yöneticiler Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz, kaybedildi. Dönemin Şırnak Jandarma Alay Komutanı Tuğgeneral Levent Ersöz’ün tehditlerine maruz kaldıkları belirtilen Tanış ve Deniz’in akıbetlerine ulaşmak için aileleri tarafından dava açıldı. Ancak davada Tuğgeneral Ersöz’ün ifadesine de başvurulmadı. Aileler davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıdı. AİHM, “etkin soruşturma yürütülmemesi” nedeniyle 2 Ağustos 2005’teTtürkiye’yi 172 bin Euro tazminat ödemeye mahkûm etti.

 

15 yıl sonra yeniden kayıp; Hurşit Külter kimdir?

 

Hurşit Külter kimdir? Sokağa çıkma yasağının sürdüğü Şırnak’ta gözaltına alındığı Özel Harekât polislerine ait sosyal medya hesaplarından paylaşılan, ancak Şırnak İl Emniyeti’nin gözaltına alınmadığını söylediği Külter’den 27 Mayıs’tan bu yana haber alınamıyor. 

 

Yakılan Dereler Köyü’nden Şırnak’a…

 

1994 yılında OHAL döneminde yakılan Dereler Köyü’nden (Serikê Mehemê Oso) Şırnak kent merkezine göç eden 11 çocuklu ailenin ikinci çocuğu.

İlkokulu Şırnak merkezde okuyan Külter, daha sonra Anadolu Lisesi’nde eğimine devam ettiği Malatya’da da üniversite sınavlarına hazırlandı. Beden Eğitimi Öğretmenliğini kazanan Külter, daha sonra üniversite okumaktan vazgeçerek muhasebecilik yaptı.

 

KCK operasyonlarında gözaltına alındı, 5 yıl tutuklu kaldı

 

Kürt siyasi hareketi içerisinde gençlik çalışmalarıyla yer almaya başlayan Külter, daha sonra DTP yönetimine girdi. Ancak 2009’da başlayan KCK operasyonlarında örgüt üyeliği gerekçesiyle tutuklanan Külter, 5 yıl tutuklu kaldıktan sonra Temmuz 2014’te tahliye oldu. Tahliyesinin ardından önce BDP daha sonra da DBP yönetimine girdi.

Şırnak’ta yasağın ilan edileceğinin duyulmasının ardından kent merkezinden göçler başlarken Yeni Mahalle’de kalan Külter ailesi önce göç etmek istemedi. Ancak kentte kimsenin kalmaması üzerine Şırnak yakınlarında Toptepe Köyü kırsalına kendi kurdukları çadırlara yerleşti. Bekâr olan ve ailesiyle birlikte yaşayan Külter, ailesine “Burada kalanların yanında olacağım” diyerek kentten ayrılmadı. Ailesi Külter’in, silahlı eyleme katılmadığını sadece siyasetçi olarak kentte kaldığını ifade ediyor.

 

“Beni almaya geldiler, hakkınızı helal edin…”

14 Mart’tan bu yana sokağa çıkma yasağının sürdüğü kentte kalan Külter, 27 Mayıs’ta ailesine gönderdiği son mesajında kendisini almaya geldiklerini belirterek, “Hakkınızı helal edin” dedi. Külter’in bu mesajından sonra aynı gün “BÖF” adlı ve Özel Harekât polislerine ait olduğu düşünülen bir Twitter hesabından, Külter’in gözaltına alındığına dair  fotoğraflar paylaşılmış, daha sonra bu paylaşım geri çekilmiş ve hesap saatlerce askıya alınmıştı.

Avukatların başvurusu üzerine Şırnak Emniyet Müdürlüğü, Külter’in gözaltında olmadığı yanıtını vermişti. Devamla da Şırnak Valiliği Külter’in gözaltında olmadığı yönünde bir açıklama yapılmış, son olarak 23. Jandarma Sınır Komutanlığı da İHD’li avukatlara “Bu isimde birisi gözaltında değil” demişti.

 

AYM, AİHM ve BM’ye başvuru

 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak milletvekilleri Leyla Birlik ve Aycan İrmez, Külter’in akıbetiyle ilgili İçişleri Bakanı Efkan Ala ile Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle ilgili Meclis’e soru önergesi verdi. Külter ailesinin İl Emniyet Müdürlüğü, Cumhuriyet Savcılığı, 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı ve Valiliğe yaptıkları başvurularda, “Bu isimde bir gözaltı kaydı yok bizde” yanıtı verilmesi üzerine de avukatlar önce AYM’ye ardından Birleşmiş Milletler’e (BM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yaptı. Külter ailesinin avukatı Mesut Gerez, AİHM'in tedbir kararı talebini reddettiğini ancak Külter'in cep telefonun ele geçirilip geçirilmediğinin araştırılmasını istediğini söyledi. 

 

“Oğlum bulmam için morga bakmamı söylediler…”

 

BBC Türkçe’den Hatice Kamer’e konuşan Hamdi Kültür de oğlunun durumuna ilişkin şöyle dedi:

"Emniyete gittik, üç saat bekledik. Gözaltında olmadığını söylediler. Hastane morguna bakmamı söylediler. Orada 12 cenaze vardı. İkisi yeniydi, diğer 10 cenazenin bir hafta önce getirildiğini söylediler. Oğlum aralarında değildi. Oradaki polis, Pazar günü hastaneye birçok cenazenin geleceğini söyledi. 40 kadar cenazenin geleceğini söylediler. Ben de pazartesi gidip hastaneye getirilen cesetlere bakacağım. Umarım oğlum aralarında değildir.”

 

Annesi: Benim bayramım oğlumu bulduğum gün olacak

 

 

Hurşit Külter’in annesi Kerime Külter, gözü ve kulağı kapıda oğlundan gelecek bir haberle bayramı karşıladı. İlk defa oğlu olmadan bir bayram geçiren Anne Külter, “Sağ ya da ölü bana oğlumu getirsinler, oğluma kavuştuğum gün bayramı kutlayacağım” dedi.