'12 kişi, 15 bin hissedarı rehin aldı'

'12 kişi, 15 bin hissedarı rehin aldı'

  Galatasaray Spor Kulübü’nün içine düştüğü mali kriz, uzun zamandır hem spor dünyasının hem de ekonomi dünyasının gündeminde.

Özellikle kulübün yüzde 45’e ulaşan hisse senedi satışının ardından yüksek oranda sermaye artırımına gitmesi birçok tartışmayı da beraberinde getirdi.

 

'Galatasaray'ın 15 bin ortağı var'

 

Ünal Aysal, Galatasaray Başkanı seçilmesinin ardından 328 milyon dolara ulaşan borçların eritilmesi için kollar sıvamıştı. Aysal, ilk iş olarak Genel Kurul’dan hisse satışı için yetki istedi ve yüzde 18 olan dış hissedar oranını yüzde 45’e kadar çıkardı. Bu sayede kulübün kasasına 96 milyon dolar girdi. Şu anda Galatasaray’ın yüzde 55 hissesi kulüpte, yüzde 45 hissesi ise 15 bini aşkın yatırımcının elinde bulunuyor. Kulübün bugünkü değeri ise 600 milyon dolar.

Hisse satışının ardından bu kez de Galatasaray “teknik iflas” tehlikesi ile karşı karşıya geldi. Kulübün özkaynaklarındaki 251 milyon TL’lik açığı kapatmak için yönetim bu kez de “sermaye artırımı” yoluna gitme kararı aldı. Bu kapsamda Galatasaray yönetimi 2,79 milyon lira olan ödenmiş sermayeyi 13,9 milyon liraya yükseltti. Ancak bu artırım mali tabloyu düzeltmek için yeterli olmayınca ikinci artırım için harekete geçildi. İkinci artırım ile amaç ödenmiş sermayeyi 55,7 milyon liraya yükseltmekti.

 

'2. sermaye artırımına SPK engeli'

 

Ancak planlar istenildiği gibi yürümedi... Önce Galatasaray Sportif A.Ş’nin 19 Nisan 2012’de yapılan genel kurulunda sermaye artırı için 153,5 milyon adet hissenin sahibi olumlu oy kullanırken, 410 adet hissenin temsilcisi karşı çıktı. Ardından SPK, 12 Şubat'ta aldığı bir ilke karar ile payları borsada işlem gören şirketlerin bedelli ve bedelsiz sermaye artırımlarında uygulanacak kuralları yeniden belirledi.

Sermaye Piyasası Kurumu’nun (SPK) 2. sermaye artırımına geçit vermemesi, üstüne üstlük sermaye artırımına yönelik “yasal ama etik değil” açıklamaları Galatasaray cephesinde “neler oluyor?” sorularının da sorulmasına neden oldu.

Galatasaray Başkanı Ünal Aysal da işte bu iddialara yanıt vermek için dün akşam benim de aralarında olduğum bir grup gazeteci ile buluşup, tabir-i caiz ise "derdini" anlattı. Bize de Aysal’ın açıklamalarını, noktasına virgülüne dokunmadan size aktarmak düştü.

Ünal Aysal’ın açıklamalarını satırbaşları şöyle:

* Galatasaray’ın 15 binden fazla yatırımcısı var. Galatasaray kulübü bu yatırımcılardan biri. 31 Ekim’deki genel kurulda yatırımcıların yüzde 99’undan fazlası sermaye artırımını destekledi. Yalnızca binde 2’lik bir hissedar buna karşı çıktı. Kayıtlı sermaye sistemine geçtik. Bu arkadaşlar medyayı etkilediler. Malesef bu dava olmasaydı hisseler bugün değerinin çok üzerinde olacaktı. 410 hisseye sahip 12 kişi, geri kalan 153 milyon hisseye sahip 15 bin kişiyi rehin aldı.

* 2011 Temmuz ayında hisse değerleri neydi, şimdi ne oldu? Buna bakmak lazım. Fenerbahçe hissesi yüzde 45, Trabzon’un ve Beşiktaş’ınki yüzde 56 değer kaybetmiş. Galatasaray’ınki ise tam yüzde 65 düşmüş. Eğer sermaye artışı onaylansaydı, bu kaybı karşılardık, yatırımcı şu anda daha zengin olurdu.

'Mali tabloyu düzeltemezsek Avrupa yolu kapanır'

* Göreve geldiğim 14 Mayıs 2011’de, birleşmeden kaynaklanan 251 milyon lira zarar ve eksi özkaynaklarımız vardı. Sermayemiz ise 2,8 milyon liraydı. Toplam 328 milyon dolar borcumuz bulunuyordu, bu borcun 78 milyonu muaccel olmuştu. 2014 yılına kadar olan tüm gelirlerin üzerinde temlik vardı. Bu tabloda mutfağımızda mutlaka birşey olmalı dedim. Elimizde hisse senetleri ve Riva vardı. Riva’da da ipotek bulunuyordu. Herkes para bekliyordu. Sessiz sedasız bir miktar para koyduk.

* Gündelik ödemeler için Rus bankası VTB ile görüştük. Hisse reposu için anlaştık, ancak mevzuat olmadığı için yapamadık. Aralık sonuna kadar olan dönemde yavaş yavaş hisse satışı yaparak, kasamıza 96 milyon dolar koyduk. Ama yeterli değildi. Yeni sermaye getirmek gerekiyordu. Abartılı bir sermaye artışı yapmak zorundaydık.

* Finansal fair play ilkelerine göre, 3 yılda 45 milyon euro zarar eden takım Avrupa'da hiçbir turnuvaya katılamıyor. Bunun için mali tablomuzu düzeltmek durumundaydık.Mali yapı değişmezse, Avrupa platformunda önemli ve kalıcı bir oyuncu olmak hayal haline gelir. 16,9 milyar euroluk Avrupa futbol pazarını uzaktan seyrederiz. Bir kulubümüzün gelir bakımından ilk 20’ye girmesi hedefini unuturuz. Daha da vahimi Türk futbolunda mali dönüşüm sağlanamazsa Financial Fair Play kuralları karşılanamayacağı için UEFA kupalarına katılma lisansı almak tarihe karışır. Bugün sermaye artırımına gitmiş olsaydık Beşiktaş ve Fenerbahçe'de bu sorunları aşmıştı.

 

'En büyük hisse değeri 3 milyon dolar'

 

* 1,5 yıl önce başkanlığa seçildiğimde, 179 milyon doları kapıda bekleyen 328 milyon dolar borç vardı. 2014'e kadar gelirler üzerinde temlik vardı. Bankalar kredi için telefonlarımıza bile çıkmıyordu. Mali tabloyu düzeltmek için tek alternatif hisse senedi satmaktı.  Genel Kurul’a gidip yüzde 18 olan hisse senedi oranını yüzde 49'a kadar çıkarma yetkisi aldım. yüzde 45'e kadar satış yaptık, 96 milyon dolar gelir geldi burdan. En büyük hisse değeri 3 milyon dolar. Büyük hissedar yok. Hisselerin tek bir elde toplanmasına karşıyız.

* Bliançomuzda 251 milyon TL'lik mükellefiyet vardı. Bizim ise ödenmiş sermayemiz 2.8 milyon TL idi. Teknik iflastan kurtulmak için sermaye artırımına mecburduk. Mart 2012'de yaptık ama yüzde 400 artış falan dendi. Aslında sermaye azlığı nedeniyle bu artış göze battı. Bizim gibi büyük oranda sermaye artışı yapan bir sürü büyük şirket var.

* 5 ay sonra ikinci sermaye artırımı için başvurduk. toplam hissedarların yalnızca binde 2'si yani 410 hisse sahibi olumsuz görüş bildirdi. SPK, 153 milyon hissenin sahibine karşılık bu 410 hissesinin sahibi 12 kişiye kulak verdi.

 

'SPK, Galatasaray'a özel tebliği çıkardı'

 

* Bize sermaye artırımı yönetimi konusunda "etik değil" eleştirisi yapıldı. Oysa etik davranmayan SPK'nın kendisi. Medya da bu konuda dezenformasyon yaptı.SPK önce "nakit ödeme yapın" dedi sonra çıkardığı tebliğlerle önümüzü kesti. Resmen Galatasaray'a özel tebliğ çıkarıldı.

* Malesef azınlıktaki küçük yatırımcı organizeydi ve başarılı oldu. Biz SPK’nın bunlara itibar edeceğini sanmıyorduk. Amaçları Galatasaray ile diğer kulüpler arasındaki farkın açılmamasıydı. Bunlar Galatasaray hissesi aldılar ama Galatasaraylı değillerdi. Maalesef burada gerçek etik hatayı SPK yapıyor.

* 1,5 yılda 328 milyon dolarlık borcu 207 milyon dolara indirdim. 2014 Mayısında başkanlığı bırakırken mali tablosu düzelmiş, 5 yıllık planını yapmış bir kulüp bırakacağım...

* Sermaye artırımındaki sorun bize en fazla 6 ay kaybettirir, o kadar. Riva, Florya ve Mecidiyeköy'deki projelerimiz ile birlikte büyük bir gayrimenkul yatırımı da yapacağız.