12. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali başladı. Filmlerle, "cesaretin bulaşıcı olduğunun" anlatılacağı festivalin açılışında Festival Komitesi adına konuşan Ece Ünsal, "Bu yıl ‘hayır’ın cesareti beyazperdeye de yansımalı, diye düşündük" dedi.
Cumhuriyet gazetesinden Olcay Büyükbaş'ın kültür - sanat haberi şöyle:
"Belki şehre bir film gelir Bir güzel orman olur yazılarda İklim değişir, Akdeniz olur Gülümse..."
Bu dizeleri çağrıştırdı açılış. Evet olur pek çok şey hem de çok güzel olur. Hayallerini kurduğumuz gibi olacak, umut ettiğimiz ve cesaret ettiğimiz sürece...
Her 1 Mayıs sonrası 12 yıldır bir festival başlıyor. İşçi Filmleri Festivali... tam da işçinin emekçinin bayramı ertesi, ne zaman 12’ye ulaştı, ne zaman uluslararası oldu gündelik telaş içinde kaçırmışım. Ama bu 12 yılda bu festival öyle büyümüş öyle güzelleşmiş öyle ‘az zamanda çok ve büyük’ bir hal almış ki insanın emeği geçen herkese ama gerçekten herkese sarılası geliyor.
Bu yıl “Cesaret bulaşıcıdır” diyor İşçi Filmleri. İstanbul’da 12. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali’nin açılış gecesi önceki gece Şişli Kent Kültür Merkezi’nde yapıldı. Cesaret içeren filmlerle, cesaretin bulaşıcı olduğunun anlatılacağı festival, temasına son derece uyan bir gece ile başladı. Son derece heyecanlı olduğu her halinden belli olan Onur Saylak’ın içten, samimi halleri ile bir bir sahneye çağırdığı, birbirinden cesur isimler ve özellikle ilk kez sahnede bir araya geldikleri Müjde Ar anonsu gecenin en sıcak anlardan biri oldu.
KHK’lerle ihraç edilen akademisyenlerin ses getirdiği gecede, Sendika. Org editörü Ali Ergin Demirhan da bir konuşma yaptı. Festival Komitesi adına açılış konuşmasını yapan Ece Ünsal, “Bu yıl ‘hayır’ın cesareti beyaz perdeye de yansımalı, diye düşündük” dedi.
Ünsal, festivalin gönüllülerinden olan ve geçen yıl tutuklu olduğu hapishaneden yeni çıktığında sahneye çıkan akademisyen Meral Camcı’nın bu yıl ihraç edildiğini, onunla birlikte yine festival gönüllüsü Ankara Üniversitesi İLEF Öğretim Üyesi Prof. Dr. Funda Başaran’ın ihraç edildiğini, festivalde gösterilen filmlerden Neredesin Arkadaşım belgesel filminin yönetmeni Kazım Kızıl’ın tutuklandığını, festivalin gönüllüsü Zeynep Çelik’in 6 gündür gözaltında tutulduğunu hatırlattı. KHK’lerle ihraç edilen akademisyenler Özdemir Aktan, Funda Başaran, Deniz Morva Kablamacı, Özgür Müftüoğlu ve Cemil Ozansü’nün sahneye davet edilmesinin ardından ihraç edilenlerin direnişlerinden kısa bir video gösterildi.
Özdemir Aktan, meslekte 40. yılı için plaket aldığı yıl ihraç edildiğini söylediği konuşmasında, ihracın ardından öğrencilerinin, asistanlarının, TTB’nin, İstanbul Tabip Odası’nın ve dostlarının yanında olduğunu gördüğünü söyleyerek bu dayanışmadan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Aktan, “Gezi’yi, Hayır sürecini ve dün 1 Mayıs’ı gördüm ve bu çığın büyüdüğünü gördüm. Adım adım o özgür ülkeyi kurmaya yaklaştığımızı görebiliyorum” dedi.
‘Kiminin Asiye’si. kiminin Fahriye Ablası kiminin Teyzesi’ Onur Saylak’ın da Belinda’sı olarak sahneye davet edilen Müjde Ar, 40 yıl önce Harran’da 65 derecede çektikleri Kibar Feyzo çekimlerinden anılarını anlattı. Atıf Yılmaz, Kemal Sunal, Adile Naşit ve İhsan Yüce’yi anan Müjde Ar’a göre, “Kibar Feyzo, tam tamına başkaldırı ve isyanın filmidir, feodalite altında ezilen insanların filmidir. Bugün yine aynı heyecanla izleyeceğinize eminim. Bugüne dek düzende bir değişim olmadı ama totaliter düzenler insanları kul olarak görürlerse görsünler yıkılmaya mahkûm”.
Gecenin önemli anlarından birini torunlarının sorusu oluşturdu. Kibar Feyzo filmini izlettiği eşinin torunlarının kendisine sürekli “Ağanın pohu üstüne poh olur mu babaanne” diye sorduğunu anlatan Ar, “Her seferinde aynı cevabı veriyorum: Olur, hem de çok iyi olur”...
DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu plaket verdiği Müjde Ar için “Müjde Ar, fabrikada, tarlada, sokakta direnen kadının simgesidir. Bu yüzden tüm kadınlar adına veriyorum bu plaketi” dedi. Festival, İstanbul, Ankara, İzmir ve Diyarbakır’da bir hafta devam edecek. Filmler her yıl olduğu gibi bu yıl da ücretsiz.
F estival sürecinde, Karagözle Hacivat’ın din bezirgânlarına karşı cesaretini, Ken Loach’un yeni filminde Daniel Blake’in ‘çürüyen sosyal devlet’e karşı cesaretini, ‘Ana Yurdu’nda bir kadının taşra muhafazakârlığına karşı cesaretini, ‘Babamın Kanatları’nda şirketin önerdiği ölüm diyetini reddeden işçi eşinin cesaretini, Maho Ağa’ya karşı Kibar Feyzo’nun cesaretini, ‘Zafere Kadar Devrim’ filminde Filistinli devrimcilerin cesaretini, ‘Demirden Ay’da Çinli şair işçilerin cesaretini, ‘Major’da Stonewall’ın siyahi cesaretini, ‘Adalen 31’de İsveçli işçilerin cesaretini, ‘Merci Patron’da Fransız işçi ailesinin cesaretini, Halkın Sanatçısı Halkın Savaşçısı Yılmaz Güney’in ‘Umut’, ‘Arkadaş’, ‘Sürü’, ‘Yol’ ve ‘Duvar’daki cesaretini, ‘Dokunuş’ta gericilere karşı Aziz Nesin’in cesaretini, Tahir Elçi’nin onu ‘ölümün üzerine yürüten cesareti’ni izlemek mümkün olacak.