13 Dev Adam ve Cem Yılmaz

13 Dev Adam ve Cem Yılmaz

12 Dev Adam’ın otobüsünde Cem Yılmaz!

Son günlerde 12 Dev Adam’la birlikte heyecan fırtınaları yaşamaya başladık. İki gecede bir duygu fırtınalarına tutulup gidiyoruz.

Ne güzel.

İyi ki var 12 Dev Adam!

Dünya Basketbol Şampiyonası’nda bugüne kadar 6’da 6 yaptılar. 30 yıldır yenemediğimiz Yunanistan’ı devirdik. Şansımızın yıllardır yaver gitmediği Fransa’yı 18 sayı farkla eledik.

Her seferinde çıta yükseliyor. Her galibiyetten sonra takımda, “Biz bunu başaracağız!” inancı biraz daha güçleniyor.

Bu öylesine bir moral yüklemesidir ki, bir kere harekete geçti mi durdurmak zorlaşır. Oyuncu, kupayı bir tarafından tuttuğunu hisseder çünkü.

Hele kendi ülkesinde, kendi seyircisi önünde motivasyonu öylesine yükselmeye başlar ki, bir tarafından yakaladığını hissettiği kupayı bir daha elinden kolay kolay bırakmaz.

Sahaya çıkarken, karşısında hangi takım olursa olsun, “Biz bu maçı alırız!” psikolojisinin, kendine dönük güvenin ağır basmasıdır bu.

İşte 12 Dev Adam böyle bir çizgide oynamaya başladı.

‘Kupa’yı istiyor 12 Dev Adam!

Havaya da girmiyor.

Oyun disiplininden kopmuyor. Baştan sona mücadele ruhu damgasını basıyor oyuna. Otuz dakika oynayan da, üç dakika oynayan da, gereği neyse onu yerine getiriyor.

Takımda dönen bir çark var, bu belli oluyor. Ve o çarkın dönmesi için bütün ‘dişliler’in çalışması lazım. Biri aksadı mı olmaz.

İşte 12 Dev Adam’a Dünya Şampiyonası’nda 6’da 6 yaptıran ve çeyrek finale taşıyanın da böyle bir oyun disiplini, böyle bir takım ve mücadele ruhu olduğu anlaşılıyor.

Bu başarının altında, böyle bir oyun felsefesini kaç yıldır inatla oturtmaya çalışan, gençlere güvenen, onlara şans veren, her maça final havasında çıkan bir takımı yaratan, böylece 13. Dev Adam sıfatını hak eden Milli Takım Başantrenörü Bogdan Tanjeviç imzası var.

Yine bu başarının altında, Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel imzası var.

Demirel tam 18 yıldır, Tanjeviç 6 yıldır basketbolu yönetiyorlar. Bu hem ‘istikrar‘, hem de sistemli, bilinçli çalışma demektir.

Ve de kolay değildir.

Türkiye ilk kez 1998’de Dünya Basketbol Şampiyonası’na talip oldu. 2001’de Avrupa Basketbol Şampiyonası’nı yaptık. 2004’de ise Dünya Şampiyonası’nı Fransa’ya karşı 10’a 9 oyla Türkiye aldı, (İlginçtir, bu yıl da bu kez Fransa, bir oy farkla 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası’nı Türkiye’nin elinden kaptı)

Dünya Şampiyonası gibi bir organizasyonun bizde yapılması, hiç kuşkusuz, deneyimden yeni tesise, salona, basketbol bilincinden ülkenin uluslararası tanıtımına kadar Türkiye’ye birçok şey kazandırdığı açık.

Ama şunun da altını çizmekte yarar var. Bu toprakların insanı her alanda başarıya aç ve başarıyı alkışlamaya hazır.

12 Dev Adam elbette bu gerçeğin, kendi arkasında duran bu muazzam desteğin farkında. Bu yüzden ekstra bir motivasyona da ihtiyaçları yok gibi.

Takımın babası, Hido, Hidayet Türkoğlu. Kaptan olarak oyunu düzene sokan, sıkışık anlarda kritik sayıları da atan bir abi.

Hido, koyu Fenerbahçeli’ymiş, Kerem Gönlüm ise koyu Galatasaraylı. İki oyun kurucu Kerem Tunceri’yle Ender Aslan’ın hangi renkten yana olduklarını öğrenemedim.

Ancak Ender Arslan’ın, tıpkı Futbol Milli Takımı’ndaki büyük topçumuz Arda gibi takımın eğlence kaynağı olduğu öğrendim. Arda gibi Ender de çok iyi taklit yapıyormuş. Bir yönetici dün sabah bana Ender için “Mizansen ustasıdır. Taklidini yapmadığı, yapamadığı kimse yok gibidir” dedi.

Bu arada şunu da öğrendim:

Her maça giderken otobüste Cem Yılmaz’ın bir dvd’sini kahkahalarla izlemek 12 Dev Adam için bir motivasyon kaynağı haline gelmiş...

Biraz da takımın koçu Tanjeviç’i dinledim dün sabah. Maç boyunca yerinde oturamayan, sahanın kenarında sürekli zıp zıp zıplayan Tanjeviç, takımın her şeyi.

Çok seviliyor, sayılıyor.

Maç dışında oyuncularıyla içiçe, bir aile gibi yaşıyor. Onlarla yiyip içiyor, şakalaşıyor. Onların hem arkadaşı, hem babası olabiliyor.

Maç sırasında bambaşka bir insan oluyor, disiplin kesiliyor. Ama en gergin ortamlarda bile oyuncularından gelen eleştirel seslere kulağını tıkamıyor.

Bir yanı daha var.

Yenilgileri, yanlışları her zaman kendi üstüne alabilecek kadar özgüvene sahip bir yönetici...

Kısacası, Tanjeviç çok seviliyor, sayılıyor.

Kansere yakalanmış olan hocalarına, hayatı boyunca neredeyse yalnız basketbolla, basketbol için yaşamış olan 13. Dev Adam’a yaşamının en büyük ödülünü vermeye hazırlanıyor 12 Dev Adam...

Ne güzel!

(Hasan Cemal - Milliyet - 7 Eylül 2010)