13 Ocak İngiltere basın özeti

13 Ocak İngiltere basın özeti

İngiliz Financial Times (FT) gazetesi, Türk lirasındaki düşüşün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Türkiye için kurduğu büyük planları" tehlikeye attığını" yazıyor.

FT yazarı Mehul Srivastava'nın imzasıyla yayınlanan yazıda, Türk lirasının değer kaybetmesinin "neredeyse her sektörden yapılan tasfiyelerin getirdiği kasvet ortamını kötüleştirdiği" belirtildi.

"Geçen yıl darbe girişimini atlattıktan sonra Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir planı vardı: Anayasayı elden geçirirken ekonomiyi birarada tut, sonra da söz verdiğin siyasi istikrarı yatırımcılara sunacağın 'Hoşgeldiniz' paspasına dönüştür. Ancak sonrasında Türk lirası erimeye başladı."

FT gazetesinin yer verdiği yazıda, "2017'nin ilk iki ticari haftasında yüzde 12 düşen döviz kuru, Türkiye'ye her şeyden daha büyük bir ekonomik zafiyet getirdi: Büyük bir belirsizlik döneminde ithalata bağımlılık ve yabancı paraya bel bağlama hali" ifadeleri yer aldı.

İş dünyası ve kamuda tasfiyeler nedeniyle "korkunun" hakim olduğu belirtilen yazıda, ismini vermek istemeyen şirket yöneticilerinin "ortaklarının ya da yöneticilerinin hapse girmesi", "tedarikçilerinin kepenklerini kapatması" gibi endişelerine işaret edildi.

Yazıda ayrıca, bilinen bir aile holdinginin liderinin "Her şey çok hızlı, öngörülemez bir şekilde değişiyor, bu yüzden toz dumanın yatışmasını beklemeyi tercih ediyoruz" ifadelerine yer verildi.

"Kaygılar şimdiden ekonomik beklentileri vurdu; büyüme geçen yılın ilk üç çeyreğinde yüzde 1.8 küçüldü. Serbest düşüşteki lira nedeniyle ekonomistler, duraklama ihtimalinden endişe ediyor"

Merkez Bankası'nın faiz oranına ilişkin kararını iki hafta içinde açıklayacağı hatırlatılan yazıda, bundan 3 gün sonra da uluslararası derecelendirme şirketi Fitch'in Türkiye'nin kredi notunu duyuracağı kaydedildi:

"Eğer Fitch, Türkiye'yi elinde kalan tek yatırım derecelendirme notundan mahrum ederse, lirayı daha büyük zorluklar bekliyor."

İngiliz gazeteleri, Cenevre'de sona eren Kıbrıs görüşmelerine de sayfalarında yer ayırıyor.

Guardian gazetesinin Diplomasi Editörü Patrick Wintour, BM Genel Sekreteri'nin "çözüme yaklaşıldığı" ifadelerine değinirken, görüşmelerin "hızlı geçtiği ama çarpıcı bir değişim olmadığı" yönünde izlenim edinildiğini aktardı.

Yazıda, BM Genel Sekreteri'nin halen Türk ve Rum tarafların tatmin olacağı yeni bir güvenlik planının çıkarılmasına ihtiyaç olduğu yönündeki açıklaması, bir "uyarı notu" olarak tanımlandı.

i gazetesi, Kıbrıs görüşmelerinin yanında TBMM Genel Kurulu'ndaki anayasa değişikliği teklifi oylamalarında milletvekilleri arasında çıkan kavgaya da yer ayırdı.

"Türk milletvekilleri yumruk yumruğa geldi" başlığıyla verilen kısa haberde, ana muhalefet partisi CHP'nin Meclis kürsüsünü çembere alması üzerine AKP'liler ve CHP'lilerin bir birini itip kaktığı ve yumrukladığı aktarıldı.

Gazetelerin baş sayfalarındaki haberlerde, ABD'nin seçilmiş başkanı Donald Trump hakkındaki istihbarat raporunda İngiltere'nin olası rolü tartışılıyor.

Raporda yazıldığı belirtilen iddialar arasında, seçim kampanyası sırasında Trump ile Moskova'nın gizlice iletişim içinde oldukları ve Rusya'nın Trump'ı "en az 5 yıldır desteklediği" iddiası da var.

Daily Telegraph gazetesinin manşet haberinin başlığı "İngiltere'nin Trump dosyasındaki rolü". Haberde, İngiliz hükümetinin FBI'ya, dosyayı hazırladığı iddia edilen eski İngiliz ajanı Christopher Steele ile konuşması için izin verdiği iddiaları vurgulandı.

İngiltere dış istihbarat servisi MI6 mensubu olan Steele, Moskova büyükelçiliğinde çalışmıştı. Habere göre bu iddialar, İngiltere'nin Rusya ve ABD'nin birbirini suçladığı "çapraz ateşin" ortasında kalmasına neden olacak.

FT dahil birçok gazetenin odağında, Alman otomobil firması Volkswagen'den sonra otomobil üreticisi Fiat Chrysler'ın da gizlice emisyon standartlarını ihlal etmekle suçlandığı haberi var.

FT'nin haberinde, Fiat Chrysler'in emisyon yasalarını çiğnediği suçlamasıyla milyarlarca dolar ceza ödemek zorunda kalacağı belirtiliyor.

Habere göre bu adım, görev süresi dolan Barack Obama'nın yönetiminin, yeni başkan Donald Trump koltuğuna oturmadan önce "olabildiğince sert olmak" konusundaki "kararlılığına" işaret ediyor.