Parasız sağlık eylemine katıldıkları ve yoksul mahallelerde ücretsiz sağlık taraması yaptıkları gerekçesiyle "terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla tutuklanan tıp öğrencileri bugün hakim karşısına çıktı. Mahkeme, 13 tıp öğrencisinin tahliyesine karar verdi.
"Terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla haklarında 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan, 13'ü tutuklu toplam 43 Tıp öğrencisinin yargılanmasına Ankara'da başlandı.
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasında, 6 Haziran’dan beri tutuklu olan öğrencilerin savunması alındı.
13. Ağır Ceza, duruşma salonu olmadığı için 12. Ağır Ceza’nın salonunun kullanıldığı belirtildi. Fakat tutuklu öğrencilerin, yanlışıkla 11. Ağır Ceza’nın salonuna getirilmesiyle, öğrenciler, 11. Ağır’dan 12. Ağır Ceza’nın salonuna alındı.
İki mahkeme arasında izleyicilerin arasına giren jandarma koridor oluşturdu ve öğrenciler buradan geçirildi. Kapı önünde bekleyen izleyiciler, geçiş sırasında öğrencileri alkışladı.
Duruşmayı, KESK Başkanı Lami Özgen, TTB Başkanı Eriş Bilaloğlu, TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı’nın yanı sıra CHP milletvekilleri İlhan Cihaner, Veli Ağbaba, Sezgin Tanrıkulu, Özgür Özel, BDP milletvekilleri Sebahat Tuncer, Ayla Akat Ata ve Sırrı Sakık da izledi.
Çeşitli sivil toplum örgütleri, tutuklu öğrencilere destek için Ankara Adliyesi’nde toplanarak davayı protesto etti. Eyleme, öğrencilerin arkadaşları ve hocaları da katıldı.
Adliye önünde, “Sincan F Tipi TIP Fakültesi kapatılsın”, “Beyaz Önlüklere Özgürlük”, “Parasız sağlık, parasız eğitim”, “Tutuklu öğrencilere özgürlük” pankartları açıldı.
Davanın iddianamesinde, “Özgür Sağlık Öğrencileri” (ÖSÖ) adı altında “terör örgütü adına sağlık alanında devletin etkinliğini sınırlayıcı nitelikte bir yapılanmaya gidildiği” kaydedildi.
İddianamede, öğrencilerin ilk kez 13 Mart 2011’de Ankara’da düzenlenen “Nitelikli Sağlık Hizmeti İçin Çok Ses Tek Yürek Ankara Mitingi”ne katılarak terör örgütü ile silahlı faaliyet yürüten örgüt mensuplarını övücü marşlar söyledikleri ve pankartlar taşıdıkları anlatıldı.
Bazı sanıkların, Hacettepe Üniversitesi’nde öğrenciler tarafından kurulan Halk Sağlığı Topluluğu’nda (HASAT) bir araya gelmeleri, 'örgütsel toplantı' olarak ifade edildi.
Eylemlerde öğrencilerin Kürt kökenli yuttaşlara yönelik sağlık taraması yapması, Van’da ilkyardım çalışmaları yapmaları terör faaliyeti olarak değerlendirildi.
İddianamede, “Özgür Sağlık Öğrencileri” ve bu yapılanma içerisinde yer alan şüphelilerin PKK/KCK terör örgütü ve örgütün elebaşısının talimatları doğrultusunda “sözde demokratik özerkliğin ilanı sonrasında sağlık hizmetlerini yerine getirecek örgütsel kadroların oluşmasını amaçladıkları” iddia edildi.
Örgüt üyeliği suçlamasını kabul etmeyen Hacettepe TIP Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Tuncay Gökçen, insanlara ilişkin ne varsa, bunun sağlık öğrencilerini ilgilendirdiğini belirterek, “Tıp Fakültelerinde hasta, doktar ilişkisi önemlidir. Burada dil önemlidir. Anadilin önemi burada açığa çıkıyor.
Hastasını anlamayan hekim, nasıl doğru teşhis yapabilir? Bu durumda hasta zarar görürse, bunun sorumlusu kimdir? Okulumu bitirip hekim olmak istiyorum. Şimdiden TTB ve SES’in öğrenci kolunda görev yapıyorum.
HASAT, üniversite bünyesinde faaliyet yapan akademik bir topluluktur. Özgür Sağlık Öğrencileri, örgüt değildir. TTB’nin 13 Mart’taki sağlık mitingine katılmak suç değildir. Edi Bese, Türkçe’de "artık yeter" demektir.
Sağlıkta taşeronlaşmaya hayır demek için edi bese dedik. Bizler sağlık öğrencisiyiz. Bir çok şeyi tartışırız. Bu tartışmanın sonucunda, sınavımdan iki gün önce gözaltına alındım. Bu anlamda yaşadığım mağduriyet eğitim hayatıma olumsuz yansıdı” dedi.
Mahkemede 7 tıp öğrencisi savunmasın anadilde Kürtçe yapmak istedi. Savcı, 'TBMM'de anadilde savunma tasarısı görüşülüyor. Bu nedenle anadilde savunma taleplerinin değerlendirilmesini mahkemenin takdirine bırakıyorum' dedi.
(Alican Uludağ/cumhuriyet.com.tr)