Uluslararası alandaki en güçlü askeri ittifak olan NATO'ya önemli katkılar sağlayan Türkiye, İttifak'a üyeliğinin 67. yılını doldurdu.
Türkiye, sahip olduğu jeostratejik konumu ve NATO içinde ikinci büyük ordu olarak İttifak'a önemli katkılar sunmasının yanı sıra masada söz hakkı bulunan en güçlü ve nüfuzlu NATO üyelerinden biri olmaya devam ediyor.
Diğer yandan NATO da Türkiye'nin güvenliğine ve Avrupa-Atlantik bölgesiyle bağlarının güçlü kalmasına katkı sağlamayı sürdürüyor.
Washington Antlaşması'nın 12 kurucu üye tarafından 1949'da imzalanmasıyla kurulan NATO'ya, Türkiye kısa bir süre sonra 1952'de 13'üncü üye olarak katıldı.
NATO'ya katılım protokolü 17 Ekim 1951'de imzalanan Türkiye'nin, İttifak'a resmi üyeliği ise Yunanistan'la 18 Şubat 1952'de gerçekleşti.
İkinci Dünya Savaşı'nın ardından oluşan uluslararası konjonktürde, bir tarafta komünist ideolojisini yaymaya çalışan Sovyetler Birliği'nin oluşturduğu "Doğu Bloku" ile bunun karşısında liberal demokratik değerleri savunan ve ABD ile Batı Avrupa ülkelerinin öncülük ettiği "Batı Bloku" oluştu.
Bu dönemde Sovyetler Birliği'ni doğrudan tehdit olarak algılayan Türkiye, dış politika önceliklerini Batı dünyasıyla yakınlaşma olarak belirledi.
Birleşmiş Milletlerin (BM) 1945'te kurucu üyelerinden olan Türkiye için, Batı dünyasıyla iş birliğini artırmak maksadıyla NATO üyeliğinin de önemi artmaya başladı.
Doğu ve Batı arasında gerginliğin hakim olduğu Soğuk Savaş döneminde, Türkiye'nin NATO'ya sağladığı katkı dikkati çekiyor.
Türkiye, bu dönemde İttifak'ın güneydoğu kanadının güvenliğine en önemli katkı sağlayan müttefiklerden biri olarak ön plana çıkıyor.
Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla sona eren Soğuk Savaş döneminin ardından da Türkiye, NATO'nun kriz yönetimi ve barış gücü misyonlarına katılım sağlayarak İttifak içinde sorumluluk üstlenen müttefik rolünü sürdürüyor.
Özellikle ABD'de 2001'de düzenlenen 11 Eylül terör saldırıları sonrası kendini güncel tehdit ve sorunlara karşı geliştirmeye devam eden NATO içinde Türkiye, stratejik öneme sahip müttefik olmaya devam ediyor.
NATO içinde ABD'den sonra en büyük ikinci orduya ve kritik bir jeostratejik konuma sahip olan Türkiye, NATO Ortak Fonlarına da en fazla katkı sağlayan müttefikler arasında yer alıyor.
Türkiye, NATO'nun Afganistan'daki Kararlı Destek Misyonu, Kosova'daki çok uluslu barış gücü "KFOR" ve Irak'taki eğitim misyonuna da katkı sunuyor.
Türkiye'nin, İzmir'de NATO Kara Komutanlığı (LANDCOM) ve Malatya Kürecik'te NATO'nun balistik füze savunması mimarisi kapsamındaki radara ev sahipliği yapması da diğer önemli katkıları arasında yer alıyor.
NATO, 2017'de Karadağ'ın üyeliğinin ardından, Kuzey Makedonya'yla geçen hafta imzaladığı katılım protokolünden sonra 30'uncu üyesini kabul etmeye hazırlanıyor.
Türkiye'nin güvenliğine önemli katkılar sağlayan NATO, yeni tehditlerle mücadele edebilmek için caydırıcılık ve savunma kapasitesini artırma, komuta yapısını uyarlama ve terörle mücadele gibi alanlarda sürekli olarak kendini güçlendirme yönünde girişimlerde bulunuyor.