Belçika’da ilk kez alt yaş sınırlaması olmadan çocuklara ötanazi hakkının mecliste kabul edilmesi, büyük tartışmalara yol açtı. Bielefeld kentinden Westfalen-Blatt gazetesinin yorumu şöyle:
“Çocukların otomobil kullanma izni yok, alkol kullanma izni yok, seçimlere gidip oy kullanma izni yok. Ama Belçika’da artık ölümcül bir hastalık durumunda yaşamak isteyip istemediklerine karar verme hakları var. Böylece bu küçük Avrupa ülkesi çok hassas bir konuda, ötanazide dünyada öncü oldu. Bu gerçi birdenbire reşit olmayan binlerce çocuğun acılarına son vermek isteyeceği anlamına gelmiyor. Belçika’da yılda bu tür 10-12 vaka olduğu söyleniyor. Ama yine de kapı açılmış oldu. Almanya’da da ölümcül hasta çocukların kendi istekleriyle bu acılarından kurtulmalarına izin verilip verilmemesi gerektiği tartışmalarının başlaması uzun sürmeyecektir. Çünkü acı çekmenin yaşı yoktur… Almanya’da ölümcül hasta çocuklarla ilgili uzman tıbbî dernekler Belçika’daki ötanazi yasasını acizliğin belgesi olarak niteliyor. Ama Brüksel’deki politikacılar muhtemelen bunu duymak istemedi.”
Rhein- Zeitung’un yorumunda ise şu satırlar yer alıyor:
“Belçika ağır hasta çocuklarına gerçekten yardımcı olmak isteseydi, tıbbî araştırmaları güçlendirir ve tedavisi bulunmayan hastalıklarla ilgili terapileri güçlendirmesi gerekirdi. Şimdi yaratılansa yasa maddesi şeklinde bir öcü. Hiçbir yasanın düzenlememesi gereken bir konuya izin veriyor: Bir insanın öldürülmesine. Bu örnek olacak bir şey değil. Tam aksine ürkütücü bir misal.”
Milletvekilliğinden istifa etmesinin hemen ardından çocuk pornosu suçlamalarıyla evine ve bürosuna polis tarafından baskın düzenlenen Sosyal Demokrat Partili Sebastian Edathy ile ilgili tartışmalar yeni bir boyut kazandı. Dönemin Hrıstiyan Sosyal Birlik partili içişleri bakanı Hans-Peter Friedrich’in Edathy konusundaki şüphelerle ilgili ekim ayında SPD lideri Sigmar Gabriel’e bilgi verdiği ortaya çıktı. Bu bilginin aktarılmasının soruşturmanın gizliliği ilkesini ihlâl ettiği ve Edathy’nin delilleri yok etmesine zemin hazırladığı suçlamaları gündemde. Sebastian Edathy, Federal Meclis’te NSU cinayetlerinin incelenmesinden sorumlu komisyonun başkanıydı.
Die Welt gazetesinin yorumu şöyle:
“Şimdilik Edathy olayında pek çok şey belirsiz. Ama şunu şimdiden söylemek mümkün. Bu olay, istifaların da dahil olduğu bir hükümet krizine yol açacak potansiyele sahip. Mesele, özünde görev başında siyasî nedenlerle soruşturmanın engellenmesi ve ayrıca federal kurumların işleyiş yapısının hiçe sayılmasıdır. Siyasî nedenleri konusunda ise şu tahmin ortaya çıkıyor. Edathy ile ilgili işaretler Alman makamlarına, tam da NSU araştırma komisyonu başkanı olarak görevini tamamladığında iletildi. Konu o kadar hassastı ki belki dönemin içişleri bakanı Edathy ile ilgili bu zannı ilk aşamada gizli tutmayı tercih etti. Ama kesin olan şu ki, bu bilgiler olması gerektiği gibi gizli kalmadı.”
Frankfurter Allgemeine Zeitung’un yorumunda ise şu satırları okuyoruz:
“Sosyal Demokrat Parti eski milletvekili Sebastian Edathy ile ilgili bilgilerin iletiliş şekli, artık skandal bir ifşaattan, soruşturmayı engelleme suçlamalarına varan bir boyuta ulaştı. Başlangıçta olay, Edathy’nin polis araması sonrasında oturma odasının fotoğraflarını basan yerel bir gazetenin sansasyon hırsıyken, şimdi federal hükümetten başbakan yardımcısına kadar uzandı. Perşembe günü konuyla ilgili yetkililer için, resmî görevlerini bir muz cumhuriyetindeki gibi ihlâl ettikleri şüphesini dağıtmaya yönelik demeçler vermekle geçti. “