Sözcü gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk, Ağrı'da PKK mensupları ile asker arasındaki çatışmayla ilgili HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "dört değil 15 asker yaralandı" açıklamasına ilişkin olarak, "Demirtaş’a, doğru bilgiler verilmediği anlaşılıyor. Çünkü, 15 askerin yaralandığını söylüyor. 15 asker yaralandıysa, Genelkurmay bunu nasıl saklayabilir ya da niçin saklasın?" dedi.
Öztürk'ün Sözcü'de "Sahi nerede bu yaralı askerler?" başlığıyla yayımlanan (14 Nisan 2015) yazısı şöyle:
Bazıları terör örgütünü öyle bir masum gösteriyor ki, Diyarbakır’da hamile eşinin yanında şehit edilen askeri unutuyor. Yüksekova’da, üç askerin cadde ortasında şehit edilişinin sorumlusunun terör örgütü olduğunu aklına bile getirmiyor. Ağrı’nın Diyadin İlçesi’nde bulunan teröristlerle niçin çatışmaya girildiğinin hesabı sorulmaya çalışılıyor. Ülkede devletin meşru silahlı güçlerinin dışında başka bir silahlı güç olur mu? Dağınızda, ovanızda, mezranızda, köyünüzde hep onları göreceksiniz, sonra “seçim güvenliğinden” söz edeceksiniz.
İki olayı ayıralım
Bir yanda “çözüm süreci” adı altında terör örgütünün lider kadrosuyla görüşmeler sürdürülüyor. Tabii ki bu ülkenin hemen tüm vatandaşları kan dökülmemesinden memnuniyet duyar. Ama, “çözüm süreci” dediğiniz olay da böyle olmaz. Elinde silah, kan dökmeye her zaman hazır olan teröristler, silahla sizden bir şeyler koparmaya çalışıyor. O silah ellerinde olduğu sürece isteklerin sonu gelmez ve her zaman yeni dayatmalarda bulunur. Terör örgütünün bugün kan dökmesini gerektirecek bir durum da yok. Çünkü, askere operasyon izni verilmiyor. Efkan Ala’nın İçişleri Bakanlığı döneminde, valilere “100 terörist görseniz bile onlara karşı asla silah kullanma- yın” talimatı verildiği iddia edilmişti. O yüzden, teröristler askeri birliklerin önünden silahlarıyla neredeyse “uygun adım”la yürüyor, askere meydan okuyor.
Amaç askeri çıkarmamak
Bölücü örgüt militanları artık o yörelerin tamamen kendilerinin kontrolünde olduğuna inanmış olacak ki, başka silahlı bir güç görmeye tahammül edemiyorlar. Mardin’in Mazıdağı İlçesi kırsalında teröristlerin silah deposunun yerini bulmak için askerin arama-tarama yapmasına tepki olarak aynı gün 3 ayrı yerde askeri birlikler hedef alınmıştı. İstedikleri, askerin birliğinin dışına adım atmaması. İleri bir aşamada da, “Askeri istemiyoruz, kendi güvenliğimizi kendimiz sağlarız” denilecektir. Ağrı’nın Diyadin İlçesi’nde de teröristler ne geziyor? Ağrı Valiliği teröristlerin o yörede bulunduğunu bilmesine rağmen askerden operasyon yapması isteğinde bulunmadı. Valilik, teröristlerin fidan dikme şenliği sırasında olay çıkaracakları, propaganda yapacağı bilgisi üzerine emrindeki jandarmadan önlem almasını istedi. Yani jandarmayı operasyona, arama-tarama yapmaya göndermediler. Teröristlerin askere ateş etmesiyle, yaralananlar olmasından sonra askerden destek istendi. Evet, “çözüm süreci” için siyasetçiler yapacaklarını yapsın. Ama her tarafı teröristlerin tutmasına da devlet seyirci kalmasın. O yörenin insanları “Nerede bu devlet?” diyor. PKK’nın kucağına atıldıkları için isyan ediyorlar. Düne kadar devletine bağlı aşiretler, şimdi PKK’nın yanına yanaşabilme, geleceklerini kurtarabilme telaşında… 11 yaralı çarşafa mı dolandı?
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin
Demirtaş’a, doğru bilgiler verilmediği anlaşılıyor. Çünkü, 15 askerin yaralandığını söylüyor. 15 asker yaralandıysa, Genelkurmay bunu nasıl saklayabilir ya da niçin saklasın? Yaralanan 4 asker Ankara’ya getirildi ve tedavileri devam ediyor. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel de, onları ziyaret etti. Demirtaş’ın yaralı sayısı ve onların taşınmalarıyla ilgili gerçeği söylemediğini öne süren konuştuğum askeri yetkili şunları söyledi: “Yaralı askerler, çarşafla değil, uyku tulumlarıyla helikoptere taşındı. Vatandaşlarımızın ‘canlı kalkan’ olarak tanımlanmasını TSK olarak kabul etmiyoruz. Vatandaşlarımızın gösterdiği bu davranış her türlü takdirin üzerindedir ve bölgedeki vatandaşlarımızın teröre karşı olduklarını gösteren en güzel tepkidir. Vatandaşın yaralı askeri taşıması sırasında fotoğraf çekiliyor. Bu tamamen algı operasyonu yaratmaya dönüktür. Gelen vatandaşlarımız ‘hepsi bizim çocuklarımız, hiçbiri ölmesin’ diyor. Askerle birlikte yaralıları naklediyor. Bunu başka yönlere çekmek yanlıştır. Helikopterlerimiz yoğun silah atışı nedeniyle yaralıları almaya inmekte zorlandı. Nitekim ambulans helikopterde de kurşun izleri var.”
Peki nerede öldürülenler?
Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklamasında 5 teröristin öldürüldüğü belirtilmişti. Ancak, HDP ve PKK kaynakları, bir kişinin öldürüldüğünü öne sürdü. Bu durumda Genelkurmay Başkanlığı’nı yalanlamış oldular. Teröristler çatışma ortamında öldürülenlerin, güvenlik güçlerinin eline geçmemesine önem verirler. Örgütte moral bozukluğu yaratmaması için bunları olay yerinden kaçırırlar. Ancak, telsiz konuşmalarından, yerel kaynaklardan, insansız hava araçları görüntüleriyle ölü sayıları hakkında bilgi ediniliyor. PKK’nın açıklamalarında “10 T.C askeri öldürdük, 20’sini yaraladık, bir helikopter düşürdük” denilir. Yalanlarına kendileri de inanmazlar. Ama, devletin yalan bilgi vermeye hakkı yoktur. Yaralı sayısını “15” diye açıklayana değil “4” diyene inanalım. Yöre insanı, askerine sahip çıktığı gibi, PKK’lıların da ölmesini, yaralanmasını istemez. Bu böyle biline…