Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, ‘İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinin Dini Grup Algıları’ araştırması sonuçlarını yayınladı.
Independent Türkçe'nin haberleştirdiği araştırma sonucuna göre; FETÖ’nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi öncesinde cemaatlere "yüksek düzeyde güven ve sempati duyan" ilahiyat öğrencilerinin, fikrinin değiştiği ortaya çıktı. Araştırmaya göre ilahiyat öğrencilerinin cemaat ve dini gruplara katılım oranları da önemli oranda düştü. Ayrıca geleceğin din adamlarının yüzde 26,9’u toplumda dini grupların varlığını gerekli bulurken, gereksiz bulanların oranı ise yüzde 18,5 oldu. Öğrencilerin yüzde 21,7’si ise dini grupları "potansiyel bir tehlike" olarak gördüklerini söyledi.
Darbe girişimi öncesinde, dini görevlerin cemaatlere bırakılması fikrini olumlu bulan ilahiyat öğrencileri bu düşünceden de vazgeçti. Araştırmaya göre "bir dini gruba özel sempatisi olan ya da dini gruptan istifade ettiğini belirten" katılımcıların, dini gruplara duyduğu güven azaldı.
İlahiyat öğrencilerinin görüşlerindeki büyük değişikliğe neden olarak darbe girişiminin arkasında "dini cemaat olarak bilinen bir oluşumun yer almasını" gösteren araştırma için, farklı bölgelerden seçilen dokuz ilahiyat fakültesinden 1595 öğrenci ile görüşüldü.
Katılımcıların yüzde 30,8’i erkek, yüzde 69,2’si kız öğrencilerden oluştu. Ankete katılan öğrencilerin sınıflara göre dağılımı ise şu şekilde gerçekleşti: Yüzde 23,7’si 1. sınıf, yüzde 25,2’si 2. sınıf, yüzde 26,7’si 3. sınıf ve yüzde 24,4’ü 4. sınıf.
Araştırmaya göre, darbe girişimi öncesinde, dini bir grupla ilişkisi olmayan ilahiyat öğrencilerinin oranı yüzde 19,9 iken darbe girişiminden sonra bu oran yüzde 70,3’e yükseldi. Dini bir gruba üye olanların oranı ise yüzde 63,6’dan, yüzde 10,4’e düştü.
Öğrencilerinin yüzde 10,4’ü dini gruplara mensup olduğunu, yüzde 6,7’si bir dini gruba sempatisi olduğunu, yüzde 8,7’si bir dini gruptan istifade ettiğini söyledi.
2019’da yine bir grup ilahiyat fakültesi öğrencisiyle yapılan bir başka anket de sonuçları doğruladı. Bu ankette sorulan, “FETÖ darbe girişiminden sonra cemaat kavramı sizde en çok hangi duyguyu uyandırmaktadır” sorusuna katılımcıların yüzde 63,5’i "şüphe" cevabını verirken, yalnızca yüzde 6’sı "cemaatlere güven duyduğunu" ifade etti.
Geleceğin din adamlarının yüzde 26,9’u toplumda dini grupların varlığını gerekli bulurken, gereksiz bulanların oranı ise yüzde 18,5 oldu. Öğrencilerin yüzde 21,7’si ise dini grupları "potansiyel bir tehlike" olarak gördüklerini söyledi.
Araştırmanın "dini grupların toplumdaki varlığının" değerlendirdiği bölümünde ise öğrencilerin iki seçeneği tercih ettikleri görüldü. Öğrencilerin yüzde 32,9’u dini grupları kültürel bir zenginlik olarak gördüğünü ifade etti.
"Bir ilahiyat öğrencisinin dini gruplara katılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna katılımcıların yüzde 8,7’si "gerekli", yüzde 17’si "faydalı" diye yanıt verirken, yüzde 23’ü "gereksiz", yüzde 48,1’i "doğru değil" şeklinde cevapladı. Yanıtlar, ilahiyat fakültesi öğrencilerin dini gruba katılmasının, okul arkadaşları tarafından olumlu karşılanmadığı şeklinde yorumlandı.
Çalışma, öğrencilerin yüzde 59,8'le yarısından fazlası, dini grupları "toplum için gerekli" ya da "kültürel bir zenginlik" olarak gördüğünü ifade ederken, “İslam toplumunda dini gruplara ihtiyaç yoktur” önermesine yüzde 51,4'lük bir kesimin katılmadığı ortaya çıktı.
Dini grupların ortaya çıkış sebeplerine dair soruya yanıt veren öğrencilerin favori cevabı ise Manevi tatmin ihtiyacı oldu. Katılımcıların yüzde 29,65 bu seçeneği tercih ederken, yüzde 22,77’si ‘dini bilgi ihtiyacı’ yanıtını doğru buldu. İki seçeneği işaretleyenlerin toplam oranı yüzde 52,42 olarak belirlendi.
Benzer yöne işaret eden “toplum ıslahı” seçeneğini işaretleyenler de ilave edilince öğrencilerin yüzde 70,28', dini grupları var eden sebepleri toplumdaki dini ve manevi ihtiyaçlara bağladığı sonucuna ulaşıldı.