AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı ve HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü darbe girişimi gecesi aynı uçakta bulunduğu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaşadıklarını anlattı.
Yazıcı, Bahçelievler'de bulunan Erzurum Başkale Büyük Geçit Köyü Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği'ni ziyaret etti. Burada dernek üyeleriyle sohbet eden Yazıcı, 15 Temmuz darbe girişiminin ilk saatlerinde Kılıçdaroğlu ile aynı uçakta Ankara'dan İstanbul'a geldiğini ve o uçakta yan yana oturduklarını anlattı.
Darbe girişimini uçaktayken öğrendiğini belirten Hayati Yazıcı, "Ben o gün akşam Ankara'da bir düğündeydim. Nikah erken kıyılınca düğün sahibinden izin aldım. 21:50 uçağına bindim, İstanbul'a geldim. Uçakta yanımda Sayın Kılıçdaroğlu oturuyordu. 1 numarada o, 2 numarada ben oturuyordum. Sohbet ettik. İnişe yaklaştığımız sırada Sayın Kılıçdaroğlu'nun yanındaki korumaları ya da danışmanları gelerek, boğaz köprülerinde tank olduğunu söylediler. Ben de bunu duydum. Bir terör saldırısı, terörist bir eylem var ki güvenlik güçleri önlem almış diye düşündüm. Ama tank olduğuna göre eylem çok büyük diye hafızamdan geçirdim" dedi.
Kılıçdaroğlu ile uçaktayken, darbe girişimini değerlendirdiklerini anlatan Yazıcı, “Bir bilgi daha geldi, Ankara'da jetlerin uçtuğu yönünde. Türkiye ileriye doğru bir atılım gerçekleştirirken çok alçakça bir girişim. Buna benzer aramızda değerlendirmeler oldu. Uçak indi, herkes telefonlarıyla meşguldü. Taşıyıcı araca bindik, aramızda bir konuşma olmadı. Çünkü telefonlar çalıyor. VIP salonuna geldik. Ben bu arada geri dönmeyi düşündüm. Ağırlık merkezinin Ankara olduğunu düşündüm. Saat 23:00 uçağına Ankara'ya bilet aldım. Sonra uçuşlar yasak denildi. Biletimin parasını tekrar geri aldım ve hemen VIP'nin küçük salonuna geçtim. Beni karşılamaya gelen bir tek şoför var. Korumalar karşıdan bu tarafa geçememiş. Sayın Başbakanımızı aradım, onunla görüştüm. Cumhurbaşkanımızı aradım, erişemedim. AK Parti İl Teşkilatını aradım. Orada 200 kadar darbeci asker olduğunu söylediler. Bütün bu değerlendirmeleri yaptıktan sonra il teşkilatına gitmeye karar verdim" ifadelerini kullandı.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile VIP salonuna girinceye kadar birlikteliğinin olduğunu aktaran Yazıcı, "Salona geldiğimizde Sayın Kılıçdaroğlu'nu karşılayanlar vardı. O diğer salona geçti diye düşündüm. Kalkarken onu (Kılıçdaroğlu'nu) sordum. Birtakım şeyler söylemek içimden geçti. Dediler ki, 'Epey oldu gideli'. Benim onunla ilgili tanıklığım bu kadar. Oradan ayrıldım. Şoföre il başkanlığına gidelim dedim. Çıkışta askeri bir araç vardı. Oradan büyük bir zorlukla ayrıldım. Yollar kapalıydı, bazen ters şeride girmek suretiyle il başkanlığına geldim. Orada toplanan vatandaşlarımıza hitap ettim. Sonra Cumhurbaşkanımız havaalanına geliyordu. Tekrar havaalanına döndüm. Ertesi gün, öğlene kadar Cumhurbaşkanımız ile beraberdim. Benim Sayın Kılıçdaroğlu ile birlikteliğim bir zaman dilimi içinde, VIP salonuna girinceye kadar. Ondan sonrasını bilmiyorum" diye konuştu.
"15 Temmuz darbe gecesi AHL'de Ankara uçağından üç milletvekili ve üç parti yöneticisi indi. Kemal Kılıçdaroğlu, Ertuğrul Kürkçü ve Hayati Yazıcı. Uçaktan inenlere darbe olduğu, Atatürk Havalimanından çıkışın mümkün olmadığı, beklemek gerektiği söylendi. 15 dakika sonra alandan ayrılmanın mümkün olduğu bilgisi gelince VIP salonundan herkes kendi karşılayıcılarıyla birlikte çıktı.
Atatürk Havalimanı VIP salonu ve çevresinde "darbeci" asker veya "darbeci tankı" yoktu. TEM çıkışındaki 2 zırhlı araçta da hiçbir hareket yoktu. Kılıçdaroğlu’nun Atatürk Havalimanından ayrılışını gördüm. Ama üstüne çıkılacak tank olmadığı için olsa gerek Hayati Yazıcı’nın direnişini göremedim.
Darbecileri her şeyin yanı sıra VIP'e el koymayarak Ankara'dan gelenleri tarih yazma fırsatından mahrum bıraktıkları için de lanetliyoruz. Kılıçdaroğlu, tarih yazma fırsatını telefonla yakalamış. Ama Hayati Yazıcı’nın neden havalimanı direnişimizin başına geçmediğini bilemedim. Gene de Yazıcı’nın ortalığı velveleye vermemesine bakınca bu Atatürk Havalimanı köpürtücülerinden daha makul bir insan olduğu söylenebilir.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz gecesi Kılıçdaroğlu'nu "darbecilerle temas kurmakla" suçlamış, "Bilseydim Yenikapı'ya çağırmazdım" demişti.
Erdoğan'ın bu iddiası üzerine Kılıçdaroğlu şunları söylemişti:
"Sayın Cumhurbaşkanı bunu kanıtlarsa kendisine çok teşekkür edeceğim ama kanıtlamazsa müfteri ilan edeceğim. Bir cumhurbaşkanı bir iddiada bulunursa bunun arkasında durmak zorundadır. Ben Yenikapı'ya da o arzu ettiği için değil darbeye karşı olduğum için gittim. Milli irade için ben oraya gittim.
"Bir daha Türkiye darbelerle karşılaşmasın diye 12 madde halinde düşüncelerimi ifade ettim. Bugün aynı düşüncelerimin yine arkasındayım. Ben devleti paralel terör örgütüne teslim etmedim. O atamaların hiçbirisini ben yapmadım. O atamaları kim yaptı? Kim devleti teslim etti? Kim emniyet müdürlerine teslim etti? Kim orduyu teslim etti, bana çıkıp birisi bunu anlatsın."
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, 15 Temmuz gecesi için de "Meclis'e ilk gelen 3 milletvekilinden biri benim. 'Milletin tankın üstüne çıkma zamanıdır' diyen benim. O gece, başını bombaların altına sokan biziz. Çankırı tüneline gitmedik, Meclis'e geldik" demişti. CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin de “Bizzat yandaş basın, Başbakan Yıldırım’ın darbe gecesi Kastamonu’da bir kaymakamın evine sığındığını yazıyor” ifadelerini kullanmıştı.