Türkiye’de çocukların bilgisayarlardaki yazılımın dili olan kodlamayı öğrenmesi için yeni projeler devreye alınıyor. Bu alandaki bazı projeler ise bilgisayar programcılığı sektöründe 'dezavantajlı' durumda bulunan kız çocuklarını hedefliyor. 'KızCode' projesi bunlardan biri. KızCode’a katılan çocuklardan başarılara imza atanlar var. Bunlardan biri 15 yaşındaki Dila. KızCode İngiltere mezunlarından. Annesi hem kanser hem de yüksek şeker hastası ve bacağının kesilmesi söz konusuydu. Dila bunun için bir çip tasarlayarak annesinin şekerini kontrol altında tutmayı başardı. Çok yeni olan bu proje İngiltere hükümetine fonlama için sunulacak.
Hanife Baş'ın Milliyet gazetesinin bugünkü nüshasında yayımlanan teknoloji haberi şöyle:
Bilgisayarların çalışmasını sağlayan programlar, internet siteleri, her geçen gün sayıları artan mobil aplikasyonların hepsi birer ‘kod’ ürünü. Yani hepsi birer yazılım dili olan kodlamaya ihtiyaç duyuyor. Yazılımın dili olan ‘kod’ları ise çocukluktan öğrenmek çok büyük artılar sağlıyor.
KızCode, 31 yaşındaki genç sosyal girişimci Müjde Esin’in geliştirdiği bir platform. Esin, İngiltere’de akademik kariyerini tamamladıktan sonra Londra’da yaşayan göçmen genç kız ve kadınların İngiltere’ye entegrasyonunu sağlamak ve onlara iş imkânı yaratmak için 2015 yılında hayata geçirdiği bir platform. Daha sonra Türkiye’ye uyarlandı.
Geçen yıl 200 kız öğrenci bu eğitimlerden yararlandı. Yeni sezon da kasım ayında başladı. Eğitimler, İstanbul-Halkalı ve yine Londra’da devam ediyor. İstanbul’da şimdilik 100 kız çocuğu kayıt yaptı ve eğitime başladı. İngiltere’de bu sayı daha fazla.
KızCode’a katılan çocuklardan başarılara imza atanlar da var. Bunlardan biri 15 yaşındaki Dila. KızCode İngiltere mezunlarından. Annesi hem kanser hem de yüksek şeker hastası ve bacağının kesilmesi söz konusuydu. Dila bunun için bir çip tasarlayarak annesinin şekerini kontrol altında tutmayı başardı. Çok yeni olan bu proje İngiltere hükümetine fonlama için sunulacak.
Ebrar Atabay ise Bursa Gemlik’te eğitime katılan bir kız çocuğu. Çevreye zarar veren bir hammadde olan ABS kokusunu suya hapseden bir prototip geliştirdi. Dila ve Ebrar sadece birer örnek. Onlar gibi 8 kız çocuğu daha çeşitli başarılara imza attı. Müjde Esin, geçen sezon eğitim alan öğrencilerle de hala temaslarının devam ettiğini belirterek, özellikle Avrupa’da düzenlenecek bilim şenlikleri için hazırlandıklarını söyledi.
Esin, kodlama eğitiminde öncelikle çocuklarda farkındalık yaratmayı ve bilime ilgi duymalarını sağlamayı amaçladıklarını dile getirerek, “KızCode olarak çocuklara ‘C programlama dili’ni öğretiyoruz. Aynı zamanda ‘ardunio’ kartı ve ‘ardunio yazılım’ metodlarını kullanarak bir mekaniği kontrol etmelerini sağlıyoruz. Küçük yaş grubunda da ‘scratch’ arayüzü ile algoritmalarını oluşturup kendi oyunlarını yapabiliyorlar. Scratch’la farklı eğitim teknoloji ürünleri yardımıyla da yazdıkları oyunları daha eğlenceli şekilde kurgulayabilme şansları oluyor” diye anlatıyor.
Müjde Esin, KızCode ile kadınların eğitim alanında yaşadığı zorlukları aşmalarına yardımcı olmayı, özellikle genç kızları toplumda ve iş yaşamında aktif rol oynayacak bireylere dönüştürmeyi amaçlıyor. Program kapsamında bunun için gerekli ekipmanlar sağlanırken, bir yandan da katılımcıların beceriler edinmesi için eğitimler düzenliyorlar.
Katılımcıların analitik zekasını geliştirecek teknoloji eğitimleri üzerine atölye çalışmaları yapılıyor. Kızların çevresinde yaşadığı sorunları fark etmesi sağlanıyor. Bilim ve teknolojiyle çözümler ve projeler üretmeleri için onları cesaretlendirip gelecek hayatlarına katkı sunuluyor. Kızlara kod eğitimi konusunda firmalardan da harekete geçenler var. Borusan’la Türkiye’de ‘Haydi Kızlar Kodlamaya’ projesini yürütüyorlar.
Teknoloji dünyada olduğu gibi Türkiye’de de erkek egemen daha çok erkekler tarafından tercih edilen bir sektör. Dünyada da pek çok organizasyon ve firma bu durumu değiştirmek için KızCode gibi çalışmalar yapıyor. Özellikle yazılım ve program geliştirmede en önemli alanlardan olan kod yazmada kadın sayısını artırmak için çalışılıyor.
ABD New York merkezli kar gütmeyen ‘Girls Who Code’ organizasyonu, genç kızların kod yazımına ilişkin becerilerini test ederek, onlara kod yazmayı öğretiyor. ABD San Francisco merkezli ‘Black Girls Code’ adlı bir organizasyon ise, geçtiğimiz 3 yıl içerisinde 1500 genç kıza kod yazılımını öğretti.
Hatta Google, 2014 yılında hayata geçirdiği ‘Made With Code’ adlı projeyle kod yazımı ve bilişimin diğer alanlarında genç kızlara yönelik eğitimi devreye almıştı.
Türkiye’den çıkan sosyal medya girişimleri arasına bir yenisi eklendi. Genç girişimci Erdem Yürük’ün geliştirdiği uygulama LeadTime, bir ajanda sayfası üzerinden geleceğe video atmanızı sağlıyor. Geleceğe gönderilen videoları belirlenecek tarih gelene kadar izleyemiyorsunuz ancak ajanda sayfanızda o videoyu görebiliyorsunuz.
Yeni bir sosyal medya deneyimi sunan LeadTime, insanların gelecek hakkında merak ve tahminleri üzerine yoğunlaşıyor.
Geleceğe gönderilen videolar yoluyla insanların gelecekle duygusal ve eğlenceli bir bağ kurmalarını sağlıyor.
İTÜ Çekirdek’ten çıkan Erdem Yürük, “Ekim ayında Apple Store ve Google Play Store’da yayınlanan uygulama 40 bin indirmeyi geçti. Şu ana kadar 15 bine yakın video üretilirken, kullanıcılar anlık ve yakın gelecek tarihlere yoğun olarak video gönderiyorlar. Kullanıcıların çoğunluğu en az bir videosunu 5 veya daha fazla yıl sonrasına gönderiyor” dedi. Yürük, kullanıcılarının bireysel ve kurumsal olarak ikiye ayrıldığını dile getirerek, “Bireysel kullanım da sadece eğlence amaçlı değil. Sigarayı bırakmak, kilo vermek isteyenler, ileri tarihlere kendilerine bu hedefleriyle ilgili video gönderiyorlar. Kurumsal tarafta ise markalar yeni ürün lansmanlarını buradan kullanıcılarına paylaşmaya başladılar. En güzel örneği geçtiğimiz haftalarda Keremcem gerçekleştirdi. Yeni single çıkaracağının müjdesini, uygulama içerisinde 10 Aralık tarihine video atarak duyurdu” dedi.
Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından gerçekleştirilen ‘Türkiye’de Yeni Medya Eğilimleri Araştırması’nın sonuçları açıklandı. Her 3 internet kullanıcısından biri uyanır uyanmaz internete giriyor. Uyandıktan sonraki 1 saat içinde internete girenlerin oranı ise yüzde 62. İnternet kullanıcılarının yüzde 70’i de uyumadan önceki son 1 saate kadar internet ortamında vakit geçiriyor.
İnternet bağımlılığının yoksunluk ve soyutlanma hissi olmak üzere iki farklı boyutu olduğunu belirten Kadir Has Üniversitesi Yeni Medya Bölüm Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Çiğdem Bozdağ, “Araştırma kapsamında kullanıcılara internete girmediklerinde yoksunluk hissedip hissetmediklerini sorduk. Yüzde 22’si internet kullanmadığı zamanlarda internete girmek için sabırsızlandığını belirtti. İnternet olmadığında yoksunluk hissedenlerin bağımlılık endeksi ise yüzde 63. İnternetin birincil kullanım amacı sosyalleşmek olarak görünse de aslında kişiyi yalnızlaştıran ve bulunduğu ortamdan soyutlayan bir etkisi olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
Mobil aksesuar markası SBS, sporu yaşamının bir parçası haline getirenler için özel olarak Go Life serisini geliştirdi. Performans ve sağlık verilerinin anlık olarak izlenebilmesini ve bu verilerin akıllı telefonlara kaydedilmesini sağlayan bu ürün, spordan alınan keyfi de ikiye katlamyı hedefliyor.
700’er gram ağırlığında iki dambıldan oluşan set, farklı kas gruplarını çalıştırmaya yönelik hareketlerini kayıt altına almak isteyenlere teknolojik bir çözüm sunuyor. Yakılan kalori miktarı ve antrenmanın etkililiği, Go Life uygulaması aracılığı ile akıllı telefonlardan görüntülenebiliyor. SBS’in Go Life serisinde yer alan tüm ürünler, seri ile aynı adı taşıyan mobil uygulama ile kullanılabiliyor. Kullanıcılar, ürünlerde elde edilen bilgileri Go Life uygulamasında görüntüleyebiliyor.