Ankara’daki eğitim çalıştayına PAK Eğitim İş Sendikası Başkanı’nın sözleri damga vurdu. Türk Milli Eğitim Sistemi’ndeki temel eksiklikleri eleştiren Abdullah Kayışkıran, sistemi yapboz tahtasına benzetti. “Mehter takımı gibi iki ileri bir geri gidiyor. 15 yılda 7 Milli Eğitim Bakanı, 20 de sınav sistemi değişti” dedi.
Bugün'den Fatma Eren'in haberine göre, Pak Eğitim İşçileri Sendikası (PAK EĞİTİM İŞ) tarafından Ankara'da “Özel Öğretimde İstihdam, İstihdamda Özel Öğretim” konulu bir panel gerçekleştirildi. Panele akademisyenler, sendika temsilcileri, özel öğretim kurumlarının temsilcileri ve gazeteciler katıldı.
'Mehter gibi iki ileri bir geri'
Toplantının açılış konuşmasını yapan Pak Eğitim İş Genel Başkanı Abdullah Kayışkıran, Türk milli eğitim sisteminin son 10-15 yılda bir yapboz tahtası haline dönüştüğünü belirtti. Kayışkıran, “Bir mehter takımı gibi iki ileri bir geri gidiyor. Son 15 yılda değişen Milli Eğitim Bakanı 7, değişen sınav sayısı 20’yi bulmakta.
"Sanki Türk alfabesinin 29 harfinin tamamını kullanmak için söz vermiş gibi bir yıl uyanıyorsunuz OKS geliyor, bir yıl SBS, ertesi yıl LYS, ertesi yıl 4+4+4 getiriliyor ve bir gün de uyanıyorsunuz TEOG’la karşı karşıya kalınıyor."
Eğitimin adeta bir yapboz tahtası haline geldiğini anlatan Kayışkıran, “Önünü göremeyen öğretmenler ve öğrenciler, ilerisini karanlık olarak algılayan bir toplumla karşı karşıya kalıyoruz” diye konuştu.
Dershanelerin kapatılmasının eğitime vurulan bir darbe olduğunu belirten Kayışkıran, “Haftanın 7 günü emek harcayan dershaneler bir gün uyandığınızda kapatılmakla kelime manası olarak dönüştürme ile karşı karşıya kaldığı bir durum yaşıyoruz” dedi.
Dershaneler üzerinde farklı sendikalara üye lisede öğrencisi olan 2 bin 531 öğretmen üzerinde bir anket yapıldığını belirten Bahçe, Türk Eğitim Senli öğretmenlerin yüzde 86,4’ü, Aktif Eğitim Sen üyesi öğretmenlerin yüzde 92’si dershaneleri eksiklikleri tamamlayan kuruluş olarak görüyor. Katılanların yüzde 97.5’i çocuğunu dershaneye göndereceğini ifade ediyor” dedi.
Programda konuşan Zirve Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Töremen, yaptığı araştırma sonucunda dershanelerin bir ihtiyaç olduğunu kaydetti. Dershanelerin sayısına bağlı olarak üniversiteye giden kişi sayısında artış yaşandığını belirten Töremen, velilerin ve öğrencilerin dershaneleri pusula ve hayat metafori olarak gördüğünü ifade etti.
Töremen, "Yaptığımız araştırmaya göre öğrenciler dershaneyi hayatlarına yol gösteren bir pusula olarak görüyor. Hayatlarının merkezinde yer alıyor.”
Dershaneler yeniden düşünülmeli" dedi. Töremen, dershanelerin yıllık sigorta olarak devlete 300 milyon TL ödediğini dile getirdi.
Kanunla kurumları kapatarak işsizlik sayısına yeni kişilerin ekleneceğini ifade eden Aktif Eğitim-Sen Genel Başkanı Osman Bahçe de İzlanda'nın nüfusundan fazla kişinin atama beklediğini açıkladı.
Bahçe, "60 bin kişi dershanelerin kapanmasıyla işsiz kalacaktır. İzlanda nüfusu 323 bin iken bizde atama bekleyen öğretmen sayısı 331 bin. O kadar atamanın üstüne bir de 60 bini eklemek istiyorlar" diye konuştu.
Hükümetin söylediği ile yaptığının çeliştiğini anlatan Bahçe, "Devlet eliyle dershanecilik yapılmayacağı anlaşıldı. Taşeronculardan bunları alma yoluna gitmeye başladılar.
Siyasilerin oğullarının bu kapanacak dershaneleri almaları bunun bir sebebi" dedi. Okulların sahte rapor alınarak kaçılan yerler olduğunu söyleyen Bahçe, dershanelerin para verilerek gelinen yerler olduğunun altını çizdi.
Pak Eğitim İşçileri Sendikası’nın (Pak Eğitim İş) dershanelerle ilgili yaptığı ankete katılanların yüzde 88.88’i ‘dershane ihtiyaç’ diyor. Ankete katılan 25 bin 256 kişiden yüzde 3,61'lik bir kesim 'hayır', yüzde 7,49'luk bir kesim de 'kısmen' cevabını verdi.