155'i arayan turistin dilinden anlayan yok

155'i arayan turistin dilinden anlayan yok

155 Polis İmdat hattı turistler için yeterli bir işlev görmüyor. İhbar hattında yabancı dil bilen personel az olduğundan turistler şikâyetlerini anlatamıyor. Emniyet ise İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir gibi turistik illerde İngilizce, Almanca, Fransızca dillerini bilen personel çalıştırdığı bilgisini veriyor.

Duygu Özkan'ın Zaman gazetesindeki haberine göre, Paul Hearn İstanbul'da yaşayan bir İngiliz vatandaşı. Oturduğu semtte yaşadığı tatsız bir olayla ilgili şikâyette bulunmak için Alo 155 Polis İmdat hattını arayan Hearn, dilinden anlayan bir muhatap bulamadı. Hearn'ün yaşadığı bu mağduriyet ihbar hattındaki bir eksikliği ortaya çıkardı. Alo 155 telefonlarına bakan personel arasında yabancı dil bilenlerin sayısı az olduğu için ihtiyaca cevap veremiyor. İstanbul, Aydın gibi turist yoğunluğunun fazla olduğu illerde bile İngilizce yapılan ihbarlar değerlendirilmiyor. Emniyet Genel Müdürlüğü Haberleşme Dairesi Başkanlığı, İstanbul, Ankara, Bursa ve İzmir gibi büyükşehirler başta olmak üzere birçok ilde 155 Polis İmdat hattı için dil bilen en az iki personelin görevlendirdiğini belirtiyor. Hatta turistik bölgelerde İngilizcenin yanı sıra Almanca, Fransızca dillerini bilen personelin görevlendirildiği aktarılsa da yabancı vatandaşlar bunu yeterli bulmuyor.

Türkiye'nin yıl içerisinde 30 milyon turisti ağırladığı ve 2011 yılı verilerine göre 200 binin üzerinde yerleşik yabancıya ev sahipliği yaptığı düşünülürse yabancı dil bilen polis sayısındaki azlık dikkat çekiyor. Alo 155 İmdat hattında İngilizce bilen personel azlığını 17 yıldır İstanbul'da yaşayan Paul Hearn ve Anna D. isimli turistin yaşadığı mağduriyetle gözler önüne seriyor. Özel bir okulda İngilizce öğretmeni olan ve Bahçeşehir'de oturan Hearn, her gece aynı saatte sokağından hızla geçen araç sahibini şikâyet etmek için 155'i arıyor. Ancak İngilizce bilen bir polis olmadığından telefonun yüzüne kapatıldığını anlatıyor. İhbar hattını aramaktan bıkmayan Hearn, sonunda bir memura ulaşıyor. Paul şikâyetini İngilizce aktarmasına rağmen anlaşamayınca Türkçe konuşmaya başlıyor. Türkçesinin iyi olduğunu ve neden şikâyetini Türkçe yapamadığını soran görevli karşısında sinirlenen Paul "Hiç Türkçe bilmeseydim ne olacaktı? Nasıl iletişim kuracaktık?" sorusunu yöneltiyor.

Benzer sıkıntıları yaşayanlardan biri de 3-4 yıl önce Türkiye'ye tatile gelen Polonyalı Anna D. Şikâyeti iletecek bir yetkili bulamayan D. işi ileri götürüp ülkesine döndükten sonra Türkoloji öğrenmeye karar verdiğini söylüyor. İstanbul'da çalışan ve isminin verilmesini istemeyen bir polis memuru; dil bilen personellerinin olduğunu fakat bunların pratikleri olmadığı için turistlerin şikâyetlerine cevap veremediklerini dile getiriyor. Yine emekli bir polis memuru olan E.O 155 Polis İmdat hattında çalışacak görevlilerin muhabere eğitiminden geçtiklerini söylüyor. Bu eğitimin içinde yabancı dil olmadığını anlatıyor.