16 Eylül 2016 İngiltere Basın Özeti

16 Eylül 2016 İngiltere Basın Özeti

Times gazetesi "Erdoğan'ın müttefikleri intikam ararken, Londra'da bir gazete kapanmaya zorlandı" başlıklı haberinde, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın destekçilerinin sürgündekilere karşı bir yıldırma kampanyası başlatmasıyla, Zaman gazetesinin İngiltere baskısının kapanmak ve gazetecilerin saklanmak zorunda kaldığını" yazıyor.

Dominic Kennedy imzalı haberde "İngiltere'deki Türklere birbirlerine karşı muhbirlik yapma ve siyasi muhalif olduklarından şüphelenilenleri Türkiye makamlarına bildirmeleri çağrısında bulunulduğu" belirtiliyor.

Haberde "İslam Kardeşliği adlı bir Facebook sayfasında Fethullah Gülen Cemaati'yle bağlantılı bir yardım örgütüyle bağlantılı olduğu iddiasıyla bir çocuk yuvasının adresinin paylaşıldığı" kaydediliyor.

Times, İngiltere'deki Türk muhaliflerin Ankara'daki makamların pasaportlarını iptal edeceği ve 15 Temmuz darbe girişimine destek verdikleri iddiasıyla iadelerinin isteneceği korkusuyla yaşadıklarını da söylüyor.

Haber şöyle devam ediyor;

Türkiye, darbe girişiminden Amerika'da yaşayan dini lider Fethullah Gülen'in destekçilerini sorumlu tuttu. Sayıları binden az olduğu tahmin edilen İngiltere'deki destekçileri en kötü yıldırma olaylarına maruz kaldı. Manchester'daki bir çocuk yuvası, sahibi Gülen'in öğretilerinden ilham alan bir yardım kuruluşu olduğu için hedef alındı. Bir diğer olayda bir GÜlen destekçisi "Türk Ulusal İstihbaratı, Özel Harekât ve Operasyonları"ndan yollandığı iddia edilen tacizkâr mesajlar aldı"

Haberde görüşlerine yer verilen Regent's Üniversitesi Ulusaşırı çalışmalar Profesörü İbrahim Sirkeci, sürgüne gelenler ve siyasi iltica başvurusunda bulunanlarla İngiltere'deki 250 bin kişilik Türk nüfusun artmasını beklediğini söylüyor.

Zaman'ın Londra baskısının Genel Müdürü Ömer Yalçınkaya da, işletmelerin gazeteye reklam vermekten kaygı duyduğunu belirtiyor.

Times, konuya başyazılarından birini de ayırmış. Yazının "Erdoğan'ın uzun kolu" başlıklı yazıda "Türkiye'nin acımasız tasfiyelerini İngiltere'ye ihraç etmesine izin verilemez" deniyor. Yazı şöyle başlıyor;

"17.yüzyıldaki Huguenotlar'dan bu yana İngiltere, siyasi ve dini sürgünlere kucak açmak gibi gurur verici bir şöhret geliştirdi. Şu anda da, Recep Tayyip Erdoğan'ın karşıtları takip ve tedirgin edilirken, hükümet sağlam durmalı ve Türkiye'nun uydurma suçlamalarla iade isteklerine direnmeli. İngiltere'deki Türk gazetecileri ve işadamları artan bir baskı altında. Ankara'dan bir parlamento heyeti, geçtiğimiz günlerdeki ziyaretlerinde açıkça 'bir terör örgütüne mali ve propaganda desteği veren' Erdoğan karşıtlarını bir listesini yaptıklarını söyledi. Burada kast edilen Erdoğan'ın Temmuz'daki darbe girişiminin arkasında olduğunu iddia ettiği Gülen hareketi."

Darbe girişiminin 271 kişinin hayatına mal olduğunu yazan gazete, "cumhurbaşkanı Türk kamu hayatının her yanı üzerinde kontrolünü kurmaya çalışırken, darbe girişimi sonrası sıradışı oldu" diyor ve girişimden sonra Türkiye'deki tutuklamalar, görevden almalar, kapatılan televizyonlar ve el konulan özel okullardan bahsediyor.

"NATO müttefiki bir ülkenin İngiltere'deki toplulukları bölme girişimlerini desteklemesinin hoş görülemez olduğunu" söyleyen Times şöyle devam ediyor;

"Bu hesaplanmış ihlalin yıkıcı potansiyeli Almanya'da açıkça görülebilir. Erdoğan'ın Alman-Türk destekçileri Facebook ve WhatsApp'ı, Amerika'da sürgünde yaşayan vaiz Muhammed Fethullah Gülen'in destekçileri oldukları gerekçesiyle, restoranları, kuaförleri, doktorları, müteahhitleri boykot etme çağrıları için kullanıyor. Camilerde Müslüman Türkler'den bazı dükkânlara gitmemeleri isteniyor. Türk girişimcileri bazı Erdoğan protestocuları tarafından vatan haini ilan ediliyor. Almanya'ya onlarca resmi tutuklama ve iade talebi ulaştı. Bu İngiltere için de planlanıyor olabilir."

Almanya'nın Avrupa'ya mülteci akışının önlenmesi için Türkiye'ye bağımlı olduğu için fazla bir tepki vermediğini söyleyen Times, ABD'nin de Gülen'in iadesi için baskıaltında olduğunu ve Ankara'nın sinirlerini yatıştırmaya çalıştığını belirtiyor. Ancak Gazete İngiltere'nin bu kadar Türkiye'ye bağımlı olmadığına dikkat çekiyor. Yazı şöyle sona eriyor;

"İngiltere doğru bir adım atarak Türkiye'de devletin başına karşı düzenlenen darbe girişimini kınadı. Dahası, Türkiye Ortadoğu ve ötesinde yaşamsal önemde bir müttefik. Ancak darbe sonrası girişilen tasfiyeler Türk devletinin istikrarına değil, cumhurbaşkanının acımasız bir demokrasi parodisi yaratma hırslarına hizmet ediyor gibi görünüyor. Bu mücadelenin İngiltere sokaklarına taşınmasına izin verilmemeli"

Financial Times'ın dünya haberleri sayfalarında da HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile yapılmış bir söyleşi var.

Gazete savcıların, konuşmalarının terörü destekleyip desteklemediği konusunda Demirtaş ile konuşmak istediğini ancak Demirtaş'ın işbirliği yapmak yerine, yetkililerin kendisini tutuklamasından yana olduğunu yazıyor. Bu durumun "Türkiye ve 15 milyon Kürt'ü arasındaki düşmanlığın, ülkenin bazı kesimlerini kaos ve şiddete soktuğu bir dönemde ülke genelinde protestolar riskini arttırdığı" belirtiliyor.

 

Demirtaş ise "İşbirliği yapsak da tutuklanmayacağımızın bir garantisi yok. Ama en azından böylece destekçilerimizi eyleme geçirebiliriz. Destekçilerimiz de tepki verir" diyor.

"Hükümetin kendisine başka bir seçenek bırakmadığını" söyleyen Demirtaş "Başka bir savunmamız yok. Kürtler tarihte kazanmak için güce ihtiyacı olduğunu öğrendi, haklı olmak yetmiyor" şeklinde konuşuyor.

"Sadece bir yıldan biraz daha uzun bir süre önce 43 yaşındaki avukat Demirtaş bir hapishane hücresine değil, parlamentoya odaklanmıştı" diyen Financial Times HDP'nin seçim başarısını ve yüzde 10 başarısını geçip, parlamentoya girdiğini aktarıyor. Haber şöyle devam ediyor;

"HDP'nin başarısından kısa süre sonra Erdoğan, Demirtaş ve PKK'yı ilişkilendiren bir kampanya başlattı. Stratejisi sonuç verdi. Demirtaş Kürtlerin çıkarlarından bahseden tek partinin lideri olarak kendisini konumlandırmaya çalışırken, PKK'yla arasına mesafe koymakta zorlandı."

Financial Times Demirtaş'ın da zorda olduğunu kabul ettiğini söylüyor. Demirtaş "Evet, bu doğru. Dünyanın en zor partisini yönettiğimizi hep söyledim. Gözetmemiz gereken çok denge var. Parti içi, parti dışı, bölgesel, küresel., uluslararası. Her partinin bunları değerlendirmesi gerek ama bizimki domino taşı gibi tüm bölgeyi etkileyebilecek bir pozisyon" diyor.

Demirtaş ve HDP milletvekilleri hakkındaki davalardan ve soruşturmalardan bahseden Financial Times, Demirtaş'ın da duruma pek yardımcı olmadığını, parti üyelerinin PKK'lı intihar bombacılarının cenazelerine katılmasının, tüm siyasi yelpazede öfke yarattığını söylüyor.

Gazete, biri Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Van'daki il binasını hedef alan ve 27 kişinin yaralandığı bombalamaların devam ettiğini ve Demirtaş'ın PKK'yı tamamen reddetmekte zorlandığını da vurguluyor. Demirtaş'ın bunun yerine "her türlü şiddetten nefret ettiğini, ancak PKK'nın bir silahlı halk ayaklanması olduğunu" söylediği aktarılıyor. Demirtaş ayrıca "Buna hep inandım ve söyledim. Savaşın kendisi, siyaset alanını kısıtlar" diyor.