T24- Ratko Mladiç'in emriyle Bosna Hersek’in Srebrenitsa kentine yapılan saldırının üzerinden 16 yıl geçti. BM’in koruduğunu ilan ettiği 8 bin 372 Boşnak, Sırplar tarafından katledildi. Bugün Srebrenitsa soykırımının yıldönümü. Gözde Demirel'in ntvmsbc.com.tr'de yayımlanan (11 Temmuz 2011) haberi şöyle: 11 Temmuz dünya üzerindeki pek çok kişi için sıradan bir gün olabilir ama 1995 yılında Bosna Hersek’in Srebrenitsa kentinde yaşayanlar için 11 Temmuz “katliam” hatta “soykırım” demek.
16 yıl önce bugün, üç yıldır devam eden Bosna Savaşı’nın bitmesine az bir zaman kala, Birleşmiş Milletlerin ‘güvenli bölge’ ilan ederek silahsızlandırdığı ve Hollandalı BM Barış Gücü askerlerinin ‘koruması altındaki’ Srebrenitsa’da yaşananlar insanlık tarihinin kara günlerinden biriydi.‘Müslümanlardan intikam alma zamanı' Sırp Ordusunun paramiliter gruplarından olan “Akrepler” Srebrenitsa’ya saldırmadan önce komutanları Ratko Mladiç şöyle seslenmişti: “ Büyük Sırp kutsal gününün öncesindeyiz. Bu şehri Sırp milletine armağan ediyoruz. Türklere karşı ayaklanmamızı hatırlayarak, Müslümanlardan intikam zamanı geldi”
Srebrenitsa’nın güvenliğinden sorumlu Hollandalı askerlerin oluşturduğu BM Koruma Gücü’nün kentini gece yarısı Sırplara bırakması ile birlikte, 6 Temmuz’da Srebenitsa’ya saldırılar başladı. Şehir ele geçirilene kadar yaklaşık 3 bin Boşnak öldürüldü, şehrin pek çok yeri ateşe verildi. Kent ele geçirildikten sonra sağ kalanlar üç gruba ayrıldı: Çocuklar ve Kadınlar, Yaşlı Erkekler ve Genç - Orta yaşlı erkekler. İşte bu üçüncü grup, yani genç ve orta yaşlı erkek Boşnaklar otobüslere bindirilerek 3 gün boyunca “savaş suçu şüphelisi” olmakla suçlandı ve öldürüldü. Kentte kalan kadınların çoğu ise tecavüze uğradı, bu olayın ardından yüzlerce kadın intihar etti.
Resmi rakamlara göre 8 bin 372, kayıplar düşünüldüğünde ise çok daha fazla kişi 6 günde hayatını kaybetti. Ve ‘Srebrenitsa’ dünyanın gözlerinin önünde, Avrupa’nın ortasında İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana gerçekleştirilenen büyük toplu kıyımın ismi oldu.Her 6 kişiden biri öldürüldü Savaş öncesi 24 binlik nüfusunun yüzde 75’i Müslüman olan Srebrenitsa, savaş zamanında “güvenli bölge” ilan edilmesi dolayısıyla yakınlardaki bölgelerden adete bir mülteci akının uğramıştı. Soykırımın gerçekleştiği günlede kentte 45 bin kişinin yaşadığı tahmin ediliyordu. Yani sayılar oranlanırsa, 11 Temmuz 1995’de Srebrenitsa’da her 6 kişiden biri öldürüldü. Ölenlerin çoğunluğunu yaşları 12 – 77 arasında değişen erkekler oluşturuyordu, toplu mezarlarda bulunan cesetler ise öldürülenler arasında kadınlar ve bebeklerin de olduğunu ortaya çıkardı.BM’ni Srebrenista utancı Srebrenitsa’da meydana gelen katliamın tek sorumlusunun Mladiç yönetimindeki Sırp Kuvvetleri olmadığı aşikar. Birleşmiş Milletler ve Uluslararası toplum hala yaşananlara seyirci kaldıkları için suçlanıyor.
Yugoslavya’nın çöküşü üzerine 1992 yılında başlayan ve 1995 yılına kadar devam eden Bosna Savaşı’nda ‘Etnik Temizlik’ adı altında Sırpların Boşnak kent ve köylerine saldırılarının artması üzerine 1993 yılında çoğu Bosna’nın doğusunda olmak üzere “güvenli bölgeler” ilan edildi. BM Barış Güçlerinin bulunduğu bu şehirler silahsızlandırıldı. Yani Srebrenitsa’nın kaderi BM’nin elindeydi.Hollandalı askerler seyirci kaldı Katliamın yaşandığı sırada Srebrenitsa’da BM Barış Kuvveti olarak 600 kişilik Hollanda Askeri Birliği (DUTCHBAT) bulunuyordu. Hollanda kuvvetleri, BM’nin kendilerine yeterli hava desteği sağlamadığını söyleyerek kenti Sırplara teslim ederek adeta olanların yaşanmasında izin verdi. Boşnakların toplanan silahlarını geri almak için yaptıkları başvuru da yine Hollanda Barış Gücü tarafından reddedilecekti. Hollanda hükümeti soykırımın sorumlusu olarak suçlanamayacaklarını iddia etseler de, geçtiğimiz hafta Hollanda’da bulunan Lahey temyiz mahkemesi Srebrenitsa katliamında Hollanda’nın sorumlu olduğuna hükmetti.250 bin kişi öldürüldü Bosna’da yaşananların ardından Kayıplar Komitesinin açıkladığı rakamlar ürkütücü; savaşta 250 bin kişinin öldüğü tahmin ediliyor. 28 bin kayıptan ancak 20 binine ulaşıldı ve elbette ulaşılanların hemen hepsinin öldürüldüğü belirlendi.64 toplu mezar bulundu Ülkede hala toplu mezarlar bulunmaya devam ediliyor. Şu ana kadar 64 tane toplu mezar bulundu Kimliği tespit edilemeyen 10 bine yakın ceset var ve bunlar için hala DNA çalışmaları yapılıyor. Her yıl toplu mezarlardan çıkarılıp kimliği tespit edilenlerin çoğu Potoçari’deki anıt mezara defnediliyor. Geçtiğimiz yıl bu tören Başkan Erdoğan’da katılmıştı. Bu yıl da kimlikleri DNA testiyle yeni belirlenen 613 kişinin naaşları törenle defnedilecek.Lahey'de adalet arayışı Savaşın ardından Hollanda’nın Lahey kentinde Yugoslavya için Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’nde bir yargılama süreci başladı. Boşnaklar, Lahey’deki Adalet Divanına ilk başvurularını 1993 yılında yaptılar, ikinci başvuru ise 2003 yılında yapıldı ve bu başvuru yargıçların önüne 2006 yılında geldi. Bir sene süren dava sürecinin ardından Lahey’de Srebrenitsa’da yaşananların soykırım suçu kapsamına girdiği ancak Sırbistan’ın katliamdan suçlanamayacağı açıklandı yani Sırbistan’ın tazminat yükümlülüğünden kurtuldu. Öte yandan Sırbistan’ın soykırımı yapanları cezalandıramadığı için yükümlülüklerini yerine getiremediği belirtildi. Kesin olduğu açıklanan ve temyiz şansının bulunmadığı karar Boşnaklar tarafından tepkiyle karşılandı.BM sorumluluğu kabul etti 1999 yılındaki Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan, yayınladığı bir raporla Srebrenitsa’da yaşananlarda ve etnik temizlik kampanyasına karşı yeterli önlem alınmamasında BM’nin de sorumluluğu paylaştığını kabul etti.
2001 yılında Fransa parlementosu da Srebrenica’da yaşanan olayları “Fransa için bibaşarısızlık” olarak niteledi ve BM’nin bir üyesi olarak Fransa’nın olanlar karşısında büyük sorumluluğu olduğu kabul etti. Srebrenica’da yaşananlarla ilgili Sırbistan’dan ilk resmi özür ise ancak 2004 yılında geldi.