Cumhuriyet yazarı Orhan Bursalı AKP'nin seçim vaatlerini eleştirdi. Bursalı, AKP reklamlarında yer alan 'üretim' vaadine ilişkin olarak ''16 yıldır hep satın aldın! Tükettin! Kim dayattı sana satın al diye? Yoksa bu konuda da mı dünya sizi aldattı!'' ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın seçim bildirgesinde olamamasına rağmen OHAL'i kadırmayı ve gündemimizde yok dediği bedelli askerliği çıkaracağını vadettiğini ifade eden Bursalı, bunun altında yatan nedenin anket sonuçları olduğunu belirtti.
AKP'ye yakın anket araştımacılarının sonuç açıklamaktansa gazetelerde Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçileceğini ve AKP'nin seçimi kazanacağına yönelik demeçler verdiğini söyleyen Bursalı bunun iktidar partisi için 'aşağı doğru bir dip dalganın işaretleri' olarak yorumladı.
Orhan Bursalı'nın ''AKP ‘tersine dip dalga’ sarmalında mı?'' başlıklı (19 Haziran 2018) başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle.
Son pek çok anketin ortalaması, RTE’nin oyunu en çok yüzde 47 gibi öngörüyor. Eğer bir ivme varsa, bu aşağı doğru inmeyi sürdürür. Bu işaretleri seçim-vaat söylemlerinde de net görüyoruz. Bildirgelerinde OHAL’in kaldırılacağına ilişkin kayıt yokken, son günlerde seçimlerden sonra OHAL’i kaldıracaklarından tutun, İstanbul adalarındaatları faytonların boyunduruğundan kurtaracaklarına kadar seçimler açısından marjinal mi marjinal sayılacak konulara bile girdiler! Eh, etyemezlerin oylarını alırlar artık! Ki onların hiçbirinin “atlara özgürlük” vaat ediyor diye oyunu RTE’ye vermeyeceği açık seçik olmasına rağmen!
Dün bedelli askerlik gündemimizde yok diyen RTE, bugün seçimlerden sonra bedelli askerliği çıkaracağız, diyor. Tam çark durumu! Muharrem İnce çok daha adil bir yaklaşımda bulundu ve “Bir defa çıkaracağız, geliri üçe böleceğiz, üçte birini şehit ailelerine, üçte birini er askerlere, üçte birini de savunmasanayiine vereceğiz” dedi! Anketçileri, gazetelere propaganda demeçleri verirken, iktidarın önüne koydukları seçmen oranlarının hiç de iç açıcı olmadığını görüyoruz bütün bunlardan. İktidar yine “beka sorunu”, Avrupa’ya saldırı, Trump’ı hedefleme, Kandil’i yok ediyoruz gibi söylemlerle, çok sayıda dış düşman yaratarak AKP çevresinden ayrılmakta olan seçmenleri bir arada tutmaya çalışıyor, ama boşuna! Bir 1 Kasım sendromu daha yaratamayacağı çok açık. Hele 16 yıldır iktidarda olan bir partinin, reklamlarında “Bize ‘üretmeyin, her şeyi satın alın’ diye dayatıyorlar, biz üreteceğiz..” lafazanlıklarına sığınmasına ne demeli? 16 yıldır hep satın aldın! Tükettin! Kim dayattı sana satın al diye? Yoksa bu konuda da mı dünya sizi aldattı!
Bunları neden yazıyorum: İktidar çok ciddi olarak ilk kez, kurduğu bu başkanlık sistemiyle, seçimleri kaybetme ciddi olasılığıyla karşı karşıya. Düşünün, hem Başkanlığı hem de Meclis aritmetiğini kaybederlerse, derin bir şok yaşayacak iktidar. Şüphesiz, seçim bu, milletin oyunu nasıl kullanacağını bilemeyiz. Sadece işaretlerden yola çıkarak bu sonucu anlamaya çalışıyoruz. Fakat iktidarın yaşayacağı şokun, demokratik ve güzel ülkenin, adaletin, özgürlüğün önünü sonuna kadar açacağı da açık ve seçik. Yeter ki sandıklara sahip çıkılsın!