Günümüzden tam 18 yıl önce Beşiktaş'ın eski Başkanı merhum Süleyman Seba bir veda konuşması gerçekleştirdi. Tarihin 13 Şubat 2000'i gösterdiği gün gerçekleştirdiği bu başkanlık görevinden istifa konuşması birçok kişiyi gözyaşlarına boğdu.
İşte taraflı tarafsız herkesin saygısını kazanan efsane başkan Süleyman Seba'nın unutulamayan o tarihi veda konuşması;
"Sayın kongre başkanlık divanı, muhterem üyeler, basınımızın değerli temsilcileri,
Yönetim kurulu arkadaşlarımın çalışma programlarını takdiminden sonra sizlere hitap etmek için söz almış bulunuyorum.
Hepinizi şahsım ve yönetim kurulu arkadaşlarım adına selamlıyorum. Ülkemizin karşılaştığı deprem felaketi ile hayatını kaybedenlere rahmet, hastalarımıza şifa diliyorum. Böylesi bir felaketi bir daha vatandaşlarımıza göstermemesini ulu Tanrı’dan niyaz ediyorum. 2000’lı yılların ülkemize, ulusumuza ve Beşiktaş camiasına sağlık, mutluluk ve başarı getirmesini diliyorum.
Beşiktaş kulübünde hak ve söz sahibi olan ve hesap verilecek tek organ durumunda bulunan siz değerli genel kurul üyelerine hesap verebilmek amacı ile söz almış bulunuyorum.
Ayrıca son 2 yıllık yönetim döneminde göreve geldiğimiz günden başlayarak bugüne dek, gerek şahsıma ve gerek yönetimdeki arkadaşlarıma reva görülen ağır hakaretlere cevabın ancak kurulunuzda verilebileceğinin bilincinde bulunmaktayım. Bütün bu saldırı ve hakaretlere cevap vermekten aciz değildik. Ancak şahsımı ve yönetim kurulumuzu rencide edecek boyutlara ulaşan beyanlar karşısında koyacağımız tepkinin, Beşiktaş için hayırlı olmayacağı görüşü ile içimize sindirememekle beraber sessiz kalmayı tercih ettik. Ancak, her hesabın görüleceği bu genel kurulda, o günlerde duyduğum üzüntüyü sizlerle paylaşma isteğimi de normal karşılayacağınızı tahmin ediyorum.
Beşiktaş kulübünün hiç kimsenin tasarrufunda olmadığı, kulübün tek sahibinin siz değerli genel kurul üyeleri olduğu, malumunuzdur. Kulüp idaresinin ise prensipler manzumesi çerçevesinde, kulübümüzün tüm manevi değerlerini göz önüne alarak yapılması gerektiğine inanmaktayız. Aslında kulübümüzün kamuoyundaki saygınlığı buradan kaynaklanmaktadır. Her zaman temel kural olan 'usül, esastan önce gelir ' prensibine bağlı kalarak üyelerin üretici, yapıcı ve kulüplerine faydalı olabilmeleri için söylemek istediklerini yönetimin içinde usul ve esaslara uygun, Beşiktaşlılık nezaketi ve asaleti içinde söylemeleri beklenen temel konudur.
Görev alan başkan ve yönetim kurulları 2 yıl çalışıp yeniden genel kurulun önüne gelirler ve hesap verirler. yüce kurulunuz bana 8 kere başkanlık görevini vermiştir.
Hatalarımıza anlayış gösterdiniz, sevaplarımıza destek verdiniz, hoşgörülü davrandınız, sabır gösterdiniz, sizlere teşekkür borçluyum. Bana 16 sene tahammül eden sizlere su andaki samimi hislerimi anlatmak isterim.
1943 yılında Beşiktaş kulübüne geldim. 1945’de A takımında oynamaya başladım.
Mütevazı futbol yaşantımdan sonra, 1954’de futbolu bıraktım ve çeşitli dönemlerde değerli başkanlarla çalışma onurunu elde ettim. Hayatta olmayanlara Tanrı’dan rahmet diliyorum.
1984 yılında sayın Mehmet Üstünkaya ile girdiğimiz centilmence bir yarışta tensiplerinizle kulüp başkanlığına getirildim. 16 yıl geçti. 8 kongre geçirdik. İtimat ettiniz, göreve devam ettim. Kısaca anlatmaya çalıştığım şu üç cümle, 97 yıllık kulübümüzün 57 yılında var olduğumu ifade etmektedir. Hepiniz biliyorsunuz, tüzüğümüzde de belirtildiği gibi, bizim düşüncelerimiz ve hedefimiz sporu desteklemek ve geliştirmek, ülkeye başarılı sporcular yetiştirmek, başarılı olmanın anahtarlarını gençlere sunmak, geleceklerini hazırlamak, sosyal ortamlarını ve iletişimlerini, kültür, sanat ve sporla geliştirmek ve kulübümüzü, ulu önder Atatürk’ün ifade ettiği gibi 'ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklı olanını severim' düsturunu ilke edinerek BJK’nın vizyonundan ödün vermeden yolumuza devam etmek idi. Hiç hata yapmadık mı? Hata insanlar içindir. Zaman zaman hatalar yaptık.
Bugünkü kulübümüz, kısır döngüden çıkmış, sağlıklı yapıya kavuşarak her geçen gün daha da güçlenmektedir. Bugünün Beşiktaş’ı artık ne dedikodulardan medet umacak kadar güçsüz ne de gerçek dışı bazı şeyleri Beşiktaşlılık diye etrafa empoze etmeye çalışanların himayesine muhtaç olacak kadar sahipsizdir. Daha önce de ifade ettiğim gibi, kulübümüzün hakiki sahipleri sizlersiniz. bu noktalara beraberce vardık. Geriye dönmekte artık fayda yoktur. Yönetimde bulunanlar veya yönetime talip olanlar: talip olmak için kurulan gruplar, siz kongre üyelerine inandırmanın yollarını aramalı ve icraatları ile ispatlamalıdırlar.
Geleceğimiz için yeni ufuklar açmalıdırlar. Her zaman söyledik, kişilerin tek tek birçok problemi halletmesine imkân yoktur. Hepimiz, dönmesi gittikçe hızlanan bu çarkın birer unsurlarıyız. Bu unsurlar eğer Beşiktaşlılık felsefesinin temel tarifinde birleşmiş, anlaşmış ise, çarkın teklemesi artık mümkün değildir. Bu düşüncelerden hareketle, 16 sene içinde gerçekleştirdiğimiz tapuları kulübümüze ait, bugünkü ekspertiz değeri 125 milyon dolar olan Fulya tesisleri, BJK plazamız ve modern kulüp binamız var. Bu arada BJK’nın geleceği için çok önemli olacağına inandığımız ve tüm Beşiktaşlıların duyarlı olması gereken Fulya projesi önemli gelişmeler göstermektedir. Bu proje benim en büyük hayallerimden birisidir.
Gerçekleştiğini görmek tüm Beşiktaş camiasını mutlu edecektir. Ayrıca 49 yıllığına devletten kiraladığımız Ümraniye’de 145 dönüm BJK’nın geleceğini hazırlayacak olan ve öncelikle çim saha yapımına başlanılan tesislerimiz var. Zamanında asla alınamaz diye dedikodular çıkartılan, açılışında ilk golü atmak bana nasip olan, isimleri, zaman zaman Mithat Paşa, Dolmabahçe, İnönü stadı olarak anılan stadın, seneler sonra yine bizim dönemimizde, büyük mücadelelerle camiamıza BJK İnönü stadı olarak mal edilmesi, benim ve hepimiz için en büyük gurur ve prestij kaynaklarından biridir. Rahmetli Hakkı Yeten stadımızın hemen üstünde açtığımız kapalı spor salonumuz, tüm salon sporlarına hizmet vermektedir ve gelecekte başarılı sporcularımızın yetiştiği yuva olacaktır.
Yıllarca kulübümüze kazandırılması için uğraşılan Akatlar tesislerindeki hukuki davalar, kulübümüz lehine sonuçlanmıştır. bu konuda büyük emekler veren, sayın Erdoğan Tuncer’e teşekkür ediyorum. Yine çeşitli vesilelerle zaman zaman aralarında bulunmaktan mutluluk duyduğum, temelinde eğitim, kültür ve spor yatan, ülkemizin gurur kaynağı eğitim kurumlarından birisi olmaya aday hayata geçirdiğimiz BJK Koleji var. BJK akaryakıt istasyonu, Mart ayında faaliyete geçecektir. Beşiktaş Belediyesinden kiraladığımız, üyelerimizin ayrıca sosyal ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik Çilekli tesislerimiz sosyal yaşantımızın bir parçasıdır. Bu ara gerçekleştirdiğimiz projelerden birisi olup, büyük üzüntülere sebebiyet veren Yeşilköy projesi hazine ve varisler arasında bizim de müdahil olduğumuz dava uzun yıllar devam etmiş, mahkemenin varisler lehine karar vermesi dolayısıyla tarafımızdan kullanılamaz hale gelmiştir ancak 2007 yılına kadar kullanma hakkı bize ait olduğu için yeni mal sahipleri ile görüşmelerimiz devam etmektedir.
Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğünden 49 yıllığına kiraladığımız Pendik kürek tesislerimizin önündeki denizin doldurularak sahil yolu geçmesi dolayısıyla kürek sporu fevkalade zorluklarla yapılmaktadır. Üyelerimizden gelen önerileri dikkate alarak çözümü için kartal belediyesi ile temaslar sürdürülmektedir. futbol alt yapımız özünde söylenenlerin aksine en fazla dikkat ettiğimiz bir husustur. Neticeleri ortadadır. 'Dünya karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getirmediğin ile ilgilenir.'
Bütün bu gelişmelere rağmen tesisleşmeyi bir yana bırakıp, başarıyı sadece profesyonel futbolla ölçenlere sesleniyorum:
16 senelik dönemimizde kulübümüz profesyonel futbol takımına yapılan haksız eleştirilere rağmen, aralıksız her sezon şampiyon kulüpler, şampiyonlar ligi, kupa galipleri ya da UEFA kupasına katılma başarısı göstermiştir.
Hizmet dönemimizde profesyonel futbol takımımızın kazandığı toplam 9 lig şampiyonluğunun 5’ini, toplam 5 kez kazandığımız Türkiye Kupası’nın 4’ünü, toplam 7 kez kazandığımız Cumhurbaşkanlığı Kupası’nın 5’ini, toplam 6 kez kazandığımız Başbakanlık Kupası’nın 2’sini ve toplam 11 kez kazandığımız TSYD kupasının 6’sını müzemize götürdük. Toplamı 22 kupadır. Üzülerek ifade etmek isterim ki, 16 yıllık bu bilanço ortada iken, bu başarıları birlikte yaşadığımız ve birlikte yönetimde yaşanan güzelliklerin kararlarına imza atan ve yine BJK sayesinde toplumda yer tutan, meslek edinen, ayrıca futbol oynadıkları dönemde emeklerinin karşılığı BJK tarafından en iyi şekilde verilen bazı kişilerin basın kanalıyla kulüplerini, şahsımı ve şahsımda yönetim kurulu arkadaşlarımı suçlaması nankörlük değil de nedir?
'İnsanlarla yaşadım, insanı öğrendim
insanlarla yaşadım, insanlığı öğrendim
insanlarla yaşadım, insanlardan nankörlüğü gördüm.
dostlarım, dostlarım…
ama ben dostlarımdan çok korkarım'
diyen düşünürlere hak vermemek elde değil.
Sayın üyeler;
Bizler de muhalefette bulunduk. Kulübe hizmeti geçen hiçbir kimseye hakaret etmedik. Dolayısıyla camiayı yıpratmadık. Kendi futbolcularımıza sahada arkamızı dönmedik. Böyle çirkin organizasyonları muhalefetin bir yolu olarak görmedik. Bizim camiamız farklı dedik. Vefa hislerinin maddi değerlerden çok önde olduğunu her zaman belirttik. Şimdi bu kazandığımız mal varlıklarını, kulübümüzün eriştiği noktaları bir kenara bırakıyorsanız, 16 sene zarfında kulübün ne kadar büyüdüğünü görmek istemiyorsanız, 55 milyon dolarlık bütçeye erişmeyi görmezlikten geliyorsanız, hizmetimizin karşılığını sadece profesyonel futbol takımı başarı veya başarısızlıklarıyla ölçüyorsanız; yapılaşmayı, kurumsallaşmayı bir kenara bırakıyorsanız, o zaman sizlere tamamlanması gereken hizmetleri de hatırlatmak isterim:
Eğitim faaliyetlerine ağırlık verip bir an önce vakıf kurma çalışmaları BJK’nın lehine olacak şekilde tamamlanmalıdır. Kulübümüzün 100. yıl kutlamaları için acilen genel kurulca tasvip edilen bir komisyon kurulup çalışmalarına başlamaları lazımdır.
Modern çağın şartları altında kulübümüzün tüm menfaatlerine zarar gelmeyecek şekilde şeffaf, adil, dünyadaki örneklerinde olduğu gibi şirketleşmesinin gerekli olduğu da bir gerçektir.
Sevgili Beşiktaşlılar;
Bu kongreyi ben herhangi bir kulübün kongresi havası içinde düşünmüyorum. Kulübümüz bizim yuvamız. hepimiz gözümüzü bu kulüpte açtık. Belki de çoğunuzun çocukları sizlerin sayesinde gözlerini dünyaya Beşiktaşlı açtı. Büyüdüler, büyümekteler. Sizlerin görevi bu noktadan sonra kulübümüze sahip çıkmaktır. Kulübümüz yeni yüzyılda geçmişimizden elde ettiği güçle yeni adımlar atmak zorundadır.
Değerli Genel Kurul Üyeleri;
Kulübümüzün vizyonunu, bu vizyondan hiçbir taviz vermediğini, bu vizyona yabancı hiçbir oluşumun maskesi olma durumuna düşmediğimizi ifade ettim. Beşiktaş’ın saygınlığının temel taşları bunlardır. Bu şartlar olmazsa olmaz şartlardır.
Bu vizyona yabancı oluşumların zırhı durumuna gelmenin Beşiktaşımızın saygınlığına büyük darbe vuracağı kuşkusuzdur. Ben geçen dönem Beşiktaş’ın bu niteliklerinden asla taviz verilmeyeceği inancı ile konuştum. Bu eğilimlere girme tehlikesine karşı konulması, bunun için her türlü fedakarlığın yapılması hepimizin vazgeçilmeyecek görevidir.
Biz bugün bize karşı yapılan, organize edilen saldırı ve hareketlerin hırçın ve saygıdan yoksun tutumların temelinde yukarıdaki tehlikenin yattığını düşünüyoruz.
Değerli üyeler,
On altı yıl boyunca üzerime gelen okyanus dalgalarının bende yaratmış olduğu hüznü, genel kurulunuzun sessiz ve sakin sahilinde sizlerle paylaşmaya çalıştım. Bunca seneler boyunca bana göstermiş olduğunuz sabır, anlayış, hoşgörü ve desteğe tekrar tekrar teşekkür ediyorum. 1984 yılında, ilk defa huzurlarınıza çıktığımda, kongre konuşmamın basında söylemiş olduğum sözleri hatırlatmak istiyorum:
'Herkesi bir zaman için aldatabilirsiniz,
bazı kişileri her zaman aldatabilirsiniz, ama herkesi her zaman aldatamazsınız!
Değerli kongre üyeleri; hayatım boyunca ben kimseyi aldatmadım, aldatmaya da çalışmadım'
1984 yılında huzurlarınıza hangi heyecan ve duygularla gelmişsem, bugün de huzurlarınızda, aynı heyecan ve duygularla başım dik gönlüm rahat ve huzur içerisinde sizlere veda ediyorum!"