Sosyal Demokrat Parti (SPD) eski milletvekili Sebastian Edathy hakkında başlatılan çocuk pornosu soruşturması Almanya'da çocuk pornografisine karşı alınabilecek önlemler konusunu yeniden tartışmaya açtı. Edathy'nin Kanadalı bir şirketten yaşları 9 ile 13 arasında değişen erkek çocuklarının çıplak olarak görüldüğü fotoğraf ve videolar temin ettiği öne sürülüyor. Tagesspiegel, konuya mağdur çocuklar açısından yaklaşıyor:
“Tüm hikâyenin başlangıcında kaybedenler duruyor: Üzerinde kıyafeti olmayan, çocuklukları çalınmış 10'lu yaşlardaki çocuk ve gençler. Özellikle yetişkin tüketicilere sunmak için fotoğraf ve film çekmek amacıyla vücutları istekleri dışında kullanılmış Ukrayna ve Romanya'dan çocukların söz konusu olduğu açıkça ortada. Milyarlarca euroluk bu pazar küresel çapta hareket ediyor. Doğu Avrupa'dan gelen fotoğraflar binlerce kilometre uzakta bulunan ve yasa dışı faaliyetleri polisin dikkatini çeken Kanada'daki tüccarlar tarafından piyasaya sürülüyor. Buradaki müşteri listesinde milletvekilinin de adı yer alıyordu. İşte bütün olay böyle başladı.”
Aynı konuyu ele alan Kölner Stadt Anzeiger de yasal düzenlemelerin önemine vurgu yapıyor.
“Alman Federal Yüksek Mahkemesi'nin kararına göre, birinci derecede cinsel bir karaktere sahip olmadığı sürece reşit olmayanların çıplak fotoğraflarının çekilmesinde bir sorun yok. Ancak böyle fotoğraflar şüpheli tacirler tarafından büyük paralar için internette sunulduğunda zararsız olabilir mi? Taciz mağdurlarının temsilcileri, haklı olarak kimsenin fotoğraflarda görünen gençleri düşünmediğine dikkat çekiyor. Yasaların, çocuğunun çıplak fotoğrafını çektiği için her babanın hapis tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceği şekilde sertleştirilmesini de kimse istemiyor. Ancak zararsız aile fotoğraflarıyla sadece yetişkinlerin zevkine hizmet amacıyla çocukların çıplak fotoğraflarının çekilmesi arasında hukukî bir ayrım yapmak mümkün olmalı.”
AB ülkeleri başta olmak üzere göçe sınırlama getirme kararı alan İsviçre'nin Brüksel ile ilişkileri giderek geriliyor. AB'nin misilleme önlemleri sonrasında İsviçre'de şimdi yeni bir referandum daha yapılması planlanıyor. Neues Deutschland gazetesinin konuya ilişkin yorumu şöyle:
“Brüksel, öğrenci değişim programı Erasmus Plus ile milyarlarca euroluk araştırma programı Horizon 2020'ye katılım müzakerelerini dondurdu. İsviçre ikili anlaşmalar uyarınca üye olmadan da uzun süredir entegre olduğu AB iç pazarının ayrıcalıklarından faydalanıyor. Brüksel'den gelen mesaj ise serbest dolaşımın tek yönlü bir yol olmadığı. Bern'de şimdiden yeni bir referandum planları başladı. Halkın göçmenlerle ilgili girişimin uygulamaya konması ve AB ile ikili ilişkilerin güvenceye alınması arasında karar vermesi gerekecek. Anketler, halkın yüzde 74'ünün AB ile anlaşmaların korunması yanlısı olduğunu ortaya koyuyor.“
Frankfurter Rundschau ise Cenevre'deki Suriye görüşmelerinin geleceğine ilişkin bir yoruma yer veriyor:
“Cenevre görüşmelerinden çıkarılabilecek bir ders Esad'ın yoğun baskı altına alınmadığı sürece tek bir milim bile geri adım atmayacağıdır. Baskı ne zaman azalsa, bir bahane bulup zamanla oynuyor. Washington'dan yardım taahhüdü, muhalefet için yeni bir komutan belirlenmesi ve Suriye'deki çatışmalarda gözle görülür yoğunlaşma, bir sonraki müzakere turu için hazırlıklara destek olarak nitelendirilebilir. Askeri stratejiye yönelik büyük bir fikir değişikliği ise pek mümkün görünmüyor. İki taraf da görülebilir zamanda diğerini askeri açıdan yenemeyecektir. Çözüm sadece müzakere masasında bulunabilir.”