Fransız La Croix gazetesi Kırım Yarımadası'nda yapılan Rusya'ya bağlanma kararının çıktığı referandumla ilgili yorumunda şu satırlara yer veriyor:
"Düşünceleri için mücadele etmeye hazır olan göstericilerden oluşan kitleler, 22 Şubat'ta Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç'i devirdiğinden bu yana, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in bu hakareti hazmetmeyeceğini biliyorduk. Moskova'ya sınır olan bir halk Batı'ya yüzünü dönmek için Rusya'ya sırt çevirdi. Kırım Yarımadası'ndaki Rus askerlerinin kontrolü altında yapılan referandum, aynı zamanda bir misilleme ve uyarı. Moskova Ruslara ve yurtdışına, güç ve etkisini açık ve net bir biçimde gösterdi. Ve böylece sınırları dışında Rusça konuşan halkı korumaya hazır olduğunun da sinyalini veriyor."
Letonya'nın muhafazakâr ulusal gazetelerinden Latvijas Avize gazetesi ise Kırım yorumunda şu görüşleri savunuyor:
"Rusya'nın Ukrayna'ya karşı saldırganlığı, Moskova'nın artık stratejik hedeflerine ulaşmak için komşularına sadece ekonomik ve siyasi baskı değil, askeri saldırıda bulunabileceğini de göstermiş oldu. Ne ABD, ne de AB, Rusya'nın komşularına karşı saldırganlığına karşı gelme gücüne sahip. Uluslararası toplum bütün dikkatini Ukrayna'ya verirken, diğer Doğu Avrupa ülkeleri Rusya'nın kendilerine yönelik saldırısından korkuyor. Bunlardan biri de Moldova. Moldova bu yaz AB ile işbirliği ve serbest ticaret anlaşması imzalamayı istiyor."
İspanya'dan El Pais, 'Putin sadece kendisini Batı'dan izole ediyor' başlıklı haberinde şu görüşü dile getiriyor:
"Kırım referandumu ve ABD ile AB'nin Rusya'yı korkutmaya yönelik ilk yaptırımları, beklendiği gibi gelişti. Şimdi ise Vladimir Putin'in satranç oyunundaki bir sonraki hamlesi ile ilgili sadece tahminlerde bulunulabilir. Ancak emareler yatıştırıcı olmaktan uzak. Rusya Devlet Başkanı'nın kaybedecek çok şeyi var. Agresifliği ile şimdiye dek başkalarına karşı düşünceli davranan Almanya Başbakanı Angela Merkel'i de karşısına aldı ve Avrupa'da enerji politikasında değişime neden oldu. Bunun sonucunda Rusya etki ve gücünü kaybedecektir. Moskova'nın G8'deki varlığı tartışmaya açıldı. Putin sadece ve sadece kendisini Batı'dan izole ediyor. Dünyanın geri kalanında da Rusya'ya güvensizlik büyüyor."
İsveç'in liberal Dagens Nyheter gazetesi ise AB'nin Rusya'nın Ukrayna krizinde izlediği stratejiyi yorumluyor:
"Rusya'nın Ukrayna'nın Kırım'ın kendisinden ayrılmasını kabul etmesi için bir uluslararası grubun kurulması yönündeki önerisi, Putin'in diplomasisinin boş olduğunu gösteriyor. Bu, AB ve ABD için sınav niteliği taşıyor. Batı dünyası izlediği çizgiyi iki önemli noktaya yoğunlaştırmak zorunda. Putin yaptığının bir bedeli olduğunu bilmek ve Ukrayna desteklenmek zorunda. Önemli bir Avrupa, zayıf görüşme çağrılarından daha fazlasını başarmak zorunda. AB, Rusya'nın saygısını kazanmayı istiyorsa, ayağa kalkmak zorunda. Putin'in otoriter sistemi ile yüzleşilmesi gerekir."