17 yıl sonra bir ilk gerçekleşti; İmamoğlu ve Yıldırım açık oturumda karşı karşıya geldi

17 yıl sonra bir ilk gerçekleşti; İmamoğlu ve Yıldırım açık oturumda karşı karşıya geldi

AKP’nin başvurusu üzerine YSK’nın aldığı iptal kararı nedeniyle 23 Haziran’da yenilenecek olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerine günler kala CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu ile AKP’nin adayı Binali Yıldırım gazeteci İsmail Küçükkaya'nın moderatörlüğünde karşı karşıya geldi. 

Program boyunca Küçükkaya adaylara sırayla sorular yöneltti ve cevaplamaları için 3'er dakika süre verdi. İki partinin canlı yayın öncesinde vardıkları mutabakat gereği adayların birbirlerinin sözlerini kesmesine izin verilmedi.

"Uzun yıllar sonra iki siyasi rakip Türkiye'nin gözü önünde canlı yayında" sözleriyle açılışı yapan İsmail Küçükkaya, iki ismin de Babalar Günü'nü kutladı. İsmail Küçükkaya'nın sözleri üzerine Yıldırım, "Evlatlarım babalar gününü kutladı" dedi. İmamoğlu ise "Türkiye'nin demokrasisi için kıymetli olur. Kırkpınar meydanı değil" diye konuştu. İmamoğlu, Yıldırım'a Atatürk imzalı kalem hediye etti.

Programın ilk bölümünde seçim sürecine damga vuran tartışmalara dair adayların yorumları alınırken ikinci bölümünde daha çok adayların vaatlerine yer verildi.

Programın moderatörlüğünü üstelenen İsmail Küçükkaya adayların birbirlerine birer soru yöneltmesini istedi. İmamoğlu, 31 Mart’ta AA’nın veri akışının kesilmesini ve İstanbul sokaklarına asılan “Gönül Belediyeciliği kazandı” afişlerini sordu. Yıldırım, bu soruya yanıt verirken “Anadolu Ajansı’nın 31 Mart gecesi yaptığı normal değil, bunu kabul ediyorum” dedi; AA’nın açıklama yapması gerektiğini söyledi. Binali Yıldırım ise, İmamoğlu’na İBB verilerinin kopyalanması talimatını neden verdiğini sordu. İmamoğlu, bunun amacının basit bir yedekleme işlemi olduğunu söyledi, “Sanki ajanlar basmış, ayıp” yorumunda bulundu.

Program'da İBB'de yapılan işlemlere yönelik Sayıştay Raporları da tartışma konusu oldu. İmamoğlu "Sayıştay raporunda İETT ve İSKİ'de yapılan usulsüzlüklerin 753 milyonu aştığı. Belediye taşınmazları işgal olarak kullandırılıyor, işgaliyenin sadece yüzde 20'si tahsil ediliyor" derken, Yıldırım, Küçükkaya'nın sorusu üzerine Sayıştay raporlarını okumadığını ifade etti.

İmamoğlu'nun "Bugün vaad verme konusu bize aittir, sayın Yıldırım'a ait değildir" sözleri üzerine Binali Yıldırım, "Bu ne biçim laf, ben de belediye başkanı adayıyım" diye tepki gösterdi.

Küçükkaya, saat 23:20 sıralarında son bir soru daha sorup sözü adaylara bırakacağını ve ardından programı bitireceğini söyledi ancak hem İmamoğlu hem de Yıldırım bazı başlıkların hiç konuşulmadığını belirterek buna itiraz etti. Bunun ardından program yaklaşık 50 dakika daha devam etti.

Küçükkaya adaylara mal varlıklarını açıklayıp açıklamayacaklarını da sordu. Yıldırım, kamu görevinde bulunması dolayısıyla mal beyanı verdiğini ancak kamuya açık olmadığını belirtti. İki aday da mal varlıklarını açıklayabileceklerini belirtti. 

Program Yıldırım ve İmamoğlu'nun eşleri ve çocukları ile birlikte fotoğraf çektirmesiyle son buldu.

Açık oturum gazeteci İsmail Küçükkaya'nın kuralları sıralamasının ardından başladı. İlk soru Binali Yıldırım'a geldi.

Küçükkaya: Biz bu seçime neden giriyoruz?

Binali Yıldırım: Sizin oylarınız sayılırken bir takım garip işler oldu, şaibe karıştı. YSK da bu durumu değerlendirdi, yenilenmesini değerlendi. CHP bu konuda bize yardımcı olmadı, yenileme konusunda. Keşke oyların tamamı sayılabilseydi. Bu seçimde oylar çalındı. Oylar sayılmaya başlandı. Yüzde 90 sayılsa sonucun değişeceği aşikâr. Onun için oyların sayılmasını çok istedik, maalesef oyların tamamı sayılmadı.

Oyların yer değiştirmesi de çalınması ile aynı anlam taşır. Benim oyum başka bir adaya yazılıyorsa bu çalınmadır, bunun başka bir izahı yoktur. 

Küçükkaya: Oylar çalındı iddianızda ısrarlı mısınız?

Yıldırım: Evet oylar çalındı. Yüzde 10'u sayıldı 13 bin 929'a düştü. Geriye kalan yüzde 90 sayılsa farklı sonuç çıkacağı aşikar. Malesef bir dirençle karşılaştığımız için saydıramadık.

Küçükkaya: Oyları kim çaldı sorusu...

Yıldırım: Onu bulacak olan yetkililerdir. Siz yolda gidiyorsunuz birisi cüzdanınızı çekti. Polise gidiyorsunuz 'cüzdanım çalındı' dersiniz. 'Benim cüzdanım yer değiştirdi' demezsiniz. Oyların yer değiştirildi, bu çalınmadır. Nitekim sayımlarda da bu ortaya çıktı. YSK da bu delilleri dikkate alarak seçimin yenilenmesine karar verdi.

Ekrem İmamoğlu: “Oyların yeniden sayılmasını istedik, CHP kabul etmedi” yanlış bir ifade. TV kanallarının bir kısmı seçim kapanalı 1 saat oldu, oy oranlarını açıkladı. Veri almama kısmı 12 saate yakın sürdü. Oylar 99,8 olduğu andan itibaren veri durdu. Nasıl olduysa 'Seçimi kazandık' açıklaması yapıldı.

24 bin 57 ilk tutanağın sayısı. Oy sayımının birkaç aşaması var, 13 bin oya indi gün sonunda.

Küçükkaya: YSK'nın kararı verildi, biz seçmen olarak zarfın içerisine 4 pusala attık. Nasıl olur da 3'ü geçerli 1'i geçersiz sayılır?

İmamoğlu: AA bu veriyi niye kesti. Sayın Yıldırım'ın bir açıklaması yok. Sayın Bakanlarla görüştüğünü ifade etmişti. Niçin 12 saat veri verilemedi. 20 bin 388'e maddi hatalardan sonra inildi. Geçersiz oylarla beraber sayı 13 bin 888'e indi. Sonra AK Parti yetkilileri sondaj yapacağız dedi. Ve 13 bin 729'a indi. YSK bir karar verdi, 24 binden 14 bin 657'ye inen oy oranı. Şu zarf, 4 oy var burada. Oyları çıkarıyoruz. Muhtarlık seçimi aynı zarfta, ilçe belediyesi meclis üyesi seçimi, pırıl pırıl, ilçe belediye başkanlığı seçimi, 25'i AK Parti kazandı. Bu da pırıl pırıl.

Şaibesi Büyükşehir Belediye Başkanlığına dokunuyor. Yani şu 20 TL. Diyorsun ki, 'Senin 20 TL'nin 5 TL'si sahte' Buna hiç kimse inanmaz. Bu süreçte çaldılar, kime? Ben de bilmiyorum olmaz. Bu çaldılar lafı olmaz. Kime söylüyorsunuz? AK Partili sandıkta görev alan kardeşlerime mi söylüyorsunuz? İYİ Parti CHP'lilere mi söylüyorsunuz? Mektupta çaldılar diye bir tarif yok. Meydanlarda, caminin önünde çaldılar sözü var.

Yıldırım: Olayları çarpıtmanın gereği yok. 29 bin fark 13 bin 729. Başlangıçta ne kadardı? Kaldı ki Ekrem Bey ilk açıklamasını akşam 21.00'de yaprı. Benim ilk açıklamam 23.25'tir. Kazandık dedim, sayı da vermedim. orada bir hata yok. AA'nın yayına neden kestiği benim işim değil. Bizim orada müşahitlerimiz var. Mazbatalar işleniyor ona göre genel merkezimizden teyit de ediyoruz.

4 pusula meselesine gelelim. Bu tamamen aldatmacadır. 4 ayrı pusula var. Ama itiraz edilen Büyükşehir Belediye Başkanlığı oyu. İlçeler için itiraz var. Maltepe için MHP, Büyükçekmece için AK Parti, Sancaktepe için CHP. Neden tamamını saydırdı? Demek ki orada şüphesi var. İtiraz  olan pusula sayılır. Biri niye çalındı gibi işi çarpıtmanın gereği yok.

31 Mart'a takılmayalım. Biz yeniden sayılmasına itiraz etmedik dedi Ekrem Bey. Bu kocaman bir yalan. YSK da ret kararına uydu. Tamamının sayımını asla kabul etmedi CHP.

Bizim istediğimiz ortadaki şüpheler, şaibeler kalksın. İstanbul halkını düşünerek bunu istedik. 23 Haziran'a gidiyoruz. Söylemlerimde hiçbir değişiklik yok. İstanbul'u konuşuyorum, İstanbul'u anlatıyorum.

Biz bir ittifak ile seçime giriyoruz. İki ittifakta kimler var, partiler var.

İmamoğlu: Saat 21.00 gibi açıklama yaptığımız doğru. Yüzde 64'te rakibimizi gösteriyor dedik. TV kanalları Anadolu Ajansı'nın verileri ile hukuksuz bir yayın yapmışlardır. 02.20'de 29 bin 408 verisi artık sonucun değişme şansı kalmamıştır. Bu veriler üzerinden söyledim. 1 Nisan'daki veriler burada.

24 bin 57. İşinize geldiğiniz gibi rakamları uydurmayın. YSK'nın kararında çaldılar yok. Sadece sandık görevlilerine bakıyor. Soyadına, yüzüne bakarak seçmeni tandıklarını söylediler. Yenilenen seçim demokrasi mücadelesi seçimidir. Hakkımızı gasp edenlere karşı verilen bir demokrasi mücadelesidir. Geçmişte beka sorunu var diyenler, bu süreçte hiçbir beka sorunu yok.

Küçükkaya: 31 Mart'ta Binali Yıldırım'a oy verdim ya da sandığa gitmedim. Ben neden İmamoğlu'na oy vermeliyim?

İmamoğlu: 31 Mart akşamını geçelim dedi sayın Yıldırım, geçemeyiz. 31 Mart gecesi AA'nın veri girişi, Yıldırım'ın kazandık demesi, İstanbul 'Gönül belediyeciliği kazandı' afişleri ile donatıldı. Biz mücadelemizi verdik. Yüz binlerce görev yapan insan arkadaşımın hakkı var.

YSK'nın böyle içtihadı yok. Bu süreç bir kurgudur. AA ile görüşmedim demek doğru gelmiyor. AA işlerine gelmediği için verileri kesti.

Biz demokrasi mücadelesi veriyoruz. Kul hakkı yiyenlere karşı mücadele veriyoruz. İstanbul'da temiz yönetimin mücadelesini veriyoruz. AK Partili kardeşlerimden de oy istiyorum.

Küçükkaya: Ben 31 Mart'ta Binali Yıldırım'a oy verdim ya da sandığa gitmedim. Ben neden Yıldırım'a oy vermeliyim?

Yıldırım: Biz açıkça bu seçim sonrası yaşanan olaylara ilişkin hukuk mücadelesi vererek hakkımızı aradık. Biz çok istemedik tekrarlanmasını. Tamamının sayılmasını engellemeseydi CHP, seçim yenilenmezdi. Biz birbirine yakın oy aldık. En son sayım işi bittikten sonra aradaki fark 13 bin 729.

AA ile görüşmedim, görüşsem görüştüm derim. Her şeyi tolere ederim Ekrem Bey, yalana tahammül edemem. Bakanlarla görüşmem sanki algı oluşturulmayı çalışılıyor, her zaman görüşürüm. Neyi ispat etmeye çalışıyorlar? Bakanlar seçim sonucunu mu değiştirdi?

Küçükkaya'dan Binali Yıldırım'a: Sosyal medyada 25 yıldır İstanbul'u yönetiyor, 17 yıldır da merkezi yönetim partinizde. Bu vaatlerin neden şimdi yapıldığı tartışılıyor...

25 yıldır biz İstanbul'a çok hizmet verdik. AK Parti belediyeciliği İstanbul'a çok şey kazandırdı. 94'te kişi başına 14 litre şimdi 101 litre su veriliyor.

Atık su arıtma oranı yüzde 9'du, şu anda yüzde 99,5. Yeşil alan 10 milyon metrekareydi, şimdi 62 milyon metrekare.

32.700 yolcu sayısı varken, 4 milyon 505 yolcu.

Su indirime önce karşı çıkıldı İmamoğlu dediğinde...

Su indirimi bizim vaadimizde de var. AK Parti'nin önerisi ile ve ittifakla meclisten çıktı. Ve bizim önerdiğimiz haliyle çıktı. 

(İmamoğlu'na) 18 günlük bir belediye başkanlığınız oldu...

İmamoğlu: Ekrem Bey'in yalan konuştuğu cümlesine programa olan saygımdan müdahale etmedim. Ben yalan konuşmam, kimseye de böyle ithamda bulunmam. 6 ilçede yapılan oluşan fark nedir? oluşan fark 469. 

Asıl fark geçersiz oylardan. Geçersiz oyları geçerli saydınız. Verdiğimiz vaatleri tek tek yerine getirdik. Ulaşım indirimi vaadimizi kopyaladılar. 

20 saniye alacağım var. Tabii ki yapacaksınız. Sayın Cumhurbaşkanı belediye başkan oldu. İyi de bir dönem geçirdiler o zaman. Bunları inkar etmenin anlamı yok. Su indirimi, ulaşım indirimi bizim önerimiz. Biz taahhüt ettik, yerine getirdik. Bence alkışlasalardı, daha makbuldü. Ama kopyada çekseler, zaten öyle olmalıdır.

Binali Yıldırım, İmamoğlu'na soru soruyor

Küçükkaya: Ekrem Bey, Binali Bey'e bir soru sorar mısınız? Ondan da rica edeceğim.

İmamoğlu: Tekrar soruyorum, sayın Yıldırım AA o akşam yaptıkları sizin için ne ifade ediyor? Bunun cevabı benim için çok önemli.

Küçükkaya: Anladığım şuysa bu açık oturumda 31 Mart'ta ağırlıklı olarak

İmamoğlu: Kısıtlama mı getiriyorsunuz?

Küçükkaya: Hayır

İmamoğlu: İçinde birkaç soru birleşebilir. Bakanlarla yaptığınız görüşmeleri çok doğal ve normal karşılarken AA ile hiç görüşmediğinizi ifade ediyorsunuz. Sabaha karşı İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bilboard'ları 'gönül belediyeciliği kazandı' talimatı kimin tarafından verildi? Ben çaldıların kim olduğunu merak ediyorum.

Yıldırım: Bunu AA açıklamalı. Normal bir şey değil, kabul ediliyorum ama bunu ben değil AA açıklanmalı. 25 tane AK Parti kazanmış İstanbul'da. Büyükşehir Belediye Başkanı meclis üyelerinin 180 tanesini kazanmış. Millet İttifakı 130 tane kazanmış. Seçimi kaybettik mi diyecektik? Ayrıca büyükşehir belediyesinde 50 fazla meclis üyesi kazanmışız. Anlamakta zorlanıyorum.

İmamoğlu: Sorum anlaşılmadı, bilboardlara afişleri niçin asıldı. Talimatı kim verdi? Bu doğru mudur? Yapılmalı mıydı?

Yıldırım: Herhalde anlatamadık arkadaşa, Ekrem Bey'e. 39 belediyenin 25'ini AK Parti, nüfusun yüzde 65'ini teşkil ediyor, kazanmışız. 310 üyeliğin 180'ini kazanmış. Çoğunluk Cumhur İttiakı'nın. Sonuç buyken kaybettik mi diyecektik. O afişler partimiz tarafından asıldı. Nitekim bir iki gün sonra onlar da astılar. Daha YSK kararı verilmemişti.

Yıldırım, İmamoğlu'na soruyor

Küçükkaya: Şimdi Binali Bey size soracak. 3 dakikalık yanıt verdikten sonra molaya gideceğiz. Siz bir soru sorun, İmamoğlu yanıt versin. Sonra 10 dakikalık araya gideceğiz.

Yıldırım: Siz gelir gelmez hemen büyükşehirin veri tabanını kopyalama talimatını neden verdiniz? Bunun Kişisel Verileri Koruma Kanunu'na aykırı olduğunu bilmiyor muydunuz, hukukçularınız sizi yanılttı mı?

İmamoğlu: Sayın Yıldırım'a şunu hatırlatmak isterim. Bu soru sayın Yıldırım'a soruldu ve şu cevabı verdi, 'Bir belediye başkanı belediyesiyle ilgili her türlü işlemi yapabilir' dedi.

Yıldırım: Devamını neden okumuyorsunuz?

İmamoğlu: Bu cevabı verdi kendileri. Tekrar izah ediyorum. Bu bir veri yedekleme işlemidir. Veri kopyalaması yapılır ve yapılır. Verdiğimiz talimat da 31 Aralık, 31 Mart yani seçim gecesi. 18 Nisan bize mazbatanın teslim edildiği gün. Bunları milat kabul edilerek veri tabanlarının yedeklenmesi ve korunması. Afaki değişiklik yapılabilir, bize de ihbarlar geliyordu. Kaldı ki yapamadık, yetişmedi. Kaldı ki hukuksuz bir karar. Ancak veri yedekleme, yani bu kadar basit, kolay bir işlemi başka bir yere taşımak.

Küçükkaya: Güvenlik açısından riski yok mu?

İmamoğlu: Hiçbir riski yok. Bu yine İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde olacaktı. Yani ajanlar basmış vs. yazık günah. Böyle kavramlar üretmek, sayın Yıldırım'a süreci daha iyi analiz etmesini dilerim, talep ederim. Bunu da uyarı olarak söyleyeyim, 'Bir belediye başkanı belediyesiyle ilgili her türlü işlemi, incelemi yapabilir'. Bu basit kavramla kendisine ifade etmek isterim.

Yıldırım: Ben mutlaka cevap vermek isterim. Çarpıtma var.

Küçükkaya: Burada moderasyon var. Ben sizlere adillikle sağlıyorum. Dönüşte size bununla ilgili söz hakkı tanıyacağım. Sevgili Türkiyem 10 dakika ara, daha sonra aynı mantıkla, mümkün olduğu kadar bütün soruların sorulduğu demokrasi meydanı devam edecek.

-CANLI YAYIN YENİDEN BAŞLADI-

Küçükkaya: Bu tarihi günde 16 Haziran 2019 Pazar akşamında demokratik hayatımız bakımından çok önemli kritik bir kavşaktayız. Şimdi ağırlıklı olarak ekonomi konularına da değineceğiz ama İstanbul için önem arzeden konular var. Sayın İmamoğlu'nun 18 günlük belediye başkanlığı süresi içerisinde veri kopyalamasına ilişkin olarak sorulmuştu. Sayın Yıldırım bir söz hakkım var demişti. Sayın Cumhurbaşkanı Tacikistan'da açıklama yaptı. 'Nihayetinde bu bir İstanbul seçimi, kazanan göreve gelecek' dedi. Sonuca herhangi bir itirazınız olacak mı?

Yıldırım:  Vatandaşlarımız bilsin biraz teknolojiyle aram iyidir, bu internet altyapısını biz yaptık. Veri yedekleme ayrı kopyalamak ayrı iştir. İstanbul'un bilgileri yedekleniyor. Veri yedeklemesi yapılmadan hiçbir şekilde veri saklanamaz. Bu güvenlik meselesidir. Bilgisayarınızda bile yedekleme sistemi vardır. Benim söylediğim cümlenin ön kısmını Ekrem Bey ifade etti. Efendim tabii ki belediye başkanı her şeyi inceleme yetkisi var. Ancak devamı var niye kopyalama ihtiyacı duysun. İstediği zaman istediği bilgiyi maiyetindekiler alır getirir. Benim söylediğimle burada ifade edilen aynı şey değil. Kaldı ki mahkeme kararı da onu da tanımıyor gibi şey, öyle de bir algı, o mahkeme kararı da yanlış dedi. Onun ilgisiz dediği, Eyüp'ten seçilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Meclis Üyesi avukat. Bu veri kopyalama işlemi bir FETÖ taktiğidir. Geçmişte bunu FETÖ yaptı. Üç tane dışarıdan uzman da görevlendirme yaptı. Bu başlı başına fecaat bir şeydir. Devlet umurunda böyle bir şey yok. Dışarıdan adam tayin edip en hassas yerlere, kozmik odalara tayin edemezsiniz. Seçim sonrası sayımda da itiraz süreci icap ederse yine olur. Bu sefer belki biz etmeyeceğiz sayın Ekrem Bey edecek. Ben iki taraf için de normal olduğunu düşünüyorum. Umarım itirazı gerektirmeyecek bir fark olur.

İmamoğlu: Bu soru hâlâ yanıtlanmadı: Çaldılar, kim çaldı?

Küçükkaya: Seçim sonuçlarını tanıyacak mısınız?

Yıldırım: Seçim sonucunu kabul etmemek gibi bir lüksümüz mü var? Her seçimin sonucunu kabul ederim. Seçim sonunda itiraz edilmesi gerekirse olur. Belki bu sefer biz değil de Ekrem Bey itiraz edecek.

İmamoğlu: Elbette ki seçimlere itiraz haktır. Uydurma gerekçelerle itiraz yapmayız. Dolayısıyla bizim sürece dair eleştirdiklerimiz bunlardı.

Çaldılar sorusu cevaplanmadı. Bilmiyorum olmaz. Binlerce insan tarafından tekrar edildi; cami avlusundan miting alanlarına kadar. FETÖ uygulamalarının nasıl olduğunu bilmem, tecrübem yok.Veri kopyalama işlemi, bakanlıklarının dışına çıkarılmaması kararı net iken kısıtlı seçmenlerin listeleri AK Parti'nin verilmesidir. Bizim yaptığımız işlem çok masum bir işlem. Yıldırım da eminim bunu biliyor. 23 Haziran'da yüz binlerce insanın katkısıyla güvenli olacaktır. 

Ordu'da VIP krizi

İmamoğlu: Trabzon memleket ziyareti, Karadeniz illeri ziyaret. Miting değil bayramlaşma çağrısıydı. Muazzam bir buluşmaya dönmüştür. Bu muazzam süreç bir tuzakla sona erdirilmek istendi. Benim nasıl sükunete davet ettiğim belli, annemin düştüğü durum belli. VİP süreçlerinin net olarak düzenlenmesi gerekir demek ki. Geçenlerin haddi hesabı yok. Trabzon VİP'den geçtim, Ordu'dan neden geçirilmek istenmedim bilmiyorum. Sayın genel başkan yardımcısına ne dediğimi biliyorum, valiye ne söylediğimi biliyorum. Bu İstanbul'un konusu değildir. Basitleşmiştir demek hakaret mi, hakaret etmedim. Bize Yunan, Pontus, terörist dediler.

Yıldırım: İzmir seçimi çok geride kaldı. 17-25 Aralık'ın gölgesinde seçim geçirdik. Seçimin kaybedini kazananı yok. Anıtkabir'e gidip belediye başkanı olarak imza atsa da. Hayretle izliyorum, Ekrem Bey bu çarpıtmayı alışkanlık haline getirdi. Yalan denilmesine kızıyor. Soruları almadım. Sonra siz de yalanladınız. Saadet adayının çocuğu işten atıldı dedi, yalanladı. En yakın arkadaşı Portakal bile Ordu işini söyledi.

Özür dileseydi. Valilikten özür dilemesi gerekirdi demişti, İstanbullular ve milletten özür dilemesi gerekir. Çünkü millete yalan söylemiştir. Ben İstanbul'a güveniyorum.

Yıldırım: İstanbul Türkiye'nin özetidir. İstanbul'da 81 vilayet var. Rengarenk. Biz İstanbul'a çok güzel hizmet yapacağım.

Küçükkaya: İKSV'nin müzik açılışındayım. Bana çok sayıda mesaj geldi. Ben kimseye soru vermedim. Fatih Altaylı, sizin soruları istediğinizi, soruları verdiğimi ve İmamoğlu'nu arayıp size de vereyim mi dediğini söyledi. Onu açıklamak istedim. Engin Altay ve Mahir Ünal ile konuştuk ertesi gün.

İmamoğlu: Yıldırım yine yanlış bilgilendirmiştir. Yalan söylemiştir cümlesini üstüne basa basa ifade etmiştir. Benim ifadem de İsmail Küçükkaya yok. Bana gelen bilgi karşı tarafından soruların belirlenmesi, moderatöre verilmesi şeklinde. Ben bunu kabul etmedim. Bu konuşma siz yoksunuz. Yalan söylemiştir dediniz, ben sabırla dinledim. Benim oradaki ifadem nettir, kötü söz sahibine aittir diyerek kapatalım.

Küçükkaya: Bir Sayıştay raporu var. Son 5 yılda 753 milyon bir zarardan bahsediliyor. Son zamanlarda çok tartışma konusu vakıflara ayrılan son 1 yılda 308 milyon lira. Belediye başkanı olunca siz nasıl yapacaksınız?

Yıldırım: Sayıştay raporunu gördünüz mü İsmail Bey. Sayıştay raporunda öyle bir rakam yok. 108 milyon mu ne. Bu yalan. Yalan olduğu İstanbul Büyükşehir Beledise tarafından açıklandı.

Küçükkaya: Sayıştay'dan hiç yalanlama gelmedi.

Yıldırım: Geldi, onu bilmenizi isterim. Maalesef yeterince bu konu duyurulamadı. Onların yerine biz duyurmak zorunda kaldık. Böyle bir şey yok, kısacası yalan. Hadi doğru değil diyelim, Ekrem Bey alınmasın. Nitekim o televizyon programında bir düzeltmeyi yapınca 'doğru değilmiş' dedi ve geçiş yaptı. Değerli arkadaşımız bu konularda daha ilkeli davranmasını beklerim. Bu güne kadar ortaya atıp, kafa bulandırmaya çalışıp, bütün meselelerin doğru olmadığı ortaya çıktı. Bunları tek tek sayarım. Ama ben zul duyarım. Ama biz İstanbul'u konuşamadık.  Vakıflarla ilgili de açıklamalar yapıldı. Zaten belediyeler vakıflara nakit kaynak aktaramaz.

Küçükkaya: Arazi verir

Yıldırım: Bu vakıflar eğitime destek veriyor, sosyal sorumluluk projeleri yapıyor. Yaptıkları iş tamamen kamu yararı. FETÖ'nün beyin yıkamak için gençleri devşirip, 15 Temmuz'u başımıza sardıysa bu vakıflar da o tehlikeyi bir daha yaşamamak için bu işleri yapıyor.

İmamoğlu: İstanbul'un en büyük sorunu yoksulluk. Kul hakkı meselesini çok önemsiyoruz. Sayıştay denetiminden çıkan raporu arzu ederse sayın Yıldırım'a takdim ederim. İETT ve İSKİ'de 753 milyon TL'ye ulaştığını söylüyor.

Küçükkaya: (Binali Yıldırım’a) Sayıştay raporunu siz okudunuz mu?

Binali Yıldırım: Yok ben okumadım.

İmamoğlu: Yanıltılmış olabilir, aldatılmış olabilir. İstanbul'un bilboardlara cevap yazdılar. Şu an bir seçim süreci, bunu kimler asıyor. 23 Haziran'dan sonra ona karar verir. Sadece İBB'ye ait, ihtiyaç fazlası araç kullanma 1810 araç. 7 personele bir binek araç düşüyor. Tasarruf yapacağız, ekonomik seferberlik başlatacağız.

Benim uzaktan yakından hiçbir alakam yok. Sayın Yıldırım çok talihsiz bir şey söyledi. Belediye var, yurtlar için. Ensar Vakfı'na 29 milyon verilmiş. Ben yapamıyor muyum da başkasına ihtiyaç duyacağım. Ben her kesimden vakıfla işbirliği yapmış belediye başkanıyım. Temiz vakıflarla işbirliği yapılabilir ama yurdu belediye yapar. Yurdu belediye yapar. Kadınlar için de erkekler için de ayrı ayrı yapacağız yurtlar. İBB olarak yurtlar yapacağız, eğitime destek vereceğiz, kreşler açacağız.

Bizim o işlerle işimiz olmaz. Devletine inanan bir ahlakımız var. Bizim terör örgütünün hiçbirisi ile zerre ilişkimiz olmaz.

Binali Yıldırım'ın vaatleri

Küçükkaya: Ekonomide sıkıntılı süreçten geçiyoruz.  İşsizlik ciddi problem haline gelmiş. İstanbul gibi dünya metropolü kent yoksulluğu gibi bir kavramla karşı karşıya gelmiş. Siz seçilirseniz ne yapacaksınız?

Yıldırım: Temiz vakıflara veririz diyor. Deterjanla yıkayarak mı? Hiçbir şekilde belediyeler bu kuruluşlara nakdi destek olamaz.Vakıflara destek olmak yanlış bir şey değil. İnsanları bir araya getiriyorlar, ihtiyaçlarını görüyorlar. Bu vakıflara nakdi bir kuruş verilmemiştir. Burada algı operasyonuna gerek yok. Memnun oldum FETÖ'ye yönelik beyanatından. 15 Temmuz'da şehit verdik. FETÖ örgütü ile mücadele devam edecek, hukukun içinde kalarak.

Ekonomik bir sıkıntı çekiyoruz. Bu da insanların hayatına bir şekilde yansıyor. İstanbul Avrupa'nın 13. büyük şehri. Gelen turistin üçte biri İstanbul'a geliyor. Gelecek beş yılda 500 bin istihdam sağlayacağız. Tuzla'da biyoteknoloji vadisi kuracağız, 50 bin kişiye istihdam sağlayacağız.

Ayrıca bir teknoloji üssü kuruyoruz. Yapay zekâ merkezinden gençler istihdam edilecek. İstihdam miktarı da 24 bin. Pendik'te bir teknoloji geliştime merkezi olacak. Örneği, Singapur'da var. Atatürk Havalimanı, millet bahçesi ve kongre merkezi olacak. Buradaki amacımız Avrupa'nın 50 milyonluk fuar kongre turizminin yüzde 10'u.

İmamoğlu'nun vaatleri

İmamoğlu: Ben temiz vakıflarla işbirliği yapacağım dedim, vakıflara vereceğim demedim. Her şeyi konuşmaya hazırım. Bu şehrin yoksulluğu var. Bu şehrin 3 gencinden biri işsiz. Yüzde 15'i aşmış bir işsizlik. Bu belediyenin parasını israf ettirmeden tasarrufla değerlendirerek kullanmaktır.

Biz açlık sınırı altındaki ailelere 2020 TL'ye kadar maddi destek sağlayacağız. Eğitim destek paketinin içinde 500 bin öğrencimiz var, işsizlik destek paketimiz var. İşsizimiz yanında olacağız. Bölge istihdam ofislerine kayıt yaptıran 200 bin insana yardımcı olacağız. 25 yaş altı öğrencş olmayan gençlere de yüzde 40 indirim yapacağız.

Küçükkaya: İstanbul'da yaşayan bir Kürt kardeşinizin size oy vermesi için ona ne dersiniz?

İmamoğlu: Yoksuldan, sosyal politakalardan bahsettim. Türk kökenli, Kürt kökenli demiyorum. 16 milyon İstanbullu diyorum. Partizanlığı İBB'den söküp atacağız. Parti hizmet için bizim için araç. Bakırköylü çocuk ile Esenyurt çocuğu eşitleyeceğiz.

Bu kadar keyifli bir şehir inşa etme peşindeyiz. Benim söylediğim 'Gönül belediyeciliği kazandı' afişi neden asıldı. Partizanlığın yok edilmesi için sayın Yıldırım'ın da mücadele etmesi gerekir.

Yıldırım: Biz hizmet yaparken İstanbul'da ve Türkiye'de. İnsanların etnik kökenlerine, inançlarına bakmayız. İnsanlarımıza hizmet götürürken herkese aynı hizmet götürürüz. Particilik seçimlerde kampanyada parti vardır. Kampanyada partimizin söylemlerini dillendirirsiniz, seçim bittiğinde rozetinizi çıkarıp hizmet yaparsınız. Biz partizanlık yapıyorsak, adres bizeyse bunu şiddetle reddederim. İzmir'in toplu taşıması İZBAN'ı CHP belediyesiyle beraber yaptık. Çevre yolunu, Konak tünelini yaptık. İzmir-İstanbul yolunu yapıyoruz. Süre 2,5 saate düşecek. Partizanlığı şiddetle reddederim. 81 vilayetten İstanbul'a gelen bütün hemşehrilerimize 780 bin kilometrekare vatan toprağının her köşesinden İstanbul'a gelmiş, burayı evi, işyeri yapmış, çocuklarının geleceğini düşünen 15 milyon İstanbulluya hizmet için varız. İstanbulluya yapılan hizmet asla israf değildir. İstanbul'a 1994'den beri hizmet ediyorum. İDO Genel Müdürü yaptım. 4,5 yılda İDO'yu dünyada kendi sınıfında 1 numara yaptım.

Mal varlığı beyanında bulunacaklar mı?

Küçükkaya: Bu akşam olağanüstü bir iyilik yaptınız. Medeni cesaretinizi gösterdiniz. Sosyal medyada çok konuşulmuş. Her ikisinden mal varlığınızı açıklamanızı istiyorlar. Siyasete girmeden önce ne kadar paranız vardı, şimdi ne kadar. Belediye başkanı seçilirseniz mal varlığı beyanında bulunur musunuz?

Yıldırım: Mal varlığı beyanında bulundurmak bizim keyfi, ihtiyarımızda değil. Mecbursunuz. Kamu adına hizmet görüyorsanız, memur dahi olsanız, mal varlığı beyanınız olacak. 16 yıldır malvarlığı beyanı veriyorum. Her sene değişiklik olursa yeniliyoruz. Kamuoyuna açıklama diye bir adet yok. Benim açımdan hiç farketmez. Ama herhangi bir dava konusu oldu mu malvarlığı mahkeme tarafından talep edilir, dosyaya konur. Benim açımdan bir sakıncası yok. Çocuklarımın mal varlığının zaten bir koruması falan yok. Onlar ticaretle uğraşıyorlar, onlarınki kamuya da açık. Herkes bakar. Bu konuda davalar da oldu. Birçok davalar kazanıldı. Biz hiçbir şekilde malvarlığımızı, geçmişimizle, yaptıklarımızla her zaman hesap verdik, bundan sonra da vermeye hazırız. Hem burada hem öbür tarafta.

Küçükkaya: Siz efendim. Binali Bey, böyle bir adet yok. Siz kamuoyuna açıklar mısınız?

İmamoğlu: Sayın Yıldırım'ın açıkladığı gibi kamu görevlisi olmamızdan dolayı mal beyanımızı veriyor. Ben de 5,5 yıldır her yıl yenileyerek veriyoruz. Hatta büyükşehir belediye başkanı seçildikten sonra beyan etmiştim. Yeni bir süreç, yeni bir ahlak anlayışı. Belediye başkanı, milletvekili olmak, bakan olmak bir meslek değil. Hepimiz bir görev yerine getiriyoruz. Başka görevler de nasip olabilir. Erdemli, ahlaklı süreci iyi yönetebilmek, hesap vermek adına dürüstlüğümüzü ortaya koymak adına, bu önerinizi aynen sayın Yıldırım gibi zevkle kabul ediyorum. Tabii ki ailece olmalı. Ben var, eşim var, babam, çocuklarım var.

Suriyeli mülteciler

İmamoğlu: Mülteci konusunu biz iyi yönetemedik. Mülteci konusu bir takım evrensel hükümler taşır. Türkiyemiz yalnız bırakılmıştır. 16 milyon şehirde nasıl sessiz kalabilirsiniz? Mülteci insanların envanterini çıkarıp çocuğu ve kadını koruyacağız. İnsanlık dışı uygulamaları desteklemiyorum, kendi partim de olsa. Nerede yanlış yapıyoruz? Ülkenin her yerine dağılmamalıydı. Belediyelere düşen görevler nelerdir? Biz uluslararası alanda da güneyde yaşanan olaylarda barış sürecine katkı sunmalıyız. İstanbul'un sokakları tehdit altında, insanlar ekmeklerinin elinden alındığını düşünüyor.

Yıldırım: Suriye'de savaştan kaçıp bize sığındılar. Bu işin başlangıcı böyle oldu. Bunlar geçici koruma statüsünde. Bunların hepsinin kaydı var. Uluslararası camia gerekli desteği vermedi.

Akdeniz'den sınırlarına ulaşanları oralarda açlığa terk ettiler, denizde boğulmalarına göz yumdular. 500 bine yakın Suriyeli gitti. Fırat'ın doğusunu temizleyip diğerlerini de göndereceğiz.

Bazı bölgelerde sayı fazla. Burada bir asayiş sorunu, İstanbulluların rahatını kaçıran işler karışırlarsa, hiç kusura bakmasınlar tutar göndeririz.

İBB'de mültecilerle ilgilenen bir birim var. Birimi güçlendirebiliriz.

Küçükkaya: Kadının toplumsal hayatta güçlendirilmesi meselesi çok önemli. Her ikiniz de eşinizle geldiniz. Kreş mesela...

Yıldırım: Kadının iş hayatına katılması, toplumda etkin rol almasında ciddi bir artış var. Siyasette de artış var. Üniversitede kız öğrencilerin erkek öğretmenlerden fazla. Hâkimlerin sayısı erkeklerle hemen hemen aynı sayıda. Bizim yoğunlaşmamız gereken ev hanımları.

Onların da sosyalleşmeleri lazım. El emeği ürünlerini alacağız. İstanbul'un 961 mahallesi var 300'ünde kreş yok. 955 tane kreş yapacağız. Ev kadınları gözü arkada kalmadan çocuklarını bırakabilecek. Ekrem Bey'de de bu vaatler olabilir.

Birçok vaatler zaten halihazırda belediyenin yaptığı şeyler var. Ekrem Bey, Beylikdüzü'nde 11 tane kreş vaadi vermiş, 1 tane yapmış. Önemli olan vaat vermek değil gerçekleştirmek.

Siyaseti kalitemiz konusunda yine bir yorumda bulundu. Kalite yorumu yapınca incitici oluyor. Bu hoş bir yorum değil. Beylikdüzü halkı bizim neler başardığımız hususta net bir refleks ortaya koymuştur. Bugün vaad verme konusu bize aittir, sayın Yıldırım'a ait değildir.

Yıldırım: Bu ne biçim laf, ben de belediye başkanı adayıyım

Küçükkaya: Söz vereceğim efendim

İmamoğlu: Siz yönetimdesiniz zaten. O anlamda vaad bize yakışır. Siz bir şey yapmamışsanız, kadınla ilgili eylemleriniz yeterli değilse bunları vaad haline getirirseniz sevindirici. Sayın Yıldırım'ın bizim vaadlerimizi takip etmesi sevindirici. Şu anda bizim söylemlerimiz üzerine oturmuştur. Biz insana, kadına, çocuğa gençlerine oturduk zemini. Hızlıca 150 kreş açacağız. Kadınların söz hakkı olma meselesi. Kadın istihdamı. Kadın emek ofisleri. Satın alma garantisiyle kadınların çalışabilmesine fırsat tanımak. Annelere 0-4 yaş arası bebekleriyle ücretsiz dolaşma hakkı sağlayacağız. Bütün sosyal tesislerimizden yüzde 40 indirimli yararlanma hakkı sağlayacağız. Şiddeti önleme kriz merkezi açacağız. Çocuğu ile beraber kadını özellikle ihmal ve istismar meselesi üzerinden destekleyeceğiz. Mahalle evlerimizde bu aynı zamanda mahalle meclisi kavramı içeriyor, iki sosyolog istihdamı sağlayacağız. Tüm bu söylediklerim özellikle ev kadınlarına olağanüstü bir hizmet yapacağız.

İmamoğlu: Siyasi kalitemiz konusundaki yorum hoş değil. Beylikdüzü halkı net bir refleks kullanmıştır. Vaat verme konusu bize aittir, 25 yıldır yönetiyorlar. Sayın Yıldırım'a şunu söylemeye çalıştım, yönetimdesiniz zaten siz bir şey yapmamışsanız, vaat haline getirmişseniz bu sevindirici. Biz hızlıca 150 kreş açacağız.

Kadınların söz hakkı olması meselesi. Kadınların çalışabilmesine fırsat sağlamak. Kadın sağlığı tarama merkezi, kadın sığınma merkezi açacağız.Mahalle evlerimizde, 2 sosyolog istihdamı sağlayacağız, çocuk istismara ve şiddetle ilgilensin diye.

İsmail Küçükkaya, sosyal medyada gelen tepkiler üzerine Binali Yıldırım'a sordu: FETÖ okullarında eğitim gördünüz mü, yurtlarında kaldınız mı?

Yıldırım: Yok, ben ne örgüt elemanı, ne de yurtlarında kalmışlığım yok

Çevre vaatleri

Küçükkaya: Çarpık kentleşme, yapılaşma ikinizden de bunun yanıtını merakla bekleyeceğim.

İmamoğlu: İçeriklere yön çizebilmek adına kaç sorumuz kaldı

Küçükkaya: Son bir soru. Benim bir tane özel sorum var bitiyor.

Yıldırım: Biz ulaşımı konuşmadık. Trafiği konuşmadık. Çevreyi, otoparkı daha birçok konuyu konuşmadık.

Küçükkaya: Devam edebiliriz efendim. İstanbul'un baş başa kaldığı çarpık kentleşme, betonlaşma, deprem alanları kalmamış, AVM olmuş, rezidans olmuş. Nasıl çözeceksiniz Ekrem Bey?

İmamoğlu: istanbul'un yönü yok. Gittiği yer ile ilgili bir tanım yok. Kaç milyon olacak İstanbul? İstanbul şehrinin yönünü çizeceğiz. İlk 1 yıl içerisinde mevcut durumu belirleyeceğiz. 2030 ve 2050 hedefleri. İstanbul'un kırsal kent planlaması önemli. Yeşil alan konusunda İstanbul Türkiye ve dünyanın en sıkıntılı metropollerinde birisidir. Biz 15 vadide yaşam vadisi açıkladık. Bizim 30 milyon metre karelik bu şehre katma konusunda bütün toplumla anlaştık. Bu şehri yönetenler, 25 yıldır bu kenti yönetenler 'bu kente ihanet ettik' cümlesini ben söylemedim. Bu şehrin birçok ilçesinde yeşil alanların yok edilerek, imara açılması. Özellikle deprem toplanma yerlerin yok edilmesi. Bu şehrin değişmez kurallarını var edeceğiz.

Küçükkaya:  Sizinle devam edelim efendim...

Yıldırım: Şehrin nefes alması, insanlar binalardan bunalıp, yeşil alana kendini atacak yer bulması lazım. Bizim 20 tane yeşil koridor projemiz var. Silivri'den Pendik'e kadar devam ediyor. İstanbul'un dereleri bunlar. Yapılaşmadan  dolayı bir kısmı adı kaldı kendisi yok. Biz bütün bu dereleri ihya edeceğiz.  37 milyon 500 bin metrekare ilave yeşil alan kazanmış olacağız. Bu alan hem derenin etrafında yürüyüş alanları, bisiklet alanları, piknik alanları olacak. Buradan da yatayda millet bahçelerine geçiş olacak. Her mahallede 200 metre mesafede bir çocuk parkı olacak. Sonra semt parkları, millet bahçeleri bu koridorlarla entegre olacak. Kuzey ormanlarına erişimi bu koridorlarla sağlayacağız veya kuzeyden Marmara'ya inişi sağlayacağız. Buralar depremde geçici barınma alanları olarak yapılacak. Bu heyecan verici proje ve çok kolay yapılabilir bir projedir. İstanbul'un kişi başı yeşil alan 10 metre karenin üstüne çıkmış olacak. Dikey yapılaşma hem sosyalleşmeyi hem kentin kimliğini ortadan kaldırıyor. İstanbul'un bu dikey yapılaşmasında ilçeler bazında 22 ilçede yoğunlaşmış ve bu 22 ilçenin 18'i CHP'li belediyeler. 4 tanesinde AK Partili belediyeler var.

Gençlere yönelik vaatleri

İmamoğlu: Gençlerin üniversiteden sonra işe girmesine kadar takip edilmesi gereken bir konu. 400 TL üniversite bursu vereceğiz. Yurt yapacağız. Bizim kimseye ihtiyacımız yok.

Gençler İstanbul'dan başka şehirlere kaçmayacak. Beyin göçü yaşıyoruz. Bizim gençlerimiz İstanbul'da hayal kuracak.

350 bin gencin Ekrem abisi olacağız.

Biz bu kenti erişebilir, vicdanlı hale getireceğiz. Yaşlı ve engellilere acil durum bilekliği getireceğiz

Yıldırım: Gençler benim kankam. Çok da güzel tepkiler aldı. Gençler için en baba müjde 10 GB internet. Uluslararası E-spor olimpiyatlarını İstanbul'da yapacağız.

Üniversiteye hazırlanan, öğrencilik vasfını kaybetmişler de indirimden yararlanacaklar.

İşsizlere de ulaşım desteği vereceğiz.

Ben bursu yazmadım. Belediyeler bursu veremiyor. CHP, AYM'ye götürdü. 75 bin öğrenciye nasıl verecek bilmiyorum.

Ulaşım vaatleri

Yıldırım: Ulaşım benim işim tevazuya lüzum yok. 16 yıl boyunca Türkiye'nin her yerini donattık. Yurdun her köşesini adeta ağ gibi ördük.

Biz 2024'e kadar insanların trafikte yarım saat kazanmasını sağlayacağız. Yapacağımız raylı sistemle. Minumum 50 kilometre raylı sistem yapacağız.

Yüzde 30 artmış olacak. Bu en önemli projemiz. Edindiğimiz tecrübelerle kolaylıkla yapacağız

Ciddi anlamda metrobüste biraz rahatlama oldu marmaray ile.

Akıllı metrobüs araçları ile değiştireceğiz, kapasiteyi yüzde 50 arttıracağız.

Levent ile Mahmutbey arasındaki metroyu bir sene açacağız. Marmaray'da çüreyen vagonlar külliyen yalan.

İmamoğlu: Bütüncül yaklaşımla ulaşım sorunu çözülecek.Biz bütün aktörle birlikte çalışacağız. Biz taksicinin, minübüsçünün köprüleri ücretsiz kullanması için girişimde bulunacağız. Sayın Yıldırım, ulaşımda Türkiye'yi hallettim dedi. İstanbul'u halledemediler. İstanbul durakta bekleme süresi 20 dakikayı harcıyor. İstanbullu günde 91 dakika harcıyor. Marmaray'dan geçtim. 70'lerden fizibiletesi başlayan proje kendileri döneminde bitti.

Senede sadece 8.3 km yapabildiler. Deniz ulaşımı yüzde 10'lardan yüzde 3'e düştü. Yaşam vadilerini erişebilirlik sağlayacağız.

Adayların son sözleri

İmamoğlu: Buradan çıkışta kendileri de uygun görürse, iki hanımefendinin yanımızda olduğu bir fotoğraf vermek isterim. Bu şehrin kucaklaşmaya, buluşmaya ihtiyacı varç. Şehirlerden hak, hukuk, adalet, erdem kavramları başlar. Ben kimse ile ilgili konuşmadım. Söz verdiğim gibi 6 aydır temiz dil kullanıyorum. Bu şehrin akılla, bilimle eşit paylaşarak, şeffaflığı hâkim kılarak muazzam bir kent yaratacağız.

Biz 31 Mart'taki sürecin hak, hukuk ve adalette buluşması için çabamızı gösteriyoruz. Herkes sandığa gitsin, demokrasi bayramını bizimle paylaşsın. Ben her şey çok güzel olacak diyorum.

Yıldırım: İstanbul müjdelenmiş bir şehirdir. 15 milyon insan yaşıyor. Bir kısım vatandaşımız Anadolu'ya gidiyor. 16 yıl ülkeme dolu dolu hizmet yaptım. Bu şehir beni Binali'den Binali Yıldırım yaptı. Bu şehre çok güzel hizmetler yapmaya hazırım. Daha önce yaptıklarımı yeni yapacaklarımı taçlandıracağım. Ulaşım sorununu 5 sened e çözeceğim. Eziyetten keyfe dönüştüreceğim.

Avrasya, üçüncü köprü ve Marmaray olmasaydı adım bile atılamazdı bu şehirde.

Vatandaşlarımıza son sözüm: Sandığa gitsinler. Ben de Ekrem Bey'i çaya davet ediyorum.